Parkinson hastalığı hakkında bilinmesi gerekenler

11 Nisan Dünya Parkinson Hastalığı Günü nedeniyle hastalık hakkında bilgi veren Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, “Parkinsonun kişinin yaşam süresini kısaltmadığının da bilinmesi gerekiyor. Mevcut bulguların tedavisi ile hastaların yaşam kalitesini yıllarca belirli seviyede tutmak mümkün” dedi

11 Nisan 2024 - 13:09

Vücudun hareket kabiliyeti üzerinde çok önemli rolü olan dopamin isimli maddenin beyinde eksilmesiyle ortaya çıkan bir hastalık olan Parkinson hem hastaları hem de hasta yakınları için oldukça zor bir hastalık. Parkinsonun genellikle ileri yaşlarda daha fazla görüldüğünü belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Nöroloji Bölümü Direktörü Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, “Bu nedenle insanların yaşam süreleri uzadıkça daha yüksek oranlarda görülüyor. Hastalığın en önemli dört belirtisi; hareketlerin yavaşlaması, özellikle istirahat halinde ortaya çıkan titremeler, kaslarda sertlik ve postür reflekslerinde azalmadır” açıklamasında bulundu.

11 Nisan Dünya Parkinson Hastalığı Günü nedeniyle

Hastalığın ilerleyişini tamamen durduracak bir tedavi yöntemi bulunmadığını dile getiren Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, “Ancak Parkinsonun kişinin yaşam süresini kısaltmadığının da bilinmesi gerekiyor. Mevcut bulguların tedavisi ile hastaların yaşam kalitesini yıllarca belirli seviyede tutmak mümkün. Tanı konduktan sonra doğru tedavi yöntemleriyle yüzde 90 oranında olumlu yanıt alınabiliyor. Tedavi yöntemlerini; ilaç, cerrahi ve diğer yöntemler olarak sınıflandırabiliriz. Çok çeşitli ve etkili ilaçlar var olduğu için seçilecek tedavi planının deneyimli bir nörolog tarafından yapılması çok önemli” ifadelerini kullandı.

HER HASTADA TİTREME GÖZLEMLENMİYOR

Parkinson hastalarında ilk belirtilerin genellikle vücudun tek bir tarafında başlayıp yıllar içinde vücudun diğer tarafına geçtiğini söyleyen Kütükçü, “Bu belirtilerden en önemlisi kişinin hareketlerinin yavaşlamasıdır. Hareketler yavaşladığı için hastanın yürümesi değişir; adımları küçülür ve kolları daha az sallanır. Belirtiler yüz bölgesinde de ortaya çıkabilir, bu durumda mimikler azalarak donuk bir ifade oluşur. Titremeler özellikle istirahat halindeyken ortaya çıkar. En sık eller titrerken; ayaklar, dudaklar ve çene daha az sıklıklarla titrer. En önemli belirtilerden birinin titreme olmasına rağmen bazı hastalarda bu şikâyet oluşmayabiliyor” bilgilerini paylaştı.

Parkinson tanısının, hastalığa özel herhangi bir laboratuvar tetkiki bulunmadığı için ancak nörolojik muayene ile konabildiğini söyleyen Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, “Hastalığın ilerleyen yıllarında ilaçların yan etkileri sebebiyle başka sorunlarla da karşılaşabiliyoruz. Hastalık ilerledikçe; ‘fleksiyon postürü’ dediğimiz vücudun öne ve yanlara doğru eğilmesi, ‘donma’ diye isimlendirdiğimiz harekete başlamada zorluk, unutkanlık, psikiyatrik bulgular, kabızlık benzeri sindirim sistemi bulguları, ürolojik belirtiler ve uyku bozuklukları gibi diğer sistem etkilenmeleri de ortaya çıkabiliyor” dedi.

BELİRTİLERİ

Gelecekte Parkinson’un oluşabileceğini düşündüren bulguların gözlemlendiği, premotor isimli bir evre bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, “Bu evrenin belirtileri REM uykusu davranış bozukluğu, koku alma bozukluğu ve kabızlık olarak sıralanabilir. REM uykusu davranış bozukluklarını; uykuda bağırma, korkma, kol ve bacaklarda hareket gibi örneklendirebiliriz. Bütün bunlar yıllar öncesinden Parkinson hastalığının ön belirtileri olabilir ve bu belirtilere sahip kişilerde hastalık gelişme riski daha yüksektir” uyarısında bulundu.


ARŞİV