Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) Taraflar Konferansı COP29, 11 Kasım’da Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de başlıyor. İklim değişikliğiyle mücadelede önemli kararların alındığı yıllık zirve, bu yıl da tüm dünya ülkelerinin katılımıyla kritik bir platform oluşturacak. Greenpeace Türkiye, konferansın önemine dair katılımcılar ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla COP29 hakkında bilinmesi gereken temel noktaları 6 soruda derledi. Greenpeace Türkiye’nin hazırladığı 6 soru ve yanıtları özetle şöyle:
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı, 1995 yılından bu yana her yıl farklı bir şehirde, iklim değişikliğiyle mücadelede küresel işbirliği nihai hedefi ile gerçekleştiriliyor. Dünyanın dört bir yanındaki hükümetlerden devlet başkanları ve bakanlar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, şirketler, inanç grupları, bilim insanları ve yerli halklar ve yerel topluluklar gibi diğer paydaş gruplarla birlikte katılıyor.
COP her yıl farklı konulara ve uygulama görevlerine odaklanıyor. Bu COP'u öncekilerden ayıran ilk defa odakta tamamen finansın yer alacak olması. Bu zirvede, gelişmiş ülkelerin 2025 sonrası dönemde gelişmekte olan ülkelere sağlayacağı iklim finansmanını güvence altına almak amacıyla Yeni Toplu Sayısallaştırılmış Hedef (NCQG) üzerinde anlaşma sağlanması bekleniyor.
COP'a ev sahipliği yapacak ülke, beş Birleşmiş Milletler bölgesel grubu (Afrika Grubu, Asya-Pasifik Grubu, Doğu Avrupa Grubu, Latin Amerika ve Karayipler Grubu (GRULAC) ve Batı Avrupa ve Diğerleri Grubu (WEOG)) arasında dönüşümlü olarak belirleniyor.
BM iklim müzakerelerinin bir büyük fosil yakıt üreticisi ülkeden diğerine geçmesi, bu konudaki seçimler adına absürd bir tablo çiziyor. Dünya, küresel ortalama sıcaklıkların 1.5C'yi aştığı korkutucu 14. ayı yaşarken, petrol ve gaz zengini Azerbaycan'ın COP29 ev sahibi olarak seçilmesi son derece iddialı.
Ancak COP Başkanı olarak Azerbaycan, örnek teşkil edeceğine ve COP28'de varılan anlaşmalar doğrultusunda 1.5°C uyumlu bir NDC sunacağına söz verdi.
Türkiye COP29’a üst düzey katılım sağlayacak. Toplantının ilk iki gününde gerçekleşecek Devlet Başkanları Zirvesi’ne Tayyip Erdoğan da katılacak. Türkiye COP29’da 2053 Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisini ve Sıfır Atık İnisiyatifini açıklayacak. Türkiye delegasyonu, iklim finansmanında çok taraflı kalkınma bankalarının ve özel sektör yatırımlarının etkin rol oynamasını ve proje bazlı finansmanla çalışan Türkiye gibi ülkelerin finansmana daha hızlı ulaşması için bir yol haritası belirlenmesini istiyor.
Bu yıl aynı zamanda 2026 yılında yapılacak COP31 başkanlığının kime verileceği konusunda da karara varılması bekleniyor. Aday ülkeler; Türkiye ve Avustralya. İklim değişikliği konusunda yapılan en büyük ve en önemli toplantıya ev sahipliği yapmak hem ülkelerin prestijleri hem de iklim değişikliği konusunda sözlerini güçlü şekilde söyleyerek liderliklerini gösterebilecekleri bir konu olduğu önemli.
Greenpeace, COP29 için üç temel konu üzerine yoğunlaşıyor:
Türkiye özelinde ise Türkiye’nin güçlü bir iklim eylemi ile hedeflerine ulaşabilmesi adına yeni kömürlü termik santral yapmama ve kademeli olarak kömürden çıkış kararı açıklaması
Toplantıdan gelişmiş ülkelerin sorumluluklarına vurgu yapmayan, iklim finansmanı konusunu yalnızca iklim eylemi içinde projelerin finansmanına ya da gelişmekte ülkelere verilecek kredilere odaklayan bir karar iklim değişikliğinin yarattığı eşitsizlikleri daha da derinleştirebilir. Ülkelerin 2030 ve 2035 NDC’lerinde kömürden çıkış ve yenilenebilir enerji hedeflerinin planlanmasına dair bir yol haritasının oluşturulmaması iklim değişikliği için güvenli eşik olarak belirlenen 1.5°C hedefinin başarılamamasına neden olacaktır.