Merkezi Hasanpaşa’da bulunan Yeryüzü Derneği’nin öncülük ettiği, bu yıl yedincisi düzenlenen, Kent Bahçeleri Projesi’nin bu yılki ayağının sonuna gelindi. Dernek proje kapsamında balkonlarında bahçecilik yapmak isteyenlere, saksılara sebze ekimiyle ilgili atölye çalışmalarının sonunda, 14 Mayıs Pazar günü, Anadolu Yakası’nda 9’da Kuzguncuk’ta, 11’de Hasanpaşa’da, daha sonra Özgürlük Parkı ve Pendik’te tohum ve fide dağıttı. Kadıköy Belediyesi’nin de desteklediği projede bu yılla birlikte 1350 bahçeye ulaşıldı. Projenin bu yılki koordinatörü Nuriye Kayalı, ilk üç sene koordinatörlüğünü yapan Aytaç Timur ve seneye koordinatörlüğünü yapacak olan Ozan Keçeci projenin önemini gazetemize anlattı.
ÖNCE EĞİTİM
2009 yılından beri devam eden bu yıl yedincisi düzenlenen proje bütün İstanbul’u kapsıyor. Yedi noktada semt buluşmalarının gerçekleştiği projede ilk önce balkon bahçıvanı adayları ekim-dikim, sulama ve bakım konularında uzman dernek ekibinden eğitim alıyorlar. Bu eğitim sonucunda dağıtılan “ata tohumları” sayesinde üretim sürdürülebilir hale geliyor. Ayrıca daha önceden projeye katılan katılımcılar yetiştirdiği fidelerin bir kısmını derneğe bağışlayarak, projenin devamlılığına katkı sunuyor.
BELEDİYE DESTEKLİYOR
Projeyi Kadıköy Belediyesi de destekliyor. Belediye ile çoğu konuda ortak çalışmalar yaptıklarını söyleyen Nuriye Kayalı, kent konseyinin gıda çalışma grubunda yer aldıklarını ve Fenerbahçe Parkı’nda kurulan bostanda belediyeyle birlikte çalıştıklarını söyleyerek, Kadıköy Belediyesi’ne teşekkür etti.
ÇOCUKLAR EMEĞİ ÖĞRENMELİ
Projenin en önemli amaçlarından birinin çocuklarla ilgili olduğunu söyleyen proje koordinatörü Nuriye Kayalı, konuyla ilgili “Çocuklar elmayı domatesi hep manavda, markette görüyorlar. Dalında görmüyorlar. Dalında görmesini hedefliyoruz aslında. Markete gidiyor alıyor ve eve gidiyor. Diğer süreçlerden habersiz.Fidenin büyümesi var. Çiçek açması var. Çocuk bunu gözlemlerse, onu daha çok severek yiyecektir ve severek bakacaktır. Bunu görsün istiyoruz” derken, Aytaç Timur şunları söylüyor: “Çocuklar, artık nerede neyin yetiştiğini bilmiyor. Birçoğu belki de Migros’ta yetiştiğini sanıyor ürünlerin. Çocuğun emek vermeyi öğrenmesi gerekiyor. Hayatta ölümün olduğunu, bir şeyin ancak emek verdikten sonra yeşertilebileceğini öğrenmesi gerekiyor.”
“BOŞ ALANLAR DEĞERLENDİRİLMELİ”
Aytaç Timur, İstanbul’da çok fazla boş toprağın olduğunu, bu toprakların güzel değerlendirilmesi gerektiğini söylerken, boş alanların sadece kozmetik bahçe olarak kullanılmasını eleştirdi. Dünyadaki eğilimin gıda bahçeciliğine yönelik olduğunu söyleyen Timur, Moskova’da 4 aileden 3’ünün kent bahçesi olduğunu, Havana’nın tükettiği bütün sebzenin %85’inin kentten elde edildiğinin altını çizdi. Timur’un aktardığına göre projenin amaçları şöyle:
• Taze sebzelerde antioksidan miktarı, beklemiş olana göre kat kat fazla. Temiz bir topraktan koparıp yediğiniz yeşillik daha sağlıklı bir yaşam sürmemizi sağlıyor.
• Evsel atıklardan kompost üretilip, gübre olarak bahçeye verilmesi, şehir çöplüklerinin vaktinden erken dolmasını önlüyor.
• Şehirlerde oluşturulan her yeni yeşil alan, yağmuru kendine çekiyor ve kuraklığı önlüyor, barajlarda su seviyesinin artmasını sağlıyor.
• Kent bahçeleri toprağın su çekme miktarını arttırarak, selleri ve evlerin su baskınına uğramasını önlüyor.
• Kente gelen sebze-meyve miktarı azaldığı için daha fazla fosil yakıtın kullanılmasına gerek kalmıyor ve iklim değişikliğinin önlenmesine katkı sağlıyor.
• Yeşillik demek, temiz hava ve daha fazla oksijen demek. Kent bahçeleri şehrin havasının temizlenmesini sağlıyor.
• Her geçen yıl azalan tarım rekoltesinin artmasını, daha fazla sebze-meyve üretilmesini sağlıyor.
• Çocukların ve gençlerin toprakla tanışmasını, hasadı öğrenmelerini ve çevreyi sevip-korumalarını sağlıyor.
GIDA GÜVENLİĞİ ELZEM
Gelecek yıl projenin koordinatörlüğünü üstlenecek olan Ozan Keçeci, gıda güvenliğinin çok önemli olduğunu söyleyerek, şu an yaşanan durumu “gıda terörü” olarak nitelendirdi. Keçeci, dünyanın büyük lobici şirketlerinin milli tarım politikalarını hiçe sayarak, sulandırılmış gübrelerle insanları zehirlediğini söyledi. Kar odaklı, satışa dönük üretimin yanında ilaç kullanımını artırdığını söyleyen Keçeci, bunun insanlara hastalığa ittiğini belirtti. Keçeci, sistemin insanlara önce sağlık gıda satarak hasta ettiğini, sonra da ilaç sattığını anlatırken, bu sisteme darbe vuracak yegâne olayın kent bahçeciliği olduğunu vurguladı.
7 YIL, 1350 BAHÇE
Bu yılla birlikte yedinci senesini dolduran proje de toplan 1350 bahçeye ulaşılırken, on binlerce tohum dağıtıldı. Projenin sekizinci senesinde siz de katılmak isterseniz, 2018 Mart ayında Yeryüzü Derneği'nin internet sitesinden başvuru yapabilirsiniz.
KUTU- BU MEVSİMDE NE YETİŞİR?
Projenin koordinatörü Nuriye Kayalı, bu mevsimde balkonlarda nelerin yetiştirilebileceğini gazetemizle paylaştı. Kayalı’nın aktardığına göre, domates için mevsim uygun, fakat domates diğer sebzelere göre daha fazla ilgi ve yer istiyor. Bu sebepten kaynaklı domatesin bahçede yetiştirilmesi daha uygun. Eğer balkonda yapılacaksa, saksının en az 50-60 cm derinliğinde olması gerekiyor. Domates kendi kendine döllenme yapamadığından çevrede arının veya rüzgârın olması gerekiyor. Marul, maydanoz, roka, nane, dereotu gibi yeşil sebzelerde bu mevsimde ekilmeye uygun. Biber ise kendi kendini dölleyebildiğinden ve bakımı kolay olduğundan balkonlara uygun bir sebze.