Don Kişot Bisiklet Kolektifi’nin “Faytondan in bisiklete bin” çağrısıyla Kadıköy Adalar İskelesi önünde buluşan grup, atlı faytonların kaldırılması için Bostancı Adalar İskelesi önüne kadar bisiklet sürdü . Kadıköy Adalar İskelesi'nin önünde "Faytona son, atlara özgürlük" yazılı pankartla bir araya gelen grup “Bisikletli isyan zamanıdır’’ başlıklı bültenle atların yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti.
Grup adına basın açıklamasını okuyan Melike Özdemir, "Talebimiz; Türkiye’nin faytonculuk yapılan her yerinde daha az fayton veya atlar için daha iyi yaşam koşulları değil, atlı faytonların tamamen kaldırılması. Atlara özgürce yaşam hakkının, yani her canlının doğuştan sahip olduğu en temel hakkın derhal geri verilmesidir. Bizim eşit ve özgürce yaşam hakkımız onlarınkinden üstün değildir" dedi.
Atlı faytonları kaldırma yetkisinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde olduğuna dikkat çeken Özdemir, seçimden önce hayvan hakları yasama izleme delegasyonunun 'Söz veriyorum' metnine imza atan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun bu sözünü yerine getirmesini istediklerini söyledi.
“NOSTALJİK BİR EĞLENCE DEĞİL ARTIK”
Eyleme katılan isimlerden Sait Biliz ise, " Adalar kendi jeolojik durumu nedeniyle de parkurları, zor virajları ve dik yokuşları olan bir yer. Faytona 5-6 kişinin binip onun tepelerde ve zor koşullarda çalıştırılmasını insanlar empatiyle görmek istemiyorlar. Oysa bunun daha modern yöntemleri var. En basiti golf araçları, yani 100 yıldır elektrikli neredeyse. Elektrik motorlu bir araç çok rahat kamu kaynaklarıyla faytonculara tahsis ve temin edilebilir. Kredileri yapılandırılabilir. Bununla ilgili gerek hükümet gerekse Büyükşehir Belediyesi, Adalar Belediyesi ve STK’lar, yerel gruplar insiyatif alıp taraf olup bu işi çözebiliriz" dedi.
Biliz, sözlerine şöyle devam etti: "Bu iş bir fantezi değil, nostaljik bir eğlence değil artık. Bu gerçekten zulüm kokan bir iş. Adalar gibi her anlamda dokusu korunan bir bölgede sürekli bu tarz vahşi eylemlerin olması hayvanların ölmesi, insanların ve çocukların gözü önünde kötü koşullarda sürekli mağdur edilmeleri artık gerekli bir şey değil. Belki atları adaların bir dokusu olarak orada özgürleştirmek gerekiyor. Faytoncular içinde gerçekten onları mağdur etmeyecek bir sonuca, bir çözüme ulaşmak için tarafların oturup bir araya gelmesi gerekiyor."