Doğa için kolektif; Kibele

Kibele Kolektif adı altında toplanan bir grup üniversite öğrencisi, ‘’Doğaya ve dünyaya faydalı işler yapmaya çalışıyoruz’’ diyor

29 Mayıs 2018 - 14:37

Doğaya emek verenlerin günü 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle sayfalarımıza  öğrencilerin çevre örgütü ‘Kibele Kolektif’i konuk ediyoruz. Çevre gönüllüsü 12 gencin kurduğu kolektif, doğal yaşama ve kültürel mirasımıza sahip çıkmak projeler yapıyor. Kadıköy Belediyesi’nin Çevre Festivali’nin katılımcıları arasında yer alan Kibele’yi yakından tanıyalım;

  • Sizler kimlersiniz? Hepiniz öğrenci misiniz, nereden tanışıyorsunuz?

Bizler, 20-24 yaşları arasında, uzun yıllardır arkadaşlık eden, aynı ülkü ve hayali paylaşan üniversite öğrencileriyiz. Farklı üniversitelerde ve farklı disiplinlerde eğitim görüyor olsak da benzer hedef ve planlar uğruna bir araya gelerek Kibele Kolektif ismini verdiğimiz bir topluluk oluşturduk. Ekibimiz; Barış Baran, Eren Erkan, Evren Dağdelen, Furkan Aktulum, İlke Bultan, İrem Nur Kavanoz, Kerem Öktem, Mert Soner, Sıla Kalender, Tuğberk Kurtaran, Uğur Orberk Özdemir ve Umut Büyüktaş’tan oluşuyor.

  • Genç yaşta çevre duyarlılığı kazanmışsınız. Böyle bir oluşumu kurmaya sizi neler yöneltti? Şehirde büyümüş ve yetişmiş insanlar olarak, zaman içerisinde, şehir hayatının getirdiği yıkıcı sosyal ve bireysel problemlerin birebir tanığı olduk. Kentsel tüketim alışkanlıkları, doğaya ve özüne yabancılaşma, duyarsızlaşma, şehrin angaryaları ile tüketilen; üretimden uzak bir yaşam, bir araya geldiğimizde sohbetlerimizin büyük bir kısmını oluşturan ve sürekli şikayet edip durduğumuz konulardı. Bir süre sonra, problemlerin “ayırdına varmanın” bizi tatmin etmediği noktasında mutabık kaldık ve elimizi taşın altına koyarak harekete geçmemiz gerektiğine karar verdik. Kibele Kolektif işte bu şekilde hayat buldu.

ÖZE DÖNÜŞ YOLCULUĞU

  • Anadolu’nun bereket tanrıçası Kibele’yi neden isim olarak seçtiniz?

Kibele, analığı, üremeyi, hayatın sürmesini, bereketi ve verimliliği simgeliyor. Yeryüzünün en eski yerleşkelerine ev sahipliği yapmış, uygarlığın beşiği olarak nitelendirebileceğimiz Anadolu’nun, ruhu ile özdeleşmiş antik bir figür. Kibele, hem söz konusu uygarlıkların Anadolu’da yarattığı kültür katmanlarının günümüze kadar ulaşmış somut izleri olan arkeolojik materyaller ve taşınmaz kültür varlıkları ile, hem de bu kültün sembolize ettiği soyut değerler bütünü ile bu topraklara ait kültürel ve doğal mirasın önemli bir simgesi haline gelmiştir. Bu sebeple, öze dönüş olarak adlandırdığımız yolculuğumuzda bize ilham veren de yine Anadolu ve onun biricik tanrıçası oldu.

  • Kibele Kolektif ile amacınız nedir?

Bizi ortak bir kültürün paydaşı kılarak birlikteliğimizi güçlendiren; kadim, müşterek değerlerin ve doğal zenginliklerin korunması… Yaşadığımız coğrafyanın içinde barındırdığı binlerce yıllık kültürel geçmişe ait öğeleri, endemik varsıllığı ve sahip olduğumuz ilanihaye çeşitliliği kullanarak bu zenginliğe katma değer oluşturacak aktiviteler düzenlemek ve bu mirası yüceltecek kolektif bir bilinç oluşturmak, Kibele Kolektif’in misyon ve vizyonunu oluşturuyor.

AĞAÇLARIN DOĞUMGÜNÜ KUTLADILAR

  • Bugüne kadar şehrin doğal mirasa sahip çıkmak için İstanbul'da ekolojik açıdan sorunlu bölgelerde çöp topladınız, fidan diktiğiniz, şehrin en yaşlı ağaçları ile insanları buluşturdunuz. Bu etkinlikleri özetler misiniz?

Günlük ziyaretçilerinin çokluğundan ve çevre duyarsızlıklarından dolayı yoğun bir çevre kirliliğiyle karşı karşıya olan Kartal Aydos Ormanlarında ekip üyelerinin katılımıyla çöp toplama etkinliği düzenledik. Kendi imkanlarımızla ulaştığımız ormanda gün boyu çalışarak ormanı biraz olsun kirliliğinden arındırmaya çalıştık. Ormandaki ziyaretçilerle çevre temizliği konusunda bilinçlendirici sohbetler ettik. Aynı etkinliği Burgazada ve Şile’de de gerçekleştirdik.

Sarıyer- Bahçeköy’de gerçekleştirdiğimiz ağaç yaş günü etkinliği kapsamında, koruma ormanı içerisinde yer alan 1378 yaşındaki Oyuk Ağaç olarak adlandırılan Londra çınarını ve 900 yaşındaki ahtapot çınarını Turkan Efe İlkogetim Okulu öğrencileriyle birlikte ziyaret ettik, birlikte oyunlar oynayıp masallar anlattık. Etkinlik için hazırladığımız servi tohumlarını çocuklara hediye edip, çevre duyarlılığı kazanmaları konusunda onları teşvik ettik.

2006’da kabul edilen tohumculuk yasasıyla birlikte atalık tohumların satışı yasaklandı. Biz de Anadolu’daki biyo-çeşitliliğin kaybolmasını önlemek; küçük üreticiler ve tohum severler arasında yerel / atalık tohumların serbest bir şekilde dolaşımına katkıda bulunmak ve yayılmasını sağlamak adına takas etkinlikleri gerçekleştiriyoruz. Bunlardan ilkini Nisan’da Bodrum'un Mumcular köyünde gerçekleştirdik. Endüstriyel yöntemlerden uzak, doğal ve yerli tarım yapan insanların misafiri olup bölgede tohum ve fikir alışverişinde bulunduk. Yine Nisan ayı içerisinde Şile Saklıgölde fidan dikimi gerçekleştirdik. Kibele Kolektif üyeleri, atölyemizde çalışmalar yürüten 9. Köy Tiyatro Topluluğu ve sosyal medya hesaplarımızda yaptığımız duyurular neticesinde bize katılan arkadaşlarla birlikte 100 fidanı toprakla buluşturduk.

Mayıs’ta Burhaniye İlköğretim Okulunda kültürel miras konulu duvar resim çalışmamız oldu. Aizanoi Zeus Tapınağı, Efes Artemisi, Göbeklitepe ve Divriği Ulu Camii figürlerinin bulunduğu bu çalışmanın açılışını küçük dostlarımızın katılımıyla, Anadolu mitlerinden oluşan masal dinletisiyle yaptık.

KİBELE, ANADOLU’YA GİDİYOR

  • İstanbul'da kuruldunuz ama ulusal çapta da projeler planlıyor musunuz?

Anadolu’nun sahip olduğu kültürel ve doğal mirasın korunmasına ve yaşatılmasına dikkat çekmek ve gelecekte bu zenginliğin mirasçıları olacak çocuklarda koruma ve sahip çıkma bilincini oluşturmak maksadıyla planladığımız ‘Kibele’nin İzinde’ ismi verdiğimiz gezici kültürel ve doğal miras projemiz var.  15 kişilik bir ekiple 9 Temmuz’da başlatmayı hedefliyoruz. Proje kapsamında oluşturulan özgün rota dahilinde Kibele kültünün takibi yapılacak; 19 il ve 38 durak ziyaret edilecek ve Türkiye’nin sahip olduğu zengin mirasa sahip çıkma hususunda genç nüfusun üzerine düşen sorumluluk vurgulanacak.  Ören yerleri, arkeolojik kazı alanları, ekolojik köyler, milli parklar, müzeler, köy okulları, doğa okulları ve stk’lara yapılacak ziyaretler neticesinde projeye paydaş olacak kurum ve kuruluşlar ile bu alanda kolektif bir ses oluşturulmasını hedefliyoruz. Projemiz kapsamında tohum takası, çocuklara yönelik sanat atölyeleri, geri dönüşüm atölyeleri,çocuk tiyatrosu, zirai faaliyetlerin çevreye zararlarının en aza indirilmesi adına bilinçlendirici kitapçık dağıtımı,köy okullarında boyama etkinlikleri, kazı ekipleri ve ekolojik köy yetkilileri ile yapılacak röportajlar, fotoğraf sergisi ve belgesel çekimi gibi etkinliklerimiz olacak.

Üçüncü kuşak insan hakları içerisinde yer alan doğal ve kültürel çevrenin korunması hakkı özelinde yürütülecek proje, Türkiye’de bu alanda ulusal bir ağ ve hareketlilik oluşturma gayreti içerisinde gerçekleştirilmiş etki alanı en geniş ve en büyük proje olacaktır. Kolektifimizin en büyük motivasyonunu oluşturan bu amaç doğrultusunda, hedeflediklerimizi gerçekleştirebilmek adına ihtiyaç duyduğumuz bilgi ve deneyim için aylardır sıkı bir şekilde çalışırken bir yandan da projenin hayat bulması için gerekli sponsor ve iş birlikleri için arayış içerisindeyiz.

  • Tüm bu etkinlikleri kendi çaba ve imkanlarınızla mı yapıyorsunuz? Gönüllü ve sponsorlara ihtiyacınız var mı?

Şimdiye kadar etkinliklerimizi kendi çabalarımız ve imkanlarımız doğrultusunda yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Kurulduğumuz günden bu yana desteklerini bizden esirgemeyen Buğday Derneği sayesinde gerekli motivasyonu bulduk ve çalışmalarımız hız kazandı. Kibele’nin İzinde Projesi için sponsorlara ihtiyaç duyduğumuzu ve bunun arayışında olduğumuzu söylemeliyiz. Proje için öncelikli ihtiyaçlarımızı bizi mobilize edecek; ekip üyelerini ve ekipmanları taşıyacak araç ya da araçlar ve tanıtım etkinlikleri kapsamında gerçekleştireceğimiz belgesel çekimi için gerekli ekipmanlar oluşturmakta. Üyeler olarak yol boyunca gerekli özveri ve fedakarlığı göstermeye hazır olsak da, bütçe gerektiren bir proje olduğundan sponsorsuz hayata geçmesi mümkün görünmüyor. Bunun dışında İstanbul’daki çalışmalarımızda ve projemizde bizle olmak isteyen arkadaşlarla birlikte çalışmaya hazırız.

  • 5 Haziran Dünya Çevre Günü mesajınız nedir?

Yalnızca yılın bir gününde değil, yaşamın her anında; hem üretimde hem de tüketimde doğanın ihtiyaçlarına ve gerçeklerine yüz çevirmediğimiz bir gelecek kurabilme umudunu Çevre Günü vesilesi ile tekrar dile getirelim. 

FİKİRTEPE’DE EKOLOJİ ATÖLYESİ

  • Bir de yerel soru sorayım. Kibele’yi neden Kadıköy’de kurdunuz?

Kolektifimizi Kadıköy’de kurduk çünkü üyeler olarak yıllardır ağırlıklı olarak vaktimizi Kadıköy’de geçiriyoruz, birçoğumuz burada yaşıyor. İlgilendiğimiz konularda gösterdiği hassasiyet ve duyarlılık da Kadıköy Belediyesi ile aramızda düşünsel ve eylemsel bir yakınlık kurarken, gerçekleştirmeyi planladığımız etkinlikler için kapısını rahatlıkla çalabileceğimiz bir belediyenin olması bizi mutlu ediyor.

  • Kadıköy’deki atölyenizde ne gibi aktiviteler yapıyorsunuz?

Tüm çalışmalarımızı organize ettiğimiz, toplantılarımızı yaptığımız atölyemiz, Fikirtepe Eğitim Mahallesi’nde bulunuyor. Kültür, sanat ve ekoloji odaklı çalışmalar yürütüyoruz burada. Burası, sanatın birleştirici gücü, hedef olarak ortaya konulan ideallerin daha iyi anlaşılması ve aktarılması adına bir tutkal görevi görüyor. Atölye içerisinde tiyatro, resim, heykel gibi birçok sanat dalında aktiviteler yapılıyor, ekolojik problemler ve alternatif çözümler üzerine uzmanlar tarafından seminerler veriliyor. Bugüne kadar şehir arıcılığı, ekolojik sanat, atık yönetimi, permakültür ve kompost yapımı konularında seminerler düzenlendi. Geri dönüşüm atölyeleri kapsamında çocuklara yönelik çalışmaların sürdürüldüğü kolektif bünyesinde doğaya zararlı atıkların tasarımlanarak kullanışlı objelere dönüştürüldüğü etkinlikler yapılıyor.

Kolektife ev sahipliği yapan atölyenin arka bahçesindeki 200 m² lik bakımsız arazi üzerinde yapılan düzenleme ve rekreasyon çalışmaları sonucunda, öncesinde kullanım dışı olan alan, atalık tohumların ekimi ile yeniden canlandırılmış ve şehir bahçeciliğine uygun bir faaliyet alanına dönüştürüldü. Kadıköy Belediyesi Çevre Festivali’nde sahneleyeceğimiz “Midas’ın Kulakları” isimli tiyatro oyununun provalarını gerçekleştirdiğimiz, kısa film çekimleri yaptığımız, kısacası; kolektifimizin mutfağı olarak adlandırabileceğimiz atölyemizde, uyumlu, verimli ve keyifle çalışabileceğimiz bir ortam yarattık. Atölye içinde ve dışında gerçekleştirdiğimiz etkinliklerimize katılım ücretsiz. Gönüllülük esasına dayalı olarak yaptığımız işlerde bize destek olacak yol arkadaşlarına kapımız her zaman açık.

  • Kadıköy’ün ekosistemine dair de projeleriniz olacak mı?

Kadıköy içerisinde Belediye’nin de desteğini alarak çeşitli atölye çalışmaları, tiyatro gösterileri gibi etkinlikler düzenliyoruz ve düzenlemeye devam etmek de istiyoruz. Ancak şimdilik Kadıköy’ün eko-sistemine dair bir projemiz bulunmuyor.

[email protected]

.


ARŞİV