"Enerjinin gezegene maliyeti artıyor"

İklim ve enerji krizinin çözümü için sürdürülebilir ve adil bir dönüşüm gerektiğine dikkat çeken Buğday Derneği, “Bu gezegende insan türü olarak var olmayı sürdürmek istiyorsak, her alanda doğa ile uyumu ve işbirliğini sağlamaktan başka çaremiz yok.” uyarısında bulundu

30 Mart 2022 - 16:31

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan sağlamak mümkün olsa da, iklim ve enerji krizini çözmek için bundan daha fazlasını yapmamız gerektiği ile alakalı kapsamlı bir "Enerji Dönüşüm Raporu" hazırladı.

“Fosil yakıtlara dayalı enerji üretimi gezegenimizdeki yaşamı bütünüyle tehdit ediyor. Enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan sağlamak mümkün olsa da, iklim ve enerji krizini çözmek için bundan daha fazlasını yapmamız gerek” diyen dernek, krizlerle başa çıkmanın yolunun; üretim, paylaşım ve tüketim yöntemlerimizi gezegendeki yaşamın sürdürülebilirliği yönünde yeniden tasarlamaktan geçtiğini savunuyor.

Derneğin raporunda, “Gezegenimizde bildiğimiz anlamda yaşamı tehdit eden iklim krizinin başlıca nedeni olan fosil yakıt ağırlıklı enerji üretimi ve tüketimi gün geçtikçe artıyor. Milyarlarca insan olarak her an enerji tüketiyoruz ve tükettiğimiz enerjinin bedeli gün geçtikçe yükseliyor; kuraklık, seller, su ve gıda kıtlığı, orman yangınları, salgın hastalıklar, çatışmalar, göçler… Bu bedelleri ödemek istemiyoruz ama iklim krizinin başlıca sorumlusu olan enerji üretim yöntemlerinden ve giderek artan enerji talebinden de vazgeçmiyoruz. Enerji krizini ortaya çıkaran yöntemlerden vazgeçmeden krizi çözemeyiz. Fosil yakıtlardan vazgeçip yenilenebilir kaynaklardan enerji üretmenin çok daha ötesine geçmemiz ve yaşam biçimimizi, üretim, paylaşım ve tüketim yöntemlerimizi acilen dönüştürmemiz gerek. Bir yandan doğa dostu, sürdürülebilir ve yerel üretim ve tüketim biçimlerini hayata geçirirken, diğer yandan da tüm sektörlerde doğal varlıkları gözeten adil bir paylaşım ve kullanıma yönelmemiz gerekiyor. Ve bu dönüşümün başarılı olması ancak hükümetlerin, şirketlerin, kurumların ve bireylerin hep birlikte sorumluluk alması ile mümkün. Günümüz enerji kaynakları ve üretim yöntemlerinden bir anda vazgeçmemiz imkansız olsa da bilimsel raporlar, fosil yakıtların enerji üretimindeki payının kademeli şekilde azaltılarak, enerji arzının tamamının yenilenebilir kaynaklardan karşılanabileceğini belirtiyor. Güneş ve rüzgar gibi sınırsız kaynakların yanında biyokütle gibi temiz enerji kaynakları da dünyada giderek yaygınlaşıyor.” görüşüne yer verildi.

AŞIRI TÜKETİME SINIR KOYMAK

Raporda, hükümetlerin emisyon azaltımı hedeflerine ulaşma yönünde verdikleri sözler ve yenilenebilir enerji kaynakları konusundaki yatırımları yeterli olmadığı vurgulanarak, sürdürülebilir ve adil bir dönüşüm yönünde acilen kararlı adımların atılmasına ihtiyaç olduğu dile getirilerek, “Bilim insanları ve teknoloji yatırımcıları da atık çıkarmadan yaygın ve adil biçimde kullanılabilecek enerji üretim yöntemleri için çalışmayı sürdürüyor. Ancak yeni teknolojiler henüz, insanın doymak bilmez iştahının, kendi türüyle birlikte yeryüzündeki bütün varlıkları karşı karşıya bıraktığı felaketleri önleyemiyor. Refaha ulaşmanın yolu, ihtiyaç listelerini sonsuza uzatarak daha fazla üretmekten değil; temiz üretimin yollarını ararken tüketimi de azaltmaktan geçiyor.” denildi. 

7 ÖNERİ

  • Merkeziyetçi enerji sistemleri yerine, yerel sistemler güçlenmeli.  

  • Daha fazla karlılığın yerini sürdürülebilir ve adil paylaşıma dayalı şirket yapılanmaları almalı; ulusal ve uluslararası hukukta buna yönelik düzenlemeler yapılmalı. 

  • Fosil kaynaklarla enerji üretiminden kademeli olarak vazgeçilerek güneş, rüzgar, biyokütle gibi yenilenebilir kaynaklardan üretime geçilmeli ve bu yatırımlar gerçekleşirken toplum yararı, yerel halkın çıkarları, çevre ve sağlık etkileri hassasiyetle göz önüne alınmalı. 

  • Doğal varlıkların tükenmesine neden olan kirletici kaynak kullanımı ve üretim yöntemleri yerine, doğal varlıkların sürdürülebilirliği esas alınmalı. 

  • Enerji yatırımlarında, toplum yararı, yerel halkın çıkarları, çevre ve sağlık etkileri hassasiyetle dikkate alınmalı. 

  • Fosil kaynaklarla işleyen kirli sistem ve teknolojilerden vazgeçilirken, iş kaybı gibi nedenlerden dezavantajlı hale gelecek topluluklar için istihdam ve sosyal güvence sağlamaya yönelik planlar yapılmalı. 

  • Daha fazla üretim ve tüketimin yerine yeterliliğin ve adil paylaşımın teşvik edilmesine yönelik adımlar atılmalı.


ARŞİV