Farklı türlerin sığınağı: Validebağ

Altı yıldır Validebağ Korusu’nda fotoğraf çeken Ahmet Dayıoğlu, korunun derinliklerindeki yaşam zenginliğini ortaya çıkarıyor. Dayıoğlu ile koruda yaşayan hayvanları, ağaçları ve koruyu bekleyen tehlikeleri konuştuk

01 Ekim 2020 - 10:47

Fotoğraflar: Ahmet Dayıoğlu

World Cities Culture Forum’un 2019 yılında yaptığı araştırmaya göre, İstanbul 2015 yılı sonuçlarıyla 37 şehir arasında kişi başına düşen 2.2 metrekare yeşil alan miktarı ile son sırada yer alıyor. Dört yıl içinde bu oran biraz artsa da rapora göre İstanbul’da 2019 yılında kişi başına düşen aktif yeşil alan 2.67 metrekare. Kişi başına düşmesi gereken 15 metrekare yeşil alan hesabına göre Silivri, Çatalca, Sarıyer ve Arnavutköy ilçeleri dışında diğer tüm ilçelerin yasal standartların altında kaldığı görülüyor. Yeşil alan miktarının son yıllarda iyice aşağıya düşmesinin temel nedenlerinden biri ise şehir içinde kalan bu alanların imara açılması.

VALİDEBAĞ DİRENİYOR!

Özellikle son 10 yıldır yapılaşma tehdidi altında varlığını sürdürmeye çalışan Validebağ Korusu da bu alanlardan biri. Koru hakkında şu ana kadar onlarca imar planı açıklandı ancak özellikle Validebağ Gönüllüleri’nin mücadelesi ile bu planlar engellendi. Korunun imara açılmamasını ve doğal halini sürdürmesini isteyen mahalle sakinleri, koruda başlayacak ufak bir inşaat çalışmasının bile şehrin içinde bir vaha gibi duran bu alanın bir dizi tehlikeyle karşı karşıya kalacağını ifade ediyorlar. Çok sayıda anıt ağaca ev sahipliği yapan koru aynı zamanda birçok hayvanın da yuvası. Ancak dikkatli gözle bakıldığında görmenin mümkün olduğu bu hayvanlar çoğu zaman da teknik bir gözlemin sonucunda net bir şekilde kendilerini gösteriyorlar. Bu bazen bir teleskop oluyor bazen de fotoğraf makinesi ile çekilen makro fotoğraflar...

Fotoğraflarında makro çekim tekniğini uygulayan Ahmet Dayıoğlu da 5 yıldır Validebağ Korusu’nda fotoğraf çekiyor. Şimdiye kadar koruda binlerce fotoğraf çeken Dayıoğlu’nun arşivinde kelebeklerin, böcek türlerinin, kuşların ve sincapların fotoğrafları yer alıyor. Korudaki zenginliğin fark edilmesi adına önemli bir çalışmaya imza atan Dayıoğlu ile fotoğrafın kendisi için ne anlam ifade ettiğini, korudaki yaşamı ve korunun neden imara açılmaması gerektiğini konuştuk.

                                        

“VALİDEBAĞ’IN SON PERİLERİ”

Sizin için “on parmağında on marifet” olan biridir diyebiliriz. Çünkü hem müzisyen, hem çizer hem de fotoğrafçısınız. Ama mühendislik okudunuz. Nedir sizin hikayeniz?

İTÜ Gemi İnşaat Fakültesi'nde beş yıl okudum (1975-80 yılları). O dönemde Gırgır, Fırt ve Çarşaf dergilerinde karikatürlerim yayımlandı. 1980 yılında İTÜ’den ayrıldım ve Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu Radyo-TV Bölümünü bitirdim, ancak 30 yıl sahaflık yaptım. Bağlama çalmaya başladım. İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin çeşitli yerlerinde kendi şarkılarımı seslendirdiğim konserler verdim. 1989 yılında bir müzik albümüm yayınlandı. 2017’den beri emekliyim. Hayatımın her döneminde resim vardı; hem izleyici olarak hem de amatör bir çizer olarak. Fotoğraf ise son dönemlerimin aşkı.

Ne zamandır Validebağ Korusu’nda fotoğraf çekiyorsunuz?

Fotoğraf tutkum 2014 yılında Validebağ Korusu'nda başladı. İlk fotoğraflarımı cep telefonuyla çektim. 2015 yılı sonunda ilk fotoğraf makinemi aldım. Hiç aralıksız Validebağ Korusu'nu fotoğrafladım ve fotoğraflamaya devam ediyorum.

Çok sayıda hayvanın fotoğraflarını çekiyorsunuz. İnsanların buradaki zenginliği görebilmesi adına önemli bir emek sizinkisi. Şimdiye kadar hangi hayvanları fotoğrafladınız?

Koruda yaşayan köpeklerin ve kedilerin fotoğraflarını çektim. Ama bunun dışında sincap, kirpi, kaplumbağa ve değişik türde kuşları da fotoğrafladım. Bu kuşların arasında leylek, ibibik, karga, yeşil papağan, saksağan, sığırcık, alakarga, kızılgerdan ve çeşitli ötücü kuşlar da vardı. Tabii ki binbir çiçek, binbir böcek çektim ve hala çekmeye devam ediyorum.

Başta koruda her şeyin fotoğrafını çektim. Zamanla makro çekime yöneldim. Küçük canlıları ve bitkileri çektim. Estetiğin ön planda olduğu belgesel fotoğraflar çekmeye çalışıyorum. YouTube de Validebağ Korusu fotoğraflarından oluşturduğum iki videom var. İlki, 2015-16 yıllarını kapsıyor. Çalışmanın adı: “Validebağ Korusu - Metropolün Ortasında Bir Avuç Doğal Yaşam.” İkincisi de bu yıl Fotoğrafmetre Derneği'nde yaptığım bir sunum: “Validebağ'ın Son Perileri / Yusufçuklar.”

KORU NEDEN ÖNEMLİ?

Siz çektiğiniz fotoğraflarla buradaki ekolojik yaşamın yakın tanıklarındansınız. Sizin için buranın önemi nedir?

Validebağ Korusu 1999 yılında “Birinci Derecede Doğal Sit Alanı” ilan edildi. Sadece bu bile korunun ekolojik ve flora olarak ne kadar önemli olduğunun göstergesi. İçinde anıtsal ağaçların yer aldığı yüzlerce bitki türü var. Koru aynı zamanda, çoğunluğu göçmen 100'ün üzerinde kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Dünyanın başlıca kuş göç yollarından birinin üzerinde yer alması ve doğal yaşamın denge noktalarından birini teşkil etmesi de korunun hem İstanbul hem Türkiye hem de dünya için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Korunun çevresinde de çok yoğun bir yapılaşma söz konusu. Bunun da özellikle kuş türleri için olumsuz olduğu söyleniyor.  Siz kuş türlerinde ve sayılarında bir değişim gözlemlediniz mi?

Evet, koru çevresindeki aşırı yapılaşmanın etkisi büyük. Koruda gözlemlediğim kadarıyla 2014 yılından bu yana göçmen kuşlar da dahil olmak üzere kuşlar, çiçekler ve böceklerin türünde ve sayısında azalma var. Bu olay da koru içinde yapılan yanlış şeylerin etkisi ile oluyor.

“DOĞAYA SAYGI ŞART”

Bunun önüne geçmek için neler yapılmalı?

Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından korunun bakım ve onarımı Üsküdar Belediyesi'ne ön tahsis yapılmıştı. Ayrıca İBB Belediye Meclisindeki AKP’li üyelerin oylarıyla koruda 100 metrekareyi geçmeyecek tek katlı prefabrik yapılara izin verilmişti. Koruda yapılacak planlar koruma amaçlı olmalıdır. Koruda konusunun uzmanı, çevre dostu biyologlara, veterinerlere, ziraatçılara ihtiyaç var bence. Rant peşinde koşan doğa düşmanlarına değil.

Koruda fotoğraf çekmek isteyenlere neler önerirsiniz?

Önce uzun uzun gözlem yapmalarını tavsiye ederim. Tabii bundan önce doğadaki canlılara saygı göstermeleri gerekiyor. Her mevsim farklı fotoğraflar çekilebilir. Sabah ve akşam saatleri en önemli zamanlar. Gün içinde de korunun ağaçlık kısımlarında fotoğraf çekmek mümkün.


ARŞİV