Kadıköy Belediyesi ile Kadıköy Belediyesi İklim Elçileri, çevre bilinci oluşturmak amacıyla bir dizi seminer düzenliyor. İklimin Ayak İzleri seminer dizisinin sonuncusu 1 Şubat Cumartesi günü Kadıköy Belediyesi Tasarım Atölyesi’nde gerçekleşti. Beşincisi düzenlenen seminerin bu haftaki konusu “Yeşil Binaların Ayak İzi” oldu. Moderatörlüğünü İklim Elçileri Koordinatörü Işık Baştuğ’un yaptığı seminere konuşmacı olarak Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği Genel Sekreteri Engin Işıltan ve Demir Enerji Danışmanlık Bina Başkanı Beril Alpagut katıldı.
“AMACIMIZ DAHA YEŞİL BİR ÇEVRE KURMAK”
Yeşil binaların önemi hakkında konuşan Engin Işıltan, “Yeşil bina, arazi seçim sürecinden başlayarak yaşam döngüsü çerçevesinde değerlendirilip tasarlanan, bulunduğu tabiata özgü koşullara uygun, enerji ihtiyacında yenilenebilir ve tasarruflu kaynaklara yönelmiş, çevresel etkileri düşük malzemelerin kullanıldığı sağlıklı binalardır. İnşaat sırasında çevre kirliliğinin azalması, atık çıkışının yönetilmesi gibi etkilerin yanında enerji tüketiminin düşmesi, iç hava kalitesinin iyileştirilmesi gibi birçok alana etki eder. Bizim tek bir amacımız gelecek nesillere yaşanabilir, ferah bir çevre bırakmak.” şeklinde konuştu.
Birçok ülkenin yeşil binalar için kendi koşul ve gereksinimlerine göre kişisel standartlarını geliştirdiğini belirten Işıltan, “Bunlar arasında uluslararası kapsamda en popüler olan LEED ve BREAM sertifikalarıdır. Binaları çevresel etkilerine göre değerlendiren pek çok sistem geliştirildi. Dünyada birçok yeşil bina sertifika sistemi var. Bölgelere göre çeşitlilik sağlayabilirler. Bu sertifikalar yapılan tasarımın belgelenmesini sağlayarak kurumlara prestij sağlar ve bilinçli tüketici sayısını arttırarak teşvik sağlar” dedi.
“TEMİZ HAVA İÇİN DOĞAL ENERJİ”
Seminerde enerji kaynaklarının tüketimi üzerine konuşan Demir Enerji Danışmanlık Bina Başkanı Beril Alpagut ise, “Fosil kökenli yakıtlar, üretim teknolojilerinde meydana gelen gelişmelerle ucuz olmaları nedeniyle yaygın kullanılmaya başlanmıştır. Bu yakıt biçimi dünyayı saran bir tehlike haline dönüştü ve temiz havayı yok etme aşamasına getirdi. Bu sebepten doğal enerji kaynakları olan rüzgar enerjisi, güneş enerjisi gibi sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanımı çok önemlidir. Alternatif enerjilerin doğal ve teknik potansiyelleri dünya enerji ihtiyacının
tümünü karşılamaya yetecek düzeydedir. Türkiye bu konuda emekleme dönemindedir ancak sürdürülebilir enerji kaynakları yaygınlaşmaya başlamıştır.” şeklinde konuştu.