Geçmişten geleceğe değişen iklim…

TESAK’ta gerçekleşen “İnsan ve Çevre: Geçmişten Geleceğe Bakış” etkinliğinde Doç. Dr. Bülent Arıkan iklim değişikliğini anlattı

10 Ocak 2019 - 16:42

İklim değişikliği dünyanın en büyük problemlerinden biri. Birleşmiş Milletler Hükümetler arası İklim Paneli’nin 8 Ekim’de açıkladığı rapora göre küresel ısınma, gelecek 20 yıl içinde, sanayi öncesi dönemin ortalama sıcaklık derecesine göre 1,5°C derecelik bir artışta durdurulamadığı takdirde iklim krizi artık geri döndürülemez bir sürece girecek. Peki, iklimimiz neden değişiyor? Doç. Dr. Bülent Arıkan TESAK’ta gerekleşen “İnsan ve Çevre: Geçmişten Geleceğe Bakış” söyleşisinde anlattı. Etkinliğe Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu da katıldı.

“KÜÇÜK HATALARIN MALİYETİ BÜYÜK”

Arıkan, yaptığı konuşmada iklim değişikliğinin doğal sebepleri olduğu gibi, insan eliyle de değiştiğinden bahsederken, “İklimi konuşmadan önce ve iklimle insanın ilişkisini anlamak için ekosistemi anlamak lazım. Ekosistemin parçasıyız hepimiz. Zaten burada gösterilen şu döngü önce atmosfer ondan sonra hidrosfer ve biyosfer. Yani kara, su ve onların üzerinde yaşayanlar. Döngünün içinde ama bunların her birisi bir daire ve bu daireyi tamamlarken ilişkilerin kendi altında ilişkiler, kendi süreleri ve o ilişkilerin altında daha küçük parçalar var. Hepimiz bazı tercihler yapıyoruz. Kimimiz geri dönüşüme atıyoruz çöpleri. Kimimiz atmıyor. Bu bir karar verme mekanizması. Önce bunlar hanede başlıyor. Sonra mahalleler, sonra kent ve bütün dünyayı etkiliyor. Küçük süreçler ama oluşturduğu bütün, daha büyük süreçleri de etkiliyor. Yani çevreye verdiğimiz bireysel küçük bir zararın maliyeti daha büyük bir zaman ölçütünde düşündüğümüz zaman çok ağır. Aslında bugün bunları konuşmamızın sebebi son bin yılların birikimi” dedi.

DOĞAL DÖNGÜLERİN DÜZENİ BOZULABİLİR

İklimin insan müdahalesiyle değiştiği gibi, değişikliklerde doğal süreçlerin de kendini gösterdiğini söyleyen Arıkan, “Bir de doğal süreçler var iklimi etkileyen. Bunlardan bir tanesi Milankoviç Döngüleri. Yaşadığımız süreç bu döngüleri anlamamıza olanak veriyor. Bir tanesi dünyanın aksındaki değişimler, bir tanesi dünyanın güneş etrafındaki döndüğü yörüngedeki değişiklikler bir diğeri ise dünyanın kendi etrafında dönerken yalpalamasındaki değişimler. Bunlar periyodik olarak değişen olaylar. Belirli aralıklarla dünyamız dönüşünde tam daire veya elips gibi bir şekilde değişiklik gösteriyor. Bu değişiklikler çok önemli çünkü dünyaya güneş ışıklarının gelmesini etkileyen olaylar. Bu açı ne kadar dar olursa güneş ışınları o kadar dik açıyla çarpıyor. Dünyanın güneş etrafındaki değişimi yaklaşık 41bin yıllık bir döngüde, kendi içindeki yalpalaması ise 24 binlik bir döngüde gerçekleşiyor.” dedi.

İzleyicilere bir dünya haritası gösteren Arıkan, “Buzulların en geniş anında bu günümüzden 40 bin yıl önceki durum. Amerika kıtasının kuzeyi tamamen buzul altında. Oradan buraya geldiğimizde hala 40 bin yıllık döngünün içindeyiz. Çok büyük bir değişiklik olmadı. Aslında buzullar açısından beklenen oluyor. Ama bu değişiklik olmayacağı manasına gelmiyor. Saatimiz dolacak. Bu buz hacmindeki değişimlerin periyodik olarak azaldığını görmemiz mümkün. Döngü kendini sağlıklı şekilde tamamlayabileceği gibi döngünün de düzeninin bozulması ihtimali bulunuyor.” şeklinde konuştu.

KUTU

“DENGELERİ BOZMAYA BAŞLARIZ”

Özgen Doğan Berkol Bilim Kurgu Kütüphanesi’nde ‘Perşembe Söyleşileri’ kapsamında 3 Ocak Perşembe günü gerçekleştirilen söyleşiye Belentepe Permakültür Uygulama ve Doğal Yaşam Çiftliği’nden Taner Aksel konuk oldu. İklim değişikliğine neden olan insan davranışları ve sürdürülebilir yaşam üzerine konuşulan etkinlikte Aksel, küresel ısınmanın dünyadaki etkilerini, mevsim normallerinin çok üzerinde ya da çok altında gerçekleşen ısı farklılıklarını anlattı.

“Nüfus artışı dünyanın en önemli meselelerinden biri haline geldi. Neden? Çünkü, kısıtlı bir ortamda yaşıyoruz, dünyamızın sınırları var. Dünyanın sınırlı kaynakları var, sınırlı temiz suyu var, sınırlı toprakları var, sınırlı temiz havası var. Ve bu sınırlar içerisinde üstel artışla çoğalmak ve üstel artışla kaynakları tüketmek sürdürülebilir değil.  Bir yere kadar kullanılabilir ve bundan sonra doğanın döngü ve dengelerini bozmaya başlarız.” diyen Aksel, iklim değişikliğinin olumsuz getirileri üzerinde durdu. İklim değişikliği sebebiyle dünyada zaten sınırlı olan kaynakların, doğanın dengesinin bozulması sebebiyle azaldığını söyleyen Aksel, alternatif olarak sınırlı kaynakların kullanımı hakkında çözümlerden ve permakültürün öneminden bahsetti. 


ARŞİV