Hastane çevresinde hava kirliliği!

Haydarpaşa’daki Avrasya Tüneli bacası olması gereken yükseklikte olmadığı için çevrede bulunan Siyami Ersek ve Haydarpaşa Numune hastanelerini ciddi şekilde etkiliyor

10 Mayıs 2018 - 12:37

Siyami Ersek ve Haydarpaşa Numune hastanelerinin yanında bulunan Avrasya Tüneli bacası dünyadaki benzer örneklere göre daha alçak ve tüneli kullanan araçlardan çıkan zehirli gazlar hastanedeki hastaları doğrudan etkiliyor. Bacanın alçak olmasına vurgu yapan uzmanlar, bacalardaki filtrelemenin de düzgün yapılmadığından şikâyetçi.

Avrasya Tünel bacasından çıkan zehirli gazların yanı sıra İstanbul’un havası değişik sebeplerle kirlenmeye devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Kadıköy Belediyesi tarafından 28 Haziran 2017 ve 20 Temmuz 2017 tarihleri arasında Halil Türkkan Ortaokulu ve Onikiler Camii alanında kurulu iki istasyonda yapılan ölçümlerde hava kirliliği oranının Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından belirlenmiş olan değerden (10 mikrogram/m3) 38 kat daha fazla olduğu ortaya konulmuştu. Hava kirletici gazlar çevreye zararlı olduğu kadar insan sağlığına da oldukça zararlı.

“HASTALIKLAR ARTIYOR” 

Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bayram havayı kirleten gazların insan sağlığına etkilerini şöyle anlatıyor: “Başta kalp-akciğer hastalıkları, inme ve akciğer kanserine bağlı ölümleri artırdığını gösteriyor. Bu hastalıklara bağlı hastane başvurularında ve hastane yatışlarında artış gözlenmiş. Yine bu tür hava kirleticileri, çocuklarda akciğer gelişimini engelleyerek, ileride astım ve kronik nefes darlığı (KOAH) gibi hastalıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Bu tür kirleticilerin yoğun olduğu yerde yaşayanlarda, astım, KOAH, solunum yolu enfeksiyonu ve akciğer kanseri daha fazla görülüyor.”

Bayram ayrıca bu tür kirleticilerin hastane yakınında bulunmasına da dikkat çekiyor ve “Özellikle hastaları daha olumsuz etkiliyor.” diye ekliyor. Avrasya Tüneli’nin dünyadaki örneklerine baktığımızda bacaların 40-50 metre yüksekliğinde olduğu görülürken İstanbul’da çok daha alçakta. İstanbul’da egzoz salımını dış ortama taşıyan iki adet havalandırma sistemi bulunuyor.  Biri Haydarpaşa’da, diğeri ise Sultanahmet’te. Geçtiğimiz yıl Sultanahmet’teki bacanın kısalığına karşı eylem de yapılmış, TMMOB da bir açıklama yapmıştı. Çevre mühendisi Menekşe Kızıldere, Siyami Ersek ve Numune hastanelerinin bulunduğu bölgenin hava kalitelerinin olması gerekenden kötü olduğunu vurguluyor ve “Trafik kaynaklı, içinde birçok kirletici bulunan havayı kısa baca yolu ile direk bu alana bırakmak demek ciddi bir noktasal kirliliğe yol açmak demektir. Ne kadar filtrelenirse de bu noktasal kirliliği yutacak bir yeşil alan bulunmadığı için bu iki hastane ve halk sağlığı tehdit altındadır.” diyor.

“DOĞRU ÖLÇÜM YAPILMIYOR”

Kentsel dönüşüm ve değişimin hava kirliliğine etkisini sorduğumuz Prof. Dr. Hasan Bayram, “Bunlar için mucizevi çözümlere gerek yok. Şehircilik kurallarına uyulur, konunun uzmanlarına sorulursa uygun önlemler alınabilir.” görüşünü paylaşıyor. Bayram bunların yanı sıra dizel araç kullanımının da kirliliği arttırdığına dikkat çekiyor.

Mühendis Menekşe Kızıldere ise bakanlığın hava kalitesi izleme haritasına bakıldığında kalitenin iyi göründüğünü söylüyor ancak aldatmacayı şöyle anlatıyor: “Kentsel dönüşümle birlikte hava kirliliği yutak alanları olan yeşil alanlar hızla tükenirken ve endüstri yoğunlaşırken İstanbul’un havasını ne temizliyor da kentin hava kalitesi bu kadar iyi çıkıyor? Cevabı çok net. Doğru ölçüm yapılmıyor ve ulusal hava kirliliği standartları olması gerekenin ve uluslararası standartların çok üstünde.”


ARŞİV