Çevre alanında faaliyet gösteren 11 kurum, doğal ekosistemin vazgeçilmez hayvanlarından olan arılar için harekete geçti. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Çevre ve Arı Koruma Derneği (ÇARIK), Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL), Doğa Derneği, Doğa Koruma Merkezi (DKM), Greenpeace, Kuzey Ormanları Savunması (KOS), Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB), WWF-Türkiye, Yeryüzü Derneği ve Yeşil Düşünce Derneği, yaşanan toplu arı ölümlerinin önüne geçilmesi için ortak bir metin kaleme aldı.
“ARILARI KURTARALIM!”
Dünya genelinde olduğu gibi, Türkiye’de de önemli oranda arı ölümleri yaşandığına dikkat çekilen açıklamada, “Vakit kaybetmeden gerekli adımlar atılmazsa sadece arılar değil; yaşamın benzersiz çeşitliliği içinde birlikte yaşayan tüm canlılar ve gıdamız da tehlike altına girecek” uyarısı yapıldı. Arılar sadece bal üretmediği, yediğimiz gıdaların 3’te 1’inin onların sayesinde sofralarımıza geldiğine dikkat çekilen açıklamada, “Zira arılar, çiçekler arasında dolaşırken gerçekleştirdikleri tozlaşma ile bitkilerin üremesini ve çeşitliliğini sağlıyorlar. Arılar, diğer böcek türleriyle birlikte biyolojik çeşitliliğin devamını sağlıyorlar. Arıların olmadığı bir dünya düşünmek mümkün değil.” denildi.
“ARILAR NEDEN ÖLÜYOR?”
Açıklamada, “Arılar neden ölüyor?” sorusuna da şu yanıt verildi; “Uludağ Üniversitesi Arıcılık Geliştirme-Uygulama ve Araştırma Merkezi, yıllardır senelik yüzde 20 civarında seyreden arı ölüm oranının bazı bölgelerde yüzde 70’lere kadar çıktığını ve genel olarak arı ölümlerinin arttığını belirtiyor. Arı nüfusunun azalmasına yol açan nedenlerin başında tarımsal üretimde kullanılan ve genel olarak pestisit olarak adlandırılan kimyasal maddeler geliyor. Bilimsel araştırmalar özellikle neonikotinoid sınıfı pestisitlerin arılar üzerinde hem doğrudan öldürücü etkileri olduğunu hem de sinir sistemlerini etkileyerek felç, hafıza kaybı, öğrenme yetisi bozukluğu gibi dolaylı yollardan da arılara zarar verdiğini gösteriyor. Nikotin mekanizması temelli bu pestisitler canlıların sinir sistemini etkiliyor. Bunun dışında küresel iklim değişikliği, habitat kaybı, yanlış arıcılık uygulamaları gibi pek çok konu da arı ölümlerinin nedenleri arasında yer alıyor. Türkiye’de 2012-2016 yılları arasında yapılan bir çalışmada Trakya’da, özellikle de Tekirdağ ve Edirne’de toplanan ayçiçeği tarlalarının toprak örneklerinin yüzde 25’inde ve ayçiçeği çiçek numunelerinin yüzde 35’inde neonikotinoid sınıfı imidacloprid maddesi tespit edilmişti. Aynı çalışmada çiçek örneklerinin yarıya yakınındaki kalıntının ise arıların zehirlenmesine neden olabilecek düzeyde olduğu anlaşılmıştı.”
AVRUPA YASAKLADI, TÜRKİYE’DE SERBEST!
Açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“Neonikotinoidler, yaşamı çok ciddi şekilde tehdit ediyor. Böcek ilaçları ve diğer birçok pestisit arılarda “Koloni Çöküş Sendromu” adı verilen ölümlere neden oluyor. Avrupa Birliği 2018 yılında, neonikotinoid sınıfından arılara zarar veren 3 maddeyi sera kullanımları dışında tamamen yasaklayan tasarıyı oylayarak kabul etti. Yasağın 2018’in sonuna kadar uygulamaya geçirilmesi planlanıyor. Avrupa’da yasaklanan neonikotinoidler (imidacloprid, clothianidin ve thiamethoxam) Türkiye’deyse rahatça ve yaygın olarak kullanılıyor. Arı ölümlerini durdurmak ve arıları yaşatmak için atılması gereken birçok adım var. Sivil toplum kuruluşları olarak ilk adımın Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından atılmasını, arıları öldüren neonikotinoidlerin yasaklanmasını ve bu yasağın ardından konuyla ilgili denetimlerin düzenli olarak yapılmasını talep ediyoruz.”