Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) açıkladığı verilere göre, sanayi öncesi döneme kıyasla dünyamızın acilen 1,5 ̊C ısınmayla sınırlandırılması gerekiyor. 1,5 ̊C ve 2 ̊C senaryoları dünya için alarm zillerinin çaldığını söylüyor, ancak şu haliyle ülkelerin küresel ısınmayı durdurmaya yetecek taahhütlerden çok uzak olduğunu da biliyoruz. Üstelik her geçen gün bu ısınmanın tetiklediği aşırı iklim olayları, gündelik hayatımızı daha fazla etkiliyor olmasına rağmen… Bir tarafta aşırı sıcaklar, kuraklık, kentsel ısı adaları ve bunların etkileriyle boğuşurken, bir taraftan da yağış rejimlerindeki ani değişimler, taşkınlar, seller, fırtınalar, deniz seviyesinin yükselmesi ve gıda güvenliği gibi sorunlarla da baş etmeye çalışıyoruz. Kısacası, kentler ve yerel yönetimler yakın gelecekte küresel ısınmanın etkileriyle baş etme ve bu etkileri azaltma konusunda daha fazla mesai harcamak zorunda kalacak. Bununla da sınırlı değil. Çünkü küresel ısınmanın ekolojik maliyetleri kadar, kaçınılmaz olan bu etkilere adaptasyon için ekonomik maliyetleri de var. En basitinden, buzulların erimesiyle başlayan deniz seviyesindeki yükselme, içinde İstanbul’un da bulunduğu birçok dünya ülkesini doğrudan etkileyecek ve daha fazla kamu kaynağı bu etkilerle mücadeleye ayrılacak. Sel riski daha sıklıkla gündemimize gelecek ve artık bu gibi iklim olaylarıyla, mevcut kentsel altyapı olanaklarını kullanarak mücadele etmek olanaksız hale gelecek.
YERELDEN KÜRESELE İKLİM GÜNDEMİ
Kadıköy Belediyesi’nin Eylül 2017’de başlayıp bir yıl içerisinde tamamlanan Bütüncül ve Katılımcı İklim Eylemi’nin ardından iklim gündemine dair çalışmalarına bir yenisi daha eklendi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden bir grup öğrencinin oluşturduğu Change for Climate (C4C) Project ekibinin Kadıköy Belediyesi Akademi’yle ilk temaslarıyla başlayan görüşmeler neticesinde, 1-3 Şubat günlerinde yapılan eğitim programı hayata geçirilmiş oldu. Bu görüşmelerde, projenin genel amacı; Kadıköy’ün bütüncül ve katılımcı iklim eyleminin bir adım daha ötesine geçilerek, yerel hedeflerin küresel platformlarda temsili ve bu platformlardan beslenmesi şeklinde benimsendi.
Kadıköy Belediyesi çalışanlarının ve farklı sektörlerden seçilen 35 katılımcının yer aldığı 3 günlük eğitim boyunca çeşitli konularda eğitimler yapıldı.
3 günlük süreçte, C4COP Project mezunları edindiği bilgiler ve bakış açılarını kullanarak, BM İklim Zirveleri’ni, zirve boyunca iklim değişikliği kamuoyu ve yerel yönetimlere dair gözlenen gelişmeleri takip edebilme ve raporlayabilme konusunda temel yetkinliklere kavuşmuş oldu. Bundan sonrası için, Kadıköy Belediyesi ile C4C proje ekibi arasında yapılacak strateji geliştirme toplantıları ise projenin geleceği açısından belirleyici olacak.
HAREKETE GEÇME ZAMANI!
Kadıköy’ün iklim değişikliği konusunda belirlediği adaptasyon politikalarının ve sera gazı emisyonlarını azaltım hedeflerinin gerçekleştirilmesi, bu projenin en önemli motivasyonlarının başında geliyor. Kadıköy’de yerel düzeyde yapılan iklim politikalarını dünyanın diğer ülkelerine anlatmak, o ülkelerin deneyimlerinden beslenmek ve çeşitli düzeylerde ortaklıklar sağlamak için bir niyet beyanı niteliğindeki bu eğitim, adaptasyon ve azaltım politikalarına da yeni kapılar aralayabilecek.
Önümüzdeki aylarda projenin final raporunun tamamlanmasıyla birlikte, BM iklim zirvelerinde Kadıköy’ün temsilinin olasılıkları, zirve gündeminden ve olanaklarından Kadıköy’ün faydalanmasının koşulları gibi temel ihtiyaçlar analiz edilecek ve değerlendirmeler sonucunda olumlu bir sonuca varılırsa, yapılabilecekler için bir yol haritası oluşturulacak.