Çınarköy’den BASK’a Tahta Hikâyeler…

Türkiye’deki kırsal kültürlerden biri olan Tahtacı kültürünü, Fransa’daki Bask kültürü ile paylaşmak ve iki kültür arasındaki ilişkileri inceleme amacıyla yola çıkan Tahta Öyküler Sergisi 9 Haziran’a kadar ziyaretçilerini bekliyor

01 Haziran 2017 - 16:07

Kadıköy Belediyesi Tasarım Atölyesi Kadıköy’ün ev sahipliği yaptığı, 27 Mayıs’ta açılan, Tahta Öyküler Sergisi, açıldığı ilk günden itibaren dikkat çekmeye devam ediyor. Tandem Türkiye Programı desteği ile İzmir'den NomadMind ve Helette'den Baserriko Arte Sarea ortaklığı ile ortaya konan “Tahta Öyküler” projesi kapsamında ekipler, Tahtacıların yoğun olarak yaşadığı bir köy olan Kemalpaşa Çınarköy’de Tahtacı kültürünü ve bu kültürün köklendiği yerleri gözlemleyip, bulguları Fransa’daki Bask kültürü ile paylaştı. Ekip bunu yaparken de iki coğrafyadaki iki ayrı kültürü birbirleriyle ilişkilendirdi. Proje sonunda Tahtacı kültürünün öğelerinin tahtalarda sembolize edilerek sergilendiği sergi ise 9 Haziran’a kadar TAK’ta ziyaretçilerini bekliyor. Biz de proje ekibiyle Tahtacı Alevileri üzerinde yaptıkları gözlemleri ve bu gözlemleri hangi figürlerle tahtaya işlediklerini konuştuk.

ORMANDA YAŞAYAN TAHTACILAR

Projenin aktörü olan Tahtacı Alevileri, 400 yüzyıl kadar önce ormanda yaşamayı tercih etmiş ve uzun yıllar göçebe bir yaşam sürmüş, ilişki kurduğu diğer topluluklar için ağacı kesme ve dönüştürme eylemini mesleğe dönüştürmüş bir topluluk. Şamanizm öğeleriyle Alevi öğelerin harmanlandığı bir yaşam tarzına sahip olan Tahtacılar,  giyim kuşamları, el sanatları ve yemek kültürleri ile büyük bir kültürel zenginliğe sahipler. Proje kapsamında Tahtacı hikâyelerini dinleyen ve kaydeden; bu hikâyeler üzerinden, bu derin ve sembollerle yüklü kültürle ilişkilenecek semboller ve görseller üreten; bu görsellerin, yine kültürün kendi malzemesi olan ahşap yoluyla tahtacılar tarafından resmedilmesini sağlayan proje ekibinin çalışmaları TAK’ta sergileniyor.

Projenin Fransa ayağına ise, farklı bir coğrafyadaki bir başka kırsal topluluk olarak Bask kültürüne, Tahtacı Kültürü üzerinden bakılıyor, iki kültür arasındaki ilişkisellikler üzerinden tartışmalar üretiliyor ve kültürler arası etkileşim temel alınıyor.

GELENEKLERİ YAŞAMIN İÇİNDEN

Proje ekibi, proje kapsamında çalıştıkları “Tahtacı Alevileri” ile yapacakları sohbetlerde gündelik yaşamlardan ve geleneklerden bahsedilirken sembolik öğelerle karşılaşmayı bekliyormuş. Fakat topluluğun geleneklerine dogmatik bir bağlılıktan çok, gündelik yaşamlarının pratiklerinde yaşatarak kuşaktan kuşağa aktarmasını, olasılıklı geleneklerin sembollerin uzun ömürlü olmasını ve özgünlüklerini korumalarını sağladığını fark etmişler.

Tahtacı Alevilerinin kendi anılarını aktarırken kullandıkları dramatik öğelerin, onları ilgiyle dinlenir, akıldı tutulur ve kolay aktarılır hale getirdiğini belirten proje ekibi, anlatılanların bu bağlamda resmedilerek aktarılması aşamasında sembollerin ve üzerine simgesel anlamların yüklendiği canlıların, nesnelerin kullanılmasının bilinçli olduğunu söylüyor.

HAYVANLAR KÜLTÜRÜN TEMEL ÖĞESİ

Proje ekibinin aktardığına göre, Tahtacı kültürünün merkezinde yer alan orman, içinde barındırdığı hayvanlarla anlatılarda her daim karşılarına çıkmış. Bu hayvanlar kimi zaman aktarılan hikâyenin ana unsuru olarak anlatının odağına yerleşirken, her hayvan sembolünün farklı bir anlamı var. Örneğin, sabah ormana giderken karşılaşılan bir kaplumbağa o gün işin zor geçeceğinin ağır ilerleyeceğinin habercisi iken, Katır sembolü zorlu yaşamın en önemli, en değerli ortağı.

BİRLİKTE ÜRETİP PAYLAŞIYORLAR

Proje ekibinin aktardığına göre, Tahtacı Alevileri geleneklerine bağlı bir topluluk. Sahip oldukları gelenekler ise günümüzdeki sosyal davranış kalıpları ve rolleriyle çatışmıyor. Hatta çatışmadığı gibi evrensel değerlere yakınlık anlamında bazılarının önünde bile yer alıyor. Ekibin izlenimleri doğrultusunda, kadın ve erkeğin Tahtacı kültürü içinde konumları eş değerde. İşin ve hayatın yükünü birlikte sırtlayan kadın ve erkek, birlikte üretip, birlikte paylaşarak tüketiyor. Bu eşitlik ilişkisi günümüzde çoğu modern ilişki de bile karşılaşmadığımız bir aile yapısını karşımıza çıkarıyor. Ebeveynlerin çocuklarıyla ilişkileri, çocukların aile ile ilişkisi sorumluluk paylaşımı özellikle Tahtacı çocuklarını özgüvenli meraklı ve açık kalple etrafını seyreden bireyler olmasını sağlıyor.

Sergide kadın ve erkeğin eşit ilişkisini sembolize eden baskı deseni ise ağaçları bölmekte kıllanılan “kolastar”dan (iki kişinin karşılıklı geçerek kullandığı testere) ilham alarak oluşturulmuş. Sergide testerenin dişleri kadın ve erkeğin ellerinin birleşimini oluştururken, yüzün bir yarısı kadını diğer yarısı erkek olarak tasvir edilmiş.

DOĞANIN DOSTLARI

Ekibin anlattığına göre, Tahtacılar, isimlerini ormandan, ağaçtan ve onlarla kurdukları yaşamsal ilişkiden alıyorlar. Ağaçların varlığı onların varoluşunun da merkezinde yer alıyor. Bu nedenle ormanda çalışarak kazandıkları rızıklarının sürekliliği, ormanın yaşamıyla doğrudan bağlantılı.  Ormanda çalıştıklarında ormanı genç tutacak ormana nefes aldıracak kesimler yapıyorlar. Bununla birlikte ayrıca her kestikleri ağacın hemen yanında iki fidan diken Tahtacılar, bunu bir gelenek bellemişler.

ATÖLYE GERÇEKLEŞTİ

Proje Kapsamında 28 Mayıs Pazar günü, projeden elde edilen bulgular tartışıldıktan ve proje için hazırlanan kısa film izlendikten sonra atölye gerçekleşti. Gerçekleşen atölyede anlatılan kültür öğeleri doğrultusunda katılımcılar ahşaba baskı resim yaptılar. Sergiyi gezmek isteyenler elini çabuk tutsa iyi olur. Çünkü TAK’ta gerçekleşen sergi 9 Haziran’da sonlanıyor

Tasarım Atölyesi Kadıköy Adres: Rasimpaşa Mh., Duatepe Sk No:61


ARŞİV