Marmara Denizi’nin kirliliği, çevre tahribatını, atıkları, bölgedeki projeleri ve kirliliğe neden olan etkenleri yeniden gündeme getirdi. Bu alanda, dünyanın en önemli ekoloji koridorlarından biri olan İstanbul’daki Kuzey Ormanları önemli bir yer tutuyor.
Kuzey Ormanları Araştırma Derneği de İstanbul’u ve kuzey hattını merkeze alan şekilde, bu bölgeyi izlemek, raporlamak, paylaşmak ve farkındalığı arttırmak amacıyla üç aylık izleme raporu hazırladı.
230 TEHDİT VE TAHRİP KAYDEDİLDİ
Kuzey Ormanları coğrafyasında yer alan, Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Çanakkale, İstanbul, Sakarya, Kocaeli, Düzce, Yalova, Balıkesir, Bursa illerini ve Ocak-Şubat-Mart dönemini kapsayan üç aylık izleme faaliyeti boyunca yapılan 331 izlemede 230 ayrı tehdit ve tahrip kaydedildi.
Bölgesel olarak bakıldığında Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Çanakkale tarafında 74 adet, Sakarya, Kocaeli, Düzce’de 72 adet, Yalova, Balıkesir, Bursa’da 13 adet ve İstanbul’da 101 adet tehdit, tahrip tespit edildi.
“Kuzey Ormanları, beslediği 80’in üzerinde göl, gölet ve barajla bölgede yaşayan milyonlarca insan ve sayısız canlının yegane su kaynağıdır” denilen rapor şöyle devam etti: “İzleme dönemi kış ayları olmasına rağmen en çok yapılan izleme konusu kuraklık olmuştur. Kuzey Ormanları göl ve barajlarının hemen hepsi ciddi seviyelerde su kaybına uğramış, bir kısmı kurumaya yüz tutmuştur. Uzmanlar bu durumun su havzaları üzerindeki inşaat baskısı, bölgedeki sanayi ve nüfus yığılması ile iklim krizinden kaynaklandığını belirtmişlerdir.”
“MEGA” PROJELER
İstanbul Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. köprünün, Kuzey Ormanları’ndaki inşaat ve yapılaşma baskısını arttırdığı belirtilen raporda, “Özellikle Arnavutköy, Sarıyer, Beykoz, Şile ve Çekmeköy gibi kuzey ilçelerinde bir çok yeni inşaat projesiyle orman işgalleri izlenmiştir. Ayrıca bu projelere inşaat malzemesi sağlamak için orman içine açılan dev taş ocaklarının da büyütülmeye devam edildiği gözlenmiştir. Taş ocakları İstanbul Kuzey Ormanları’nın Sultangazi, Maslak, Şile ve Ömerli mevkilerini hızla yok etmektedir” denildi.
Raporda ayrıca Avrupa yakasındaki su, tarım, orman alanlarının bulunduğu arazilerin hızla el değiştirdiği vurgulanırken, Istranca Ormanları’nın maden projelerinin, Trakya’nın ise sanayi faaliyetlerinin işgali altında olduğu belirtildi: “İstanbul’dan sonra en yüksek oranda tehdit ve tahrip altında bulunan bölge ise Trakya olmuştur. Trakya; Istrancalarda hızla yayılan maden ve RES projelerinin yanı sıra tüm bölgeyi etkisi altına alan sanayi kirliliğinin de tahribi altındadır. Dünyadaki en eşsiz körfezlerden biri olan Saros Körfezi ve çevresindeki ormanlık alanlar, FSRU Doğalgaz limanı ve boru hattı projesiyle hızla tahrip edilmektedir. Ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, ikinci nükleer güç santrali için Trakya'nın daha öne çıktığını açıklaması bölgedeki nükleer santral tehdidini yeniden ilk sıralara taşımıştır.”
AVCILIK, YABAN HAYATINI YOK EDİYOR
Avcılığın, Kuzey Ormanları’nda ve denizlerde yaban hayatını olumsuz etkilediği hatta yok ettiği iddia edilen raporda, “Mart ayında sona eren av sezonu boyunca Kuzey Ormanları’nın tüm bölgeleri yoğun bir avcı baskısı altında kalmış, tahrip projelerinin görece uzak kaldığı orman içlerinde yaşamaya çalışan az sayıda yaban hayvanının da avcı ateşinde can verdiği gözlenmiştir. Nesli tükenme tehdidi altındaki kuş türlerinden, sayısı parmakla sayılabilecek kadar azalmış memeli türlerine kadar pek çok yaban hayvanı av hedefi olmuştur. Ayrıca Kuzey Ormanları’nın iç içe olduğu Karadeniz ve Marmara Denizi ile Boğaziçi’nde yoğunlaşan endüstriyel balıkçılık faaliyetleri birçok balık türünün popülasyonunda tükenişe yol açmış, onlarca yunus ve deniz kaplumbağası yine bu ağlarda boğularak can vermiştir. Üç aylık periyotta yangın çıkan 10 noktada 15 hektarlık orman alanı yok oldu” bilgisine yer verildi.