İstanbul’un su geçmişi

Eski İstanbul’da ‘su sahipleri’ olduğunu, bu kişilerin suları ister satıp isterse bağışladığını biliyor muydunuz? Kentin su sıkıntısı çektiği şu günlerde, Prof. Dr. Ahmet Tabakoğlu’nun ‘Osmanlı İstanbul’unun Su Tarihi’ başlıklı makalesini kısaltarak yayınlıyoruz

19 Ocak 2021 - 10:34

Osmanlı İstanbul’unun su ihtiyacını karşılayan kişiler ashâb-ı miyâh veya erbâb-ı miyâh (su sahipleri) olarak geçmektedir. Bunlar buldukları suyu, vakıf ana suyolları şeklinde İstanbul halkının hizmetine sunarlar. En önemlileri; padişahlar, hanım sultanlar, sadrazamlar, vezirler ve şeyhülislamlardır. Su sahipleri elde ettikleri suyun bir kısmıyla kendi ihtiyaçlarını karşılarken geri kalan kısmı kentin ihtiyacına ayırmak zorundadırlar. Gayrimüslimlerin su sahipliği sürecinde satın almış oldukları suyu daha sonra bir Müslümana satma zorunluluğu vardır.

KADIKÖY SU ŞİRKETİ

Üsküdar-Kadıköy cihetinin suları, Terkos suyu gibi gölden isale edilmeyerek Elmalı bentleri ve kaynak sularından oluşmaktaydı. İstanbul ve Beyoğlu ile Boğaziçi’nin Rumeli sahilinde Kırkçeşme, Halkalı ve Terkos gibi üç türlü su olduğu hâlde Anadolu yakasında demiryolu hattı güzergâhında yazlıkların oluşturulmasıyla su ihtiyacı artmıştı. Bu amaçla Anadolu yakasında da göl, dere ve baraj sularının içme suyu olarak kullanılmasına dair çalışmalar yapılmaktaydı. Bu çalışmalarla Göksu ve Paşaköy vadisinde bentler tesisi ile Kandilli ve Erenköy içinde kalan mahallelere su verilmesine dair olan imtiyaz sözleşmesi 1888’de imzalandı. Buna göre, Göksu vadisinden Riva’ya akan sular gerektiğinde makine ile Kandilli ve Erenköy civarına verilecek ve imtiyaz müddeti imtiyaz fermanı tarihinden sonra 30 yıl olacaktı. Buna dayanarak, Üsküdar ve Kadıköy Su Şirketi Nizamnâmesi yayımlandı. Üsküdar ve Kadıköy Su Şirketi’nin su dağıtımına dair nizamname de 1894 yılında çıkarıldı.

Diğer taraftan gittikçe gelişen Anadolu yakasının su ihtiyacını karşılamak üzere Üsküdar ve Kadıköy Su Şirketi 1893’te Elmalı Deresi üzerinde Elmalı I Barajı’nı inşa etmiş, Anadoluhisarı’ndan Bostancı’ya kadar olan sahada su şebekesi döşemiştir. Daha sonra Elmalı Barajı’ndaki suyu arıtacak bir tasfiye tesisi, terfi merkezi, Bağlarbaşı’na kadar isale hattı ve Bağlarbaşı Su Deposu da şirket tarafından inşa edilmiştir.

1914 TARİHLİ BEYANNAME

Bunun yanında 1914 yılında Üsküdar ve Kadıköy Su Şirketi’nin imtiyaz müddetinin 1888’den geçerli olmak üzere 99 seneye çıkarılmasına, imtiyaz sahasının Boğaziçi cihetinden Kanlıca’nın ve Kadıköy cihetinden Maltepe’nin tamamını kapsamasına dair şirket imtiyaz sözleşmesi ve nizamnamesi çıkarıldı. Ayrıca şirket, Çamlıca’nın deniz seviyesinden itibaren 210 metre yukarıdaki mahallerine su verilmesi için gereken inşaatın yapılması ile Beykoz köyünün deniz seviyesinden 75 m’den yukarı olan mahallerine de su vermeyi 1914 tarihli iki beyanname ile taahhüt etmişti. Bu arada 1918 yılında Üsküdar ve Kadıköy Su Şirketi’nin su tevziatı nizamnamesine dair bir zeyl (ilave) çıkarılarak; aboneler, saatler, su makbuzları ve ödemelere dair yeni maddeler açıklandı. 

Büyükada’nın su ihtiyacının giderilmesine yönelik çalışmalar da yapılmaktaydı. Bu amaçla 1886 yılında Büyükada Nizam mevkiindeki kuyularla yeni açılacak kuyulardan makinalar vasıtası ile su çıkarılıp adaya dağıtılmak üzere, 35 yıl imtiyaz süreli bir sözleşme imzalandı.  Terkos ve Üsküdar-Kadıköy Su Şirketleri, İstanbul Sular İdaresi’yle bugünkü İSKİ’nin başlangıç noktalarıdır.

KAYNAKBAŞI İŞARETLERİ VE KUYULAR

Suya verilen değer şehrin her köşesindeki kaynakların, hatta bazı durumlarda alelade kuyu sularının hassa bakımından değerlendirilmesine yol açtığı gibi, bunların başlarına su mimarisi bakımından ilgi çekici küçük bazı alametler de konulmuştur. Şehrin batı cihetinde, açık arazide rastlanan üzerlerinde kitabeleri olan ve bir mezar taşını andıran birtakım menba taşları da vardır ki İstanbul su şebekesinin genişliğini ve bu husustaki hassasiyeti göstermesi bakımından ilgi çekicidir. Bunlar büyük suyollarına, şehrin içindeki hayrat çeşmelerine su vermek üzere, “katma”lar vakfeden hayır sahiplerinin ana suyollarına bağlattıkları suların çıktıkları yerlerdir. 

Yazının tamamı için: https://istanbultarihi.ist/194-osmanli-istanbulunun-su-tarihi?q=kad%C4%B1k%C3%B6y

 ACIBADEM SU TERAZİSİ

Eski Kadıköy'den günümüze kalan nadir eserlerden olan, yıllarca bakımsız kalan ve ciddi şekilde yıpranan Acıbadem Su Terazisi, 8 yıl önce Kadıköy Belediyesi’nce onarılmıştı. Su terazilerine kentin pek çok semtinde rastlamak mümkün ancak ayakta kalan nadir yapılardan olan bu eser, diğerlerinden daha farklı bir yapıda. Kadıköy eski suyolları üzerinde yer aldığı sanılan Depolu Su Terazisi olan bu eser, yaklaşık 4x5 metre boyutunda dörtgen şeklinde ve yaklaşık 12 metre yüksekliğinde. Terazinin, bilinen antik Khalkedon döneminden kalmış olabileceği tahmin ediliyor. Bizantion antik kentinden de eski olduğu tahmin edilen Khalkedon’un günümüzde Kurbağalıdere olarak bilinen bölgede kurulduğu belirtilirken, Fenike dilinde “Yeni Kent” anlamına geldiği ifade ediliyor. Su terazisinin de bu dönemde yapıldığı tahmin ediliyor. 


ARŞİV