Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü’nün, Kadıköy ve Validebağ Korusu’nda yapılacak “Jeotermal Kaynak Arama Sondajı” projesi, Koşuyolu Gönüllü Evi’nde düzenlenen panelde masaya yatırıldı. Validebağ Gönüllüleri’nin 22 Ekim Pazar günü düzenlediği panele Jeofizik mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan ve TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu üyesi jeofizik mühendisi Yrd. Doç. Dr. Savaş Karabulut konuşmacı olarak katıldı.
“AMAÇ YAPILAŞMAYA AÇMAK”
Mahalle sakinlerinin yoğun ilgi gösterdiği panelde ilk sözü Prof. Dr. Haluk Eyidoğan aldı. İstanbul’da doğal jeotermal olduğuna dair bir bilgimiz yok” diyen Eyidoğan, “Hangi jeolojik ve jeofizik veriyle, bulguyla; İstanbul’da, Kadıköy’de, Validebağ Korusu’nda, Üsküdar’da jeotermal sıcak su potansiyeli görülmüştür? Biri çıkıyor diyor ki ben 20 alanda jeotermal kaynak çıkaracağım. Kentsel dönüşüm için kullanacağım. İstanbul’un birçok alanında araştırma yaptık. Ama biz bilim insanları olarak böyle bir bulguya rastlamadık. Validebağ bir SİT alanı. Burada nasıl inşaat izni verilir aklım almıyor. Validebağ Korusu’nun dibini oyacaklar.” diye konuştu.
Türkiye’de jeotermal kaynakların en çok Ege bölgesinde bulunduğunu söyleyen Eyidoğan, “Bursa’da, Manisa’da, Denizli’de doğal jeotermal kaynaklar var. Kendiliğinden yüzeye çıkan bir kaynak var ama İstanbul’da böyle bir şey söz konusu değil. Batı Anadolu’da yatırım yapsınlar. İstanbul’daki amaç farklı. Son yeşil alanları da yapılaşmaya açmak istiyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
“İNŞAAT ALANINA DÖNÜŞECEK”
“Kadıköy ve Üsküdar gibi şehrin merkezinde bulunan bu bölgelerde sondaj kuyuları açılırsa burada su depoları olacak, iş makineleri kurulacak ve buralar şantiye alanına dönüşecek” diyen Eyidoğan, “Bütün bunları Validebağ Korusu’nda düşünebiliyor musunuz? Vahşi bir inşaat alanına dönüşecek. Buna Valilik ve Devlet Su İşleri nasıl izin verdi? Benim aklım almıyor. Jeotermal kaynakların olmadığı bir alanda sondaj kuyuları açmanın mantığı yok.” diye konuştu.
“Doğal jeotermal su bulunmayan yerlerde ‘Geliştirilmiş Jeotermal Sistem’ ile yeri en az 3 kilometre delmeniz lazım. Çünkü her 33 metrede sıcaklık yerin altında 1 derece artar” diyen Eyidoğan, “Bu tür kuyuların maliyeti 3 ila 5 milyon TL arasında değişiyor. Bunu yapmak için yerin altında 100 dereceye inene kadar soğuk su basılıyor. Soğuk su ısındığında başka bir sondaj ile de o soğuk suyu sıcak olarak alınacak. Tabi yukarı gelene kadar ne kadar soğuyacak ve bu nasıl kullanılacak belli değil. Hayal üzerine fikir geliştiriyoruz.” dedi.
“YENİ İHALELER YAPILIYOR”
Eyidoğan’dan sonra söz alan TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu üyesi jeofizik mühendisi Yrd. Doç. Dr. Savaş Karabulut da bir sunum yaparak katılımcılara Türkiye’de en çok jeotermal kaynakların hangi bölgelerde olduğunu gösterdi.
Jeotermal sondaj projesinin kentsel dönüşümle beraber yürütüleceğini söyleyen Karabulut, Kadıköy ve Validebağ Korusu dışında İstanbul’da birçok noktada sondaj projeleriyle ilgili ihalelerin yapıldığını söyledi. Yapılacak sondajların doğal jeotermalle bir ilgisinin olmadığını ifade eden Karabulut, “3 kilometreden belki daha derinde sıcak su üretimi yapacaklar. Çevreye bu kadar zarar verecek bir şeyi, OHAL gündemiyle çıkıp kamu yararı diyerek geçirebiliyorlar. Bunlar Yalova’daki gibi termal kaplıcalar sularından değil, bunların sonuçları petrol kuyularından çok daha vahim olacak.” diye konuştu.
Jeotermale karşı olmadıklarını da dile getiren Karabulut, “Ancak bu sondaj projesi çevreye ve fay hatlarına zarar veren bir uygulama olacak. Aynı zamanda bu şirketler uzun yıllar sondaj yapılan alanı kiralamış olacak.” dedi.
“40 YILLIĞINA KİRALAYACAKLAR”
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Şahan da “Türkiye’nin bütün jeotermal kaynaklarını kullandıktan sonra İstanbul’da çalışma başlatabilirsiniz. Projeyi pazarlarken ısınma parası vermeyeceğiniz yeni konutlar olacak diyorlar. Böyle bir evi burada yaşayan kaç kişi alabilir? Bize yönelik olmayan bir çalışma yapmak istiyorlar. Ama bize ait olan yeşil alanları gasp edecekler.” dedi.
Sondaj projesinin çevreci bir yanı olmadığını savunan Şahan, “Dünyada daha iyi sistemler var. 100 metre kuyu açarsınız o suyu ısıtıp dairelerin ısınması için kullanırsınız. Çevreci konutlar yaptıklarını iddia ediyorlar. Ama yeni konutlarda güneş enerjisi sistemi kurmadılar. Bu projelerin kent sağlığıyla ilgili olduğunu söyleyemezler. Unutmamamız gereken bir konu da şu; söz konusu alanlarda jeotermal kaynak bulunduğu kabul edilirse şirket bu alanları 30- ya da 40 yıllığına kiralayabilecek. Validebağ Korusu’nda belki otel yapacaklar, belki de termal tesis. Kadıköy Salı Pazarı alanı yapılaşmaya açılmak istenmişti ama başaramadılar. Bu proje yeni bir yapılaşmanın önünü açabilir.” uyarısında bulundu.
PROJEDE NELER VAR?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü’nün, Kadıköy ve Üsküdar civarında yapılacak “Jeotermal Kaynak Arama Sondajı” projesinin tanıtım dosyasına göre, 2 bin 256 hektarlık alanda 19 noktada sondaj yapılmasına karar verilmişti. Sondaj kuyuları, Validebağ Korusu ve Kadıköy’de eski Salı Pazarı, Tepe Nautilus AVM’nin kuzeyindeki otopark ve Fikirtepe’deki bazı noktalarda yer alacak. 19 sondaj bölgesi için ÇED süreci de başladı. Bölgelerde 100 santimetre genişlikte sondaj kuyusu açılacak. Her biri 1000 ile 3000 metre arasında olacak.
Üç ayda bitirilmesi planlanan proje kapsamında, jeotermal suyun kentsel dönüşüm kapsamında yapılacak binaların ısıtılması için kullanılması hedefleniyor. Kazılacak alandan 2 bin 615 ton hafriyat malzemesi çıkarılması planlanıyor. Proje raporundaki bilgilere göre, çıkarılan hafriyat, sondaj alanlarında açılan çukurun doldurulması ve şantiye alanının yeniden düzenlenmesinde kullanılacak. Sondajda yaklaşık 1000 metrekarede bitkisel toprak sıyırma yapılacak, daha sonra bu topraklar kuyunun çevre düzenlemesinde kullanılacak.Projenin toplam bedeli 9 milyon TL olarak belirlendi. Sondaj ile yeraltının jeolojik ve tektoniği hakkında bilimsel veriler elde edilecek, jeotermal akışkanın kimyasal ve fiziksel özellikleri öğrenilecek.