“Kadıköy bir botanik bahçesi”

Orman yüksek mühendisi Doç. Dr. Cihan Erdönmez, Kadıköy’de insan müdahalesi olmadan büyüyen ağaçları, bitkileri ve çiçekleri belgeliyor. Erdönmez, Kadıköy’ün bir botanik bahçesi olduğunu söylüyor

14 Temmuz 2021 - 12:02

İstanbul’da son yıllarda yaşanan nüfus artışıyla birlikte kentteki yeşil alanlar da plansız bir şekilde imara açıldı. Yapılan bir araştırmaya göre, İstanbul’da son 33 yılda yerleşim alanları yüzde 183,5 oranında artarken orman alanları yüzde 11,6, tarım alanları ise yüzde 27,3 oranında azaldı. Yeşil alanların ve kent içindeki ağaçların yok edilmesi özellikle İstanbul gibi nüfus ve yapı yoğunluğunun yüksek olduğu şehirlerde kentsel ısı adası etkisini de şiddetlendiriyor.

Doç. Dr. Cihan Erdönmez’e göre, insan yapımı yüzeylerin hâkim olduğu alanlarda sıcaklıklar, doğal yüzeylerin hâkim olduğu alanlara göre 3-4 derece daha yüksek. Peki, gölgesine sığındığımız ağaçlar neden azaldı? Kent içinde planlı bir şekilde daha fazla ağaç yetiştirilemez mi? Kadıköy’de kendiliğinden gelişen bitkileri ve ağaçları inceleyen ve sosyal medya hesabı üzerinden takipçileriyle paylaşan Erdönmez ile inadına büyüyen ağaçları ve kentsel ısı adasını oluşturan sebepleri konuştuk.

Yaz aylarıyla beraber sıcaklıklar artmaya başladı ve İstanbul’un nemini, bunaltıcı havasını konuşma zamanımız da geldi. İstanbul gibi şehirlerde sıcaklığın daha fazla hissedilmesini sağlayan şey de kentsel ısı adası. Yapılan bilimsel araştırmalar, ağaçların kentsel ısı adalarının etkisini azaltmada önemli bir unsur olduğunu gösteriyor. Sizin fikriniz nedir?

Bununla ilgili pek çok araştırma var. Kaldı ki yalın kişisel gözlemle bile kentsel ısı adası etkisini fark etmek olanaklı. Kentsel yapıların yoğun olduğu alanlarda beton, kiremit, asfalt gibi yüzeyler doğal yüzeylere göre çok daha fazla ısı emer ve bu da ortam sıcaklığının belirgin şekilde yükselmesine yol açar. Bilimsel çalışmalar bu tür insan yapımı yüzeylerin hâkim olduğu alanlarda sıcaklıkların doğal yüzeylerin hâkim olduğu alanlara göre 3-4  derece daha yüksek olduğunu gösteriyor. Kışın açık alanlarda kar yağarken kent içinde yağmur yağması ya da yağan karın hemen erimesi de kentsel ısı adası olgusunun bir sonucu.

Ağaçlar kentsel ısı adası üzerinde neden bu kadar etkili?

Ağaçlar ve diğer bitkiler güneşten gelen enerjinin yalnızca yüzde 10-30’unun alt tabakaya geçmesine izin verir. Dallar ve yaprakların sıklık ve yoğunluğuna göre bu oran değişir. Gölge serinliğinin temel nedeni budur. Buna ek olarak ağaç altı gölge alanların yapay gölge alanlara (şemsiye, tente, bina gölgesi vb.) göre daha da serin olduğunu sanırım herkes deneyimlerinden yola çıkarak bilir. Bunun nedeni ağaçların gölge etkisine ek olarak terleme yoluyla da hava sıcaklığını düşürmesidir. Ağaçlar yaprakları aracılığıyla bünyelerindeki suyun bir kısmını buharlaşma yoluyla havaya verir. Bunun olabilmesi, yani suyun buharlaşabilmesi için ağacın havadan ısı emmesi gerekir. Böylelikle ortam sıcaklığını artıracak olan ısının bir kısmı ağaç tarafından tutulmuş ve ortam sıcaklığı düşürülmüş olur.

Fotoğraf: Cihan Erdönmez

“ORMAN ALANLARI YÜZDE 11,6 AZALDI”

Caddelerde ve sokaklarda bulunan ağaçların başka faydaları nelerdir? 

Ağaçların sıcaklığı azaltmak dışında başka pek çok işlevi var. Kuşlara ve yabanıl hayvanlara yuva oluşturmak, karbon tutmak yoluyla iklim değişikliği ile mücadele etmek, su akış rejimini düzenlemek, toprağı korumak ve estetik işlevler ilk anda aklımıza gelenler. Kent ya da kır demeden ağacın olduğu her yerde bu işlevler ağaçlar tarafından yerine getirilir.

Özellikle İstanbul'da kent içindeki ağaçların sayısı azaldı. Son 50 yıla baktığımızda nasıl bir tablo çıkıyor karşımıza?

İstanbul önüne gelen her şeyi yiyerek büyüyen bir kent. Bana biraz da benim ilk gençlik yıllarımın Pac-Man adlı dijital oyununu hatırlatıyor. Kent büyüdükçe yalnızca civardaki tarım alanlarını, ormanları, diğer yabanıl alanları değil kent içi açıklıkları da yutuyor. Ben kent içi açıklıklara çok değer veren birisiyim. Bizim çocukluk yıllarımız -70’lerin sonu ve 80’ler- o açıklıklarda oynayarak geçti. Kartal’ın biraz arka mahallelerinden biri olan Soğanlık’ta büyüdüm. Osmanlı zamanında sarayın soğanlı bitki ihtiyacını karşıladığı için o bölgeye Soğanlık denilmiş. Benim çocukluğumda bile yürüme mesafesinde sebze bostanları ve gidip çeşit çeşit oyun oynadığımız bir dere vardı. O bostanların hiçbiri yok artık. Dere kayboldu. İstanbul büyüdükçe tarım alanları azaldı. Etrafındaki ormanlar yok oldu. Saygın bir uluslararası dergide yayımlanan önemli bir bilimsel araştırmaya göre 1984-2017 yılları arasındaki 33 yıllık dönemde İstanbul’da yerleşim alanları yüzde 183,5 oranında artarken orman alanları yüzde 11,6, tarım alanları ise yüzde 27,3 oranında azalmış.

Fotoğraf: Cihan Erdönmez 

KAYALIKLARDA YETİŞEN AĞAÇLAR

 Kadıköy'de kendiliğinden gelişen ağaçların ve bitkilerin fotoğraflarını çekiyorsunuz. Sosyal medyadaki takipçilerinizle bu bilgileri paylaşıyorsunuz. Kadıköy’deki gözlemleriniz nelerdir?

Özelde Kadıköy genelde ise İstanbul floristik çeşitlilik açısından zengin bölgeler. Bir şekilde açık kalan, betonlaşmayan, bilinçsizce yeşil alan düzenlemesi yapılmayan küçücük alanlarda bile onlarca farklı bitki türü kendini gösterebiliyor. İkamet yerim olduğu için özellikle Kadıköy’ü bu açıdan yakından gözlüyorum. Kurbağalıdere kenarında kalmış yaklaşık 200-300 metrekarelik bir alanda bahar başlangıcında 20’ye yakın doğal bitki türünü kaba bir gözlemle saptayabilmiştim. Bu tür alanlar geleceğimizin garantisi. Çok merak ediyorum Fenerbahçe’nin sokaklarında dolaşan kaç kişi o sokaklardaki küçücük boşluklarda madımak yetiştiğini fark ediyor.

Fakat itiraf etmem gerekiyor ki ne toplum ne de yerel yönetimler bu tür alanların değerini yeterince anlayabilmiş değil. Buradan Kadıköy Belediyesi’ne bir çağrı yapmak isterim. Gelin birlikte Kadıköy’deki kent içi doğal alanların envanterini yapalım. Haritalandıralım, gerekenleri koruma altına alalım. Bilgilendirme levhaları ile toplumu aydınlatalım ve Türkiye’de bu konuda bir ilk olalım. Belediye tamam desin, ben hiçbir karşılık beklemeden böyle bir projede çalışmaya hazırım. Pek çok başka uzmanı da buna dâhil edebileceğimden eminim ayrıca.

Fotoğraf: Cihan Erdönmez 

Moda Sahili’nde kayalıkların arasından çıkan ağaçlar çok dikkat çekici mesela. Müdahale olmazsa doğal yaşam bir şekilde yolunu buluyor.

Bu sene bahar ve şu ana kadarki yaz dönemi çok yağışlı ve serin geçti. Bu hava koşulları genel olarak bitkilerin çok sevdiği koşullar. Dikkatli gözler ağaçların tekrar tekrar sürgün verdiğini, çiçekli bitkilerin tekrar tekrar çiçek açtığını görüyordur. Bitkiler takvim kullanmaz. Onlar sıcaklık ve ışığı algılayarak karar verir. Bu nedenle onlar için bahar hala devam ediyor. Bu koşullar ağaçlardan etrafa saçılan tohumların daha kolay çimlenmesini ve çimlenen tohumların hayatta kalma olasılığı ile gelişme hızlarını olumlu yönde etkiledi. Sık sık Kalamış Atatürk Parkı’ndan Moda’ya kadar sahilden bisikletle ya da yürüyerek gider gelirim. Kıyı stabilizasyonu amacıyla dolgu alan ile deniz arasına yığılmış kayaların arasında her sene bazı otsu bitkileri görebilirdik. Bu sene ise koca koca ağaçlar görmeye başladık. Yeşil alandaki ağaçlardan yayılan tohumlar kayalar arasındaki bir avuç toprakta serin ve yağışlı havanın etkisiyle inanılmaz bir gelişim gösterdiler.

Fotoğraf: Cihan Erdönmez

“KADIKÖY’DE YULAF MI OLUR?”

Sizin önerilerinizle Kadıköylüler çevrelerine belki daha dikkatli bakabilir. Sizin tavsiyeleriniz neler olabilir, nelere dikkat etsinler sahilde ya da sokakta gezinirken?

Etraflarına daha dikkatli baksınlar. Kadıköy uzun yıllar bir sayfiye alanı olarak kullanılmış. Evlerin çoğu bahçeliymiş ve bu bahçelere yerli ya da egzotik çeşit çeşit bitki dikilmiş. Bunların çoğu yapılaşma nedeniyle kaybolmuş olsa da önemli bir bölümünü hâlâ gözlemek olanaklı. Bu açıdan Kadıköy adeta bir botanik bahçesi. Elbette taşların kayaların arasından, duvar diplerinden, kaldırım boşluklarından ve her nasılsa kalmış, insan eli değmemiş açıklıklardan çıkan otsu bitkileri ihmal etmesinler. O açıdan da Kadıköy bir cennet. Geçenlerde yine Moda’dan Kalamış’a doğru gelirken, yürüyüş yolu ile kaldırım arasında çıkmış yulafları çekip sosyal medyada paylaştım. Yulafı market raflarında paket içinde görmeye alışan insanlar Kadıköy’de yulaf mı olur dediler. Neden olmasın? Kadıköy uzayda bir yer mi? Daha neler neler var!


ARŞİV