Bundan 10 yıl önce Kuzey Avrupa’nın küçük ülkesi Estonya’da 50 bin kişi biraraya gelerek, ülkenin her yerindeki 10 bin ton çöpü 5 saat içinde temizledi. Bu tarihten sonra 15 Eylül tarihi Dünya Temizlik Günü olarak kutlanıyor. Baltıklar’dan dünyaya yayılan bu özel günde, pek çok ülkede etkinlikler düzenleniyor. Türkiye’nin de pek çok şehrinde yapılacak etkinliklerin bir ayağı da İstanbul olacak. Kentin birkaç farklı noktasında çöp toplama organizasyonları gerçekleştirilecek.
Onlardan birinin adresi de Kadıköy olacak. Bu yaz başında Caddebostan sahilde antreman yapmaya başlayan yüzücü dört arkadaş olan Ekin Çankal (hukukçu), Raha Akhavan (akademisyen), Hakan Gümüş (bilgisayar mühendisi) ve Fatih İşcener (yüzme antrenörü&eğitmeni), bireysel olarak antrenman öncesi ve sonrası her seferinde bir gece önceden kalan kırık şişeleri, yemek artıklarını toplayıp çöpe atıyordu. Daha sonra bunu bir etkinlik düzenleyip daha kalabalık halde yapmanın anlamlı olacağını fark ettiler. Kendilerine “TemizİZ” adını vererek gönüllü bir çevre timi oluşturan yüzücü ekip, ilk etkinliğini 15 Ağustos’ta Kadıköy’deki Adalar Vapur İskelesi’nin önünde yaptı; sahil yolu üzerindeki çöpleri topladı. Şimdi de 15 Eylül Cumartesi günü “CRASH THE TRASH Vol. II” ismiyle ikinci organizasyonu yapacaklar. Herkesin katılımına açık olan etkinlik saat 18.00’de Caddebostan Migros önünden başlayacak.
ÇÖP TOPLAMAK DEĞİL ÇÖP ATMAMAK…
“Bizler sadece söylenmek ve oturduğu yerden eleştirmek yerine bir şeyler yapmak, biraz olsun farkındalık yaratmak isteyen insanlarız” diyen Ekin Çankal, “Eğer birkaç gün çöp toplamakla çevre temizlenecek olsa hiç üşenmez bunu tek başımıza yapabilirdik. Ama burada asıl değiştirilmesi gereken toplumsal algımız olduğundan, insanların gözleri önünde çöp toplayıp, onları çöp toplamaya değil ama en başından çöplerini çöpe atmaya sevk etmek niyetindeyiz. Güzel bir çevrede yaşamak hepimizin anayasal hakkı. Bir Kadıköylü olarak her sahile inişimde çekirdeğinin kabuğunu, sigarasının izmaritini yere atan, içeceğinin şişesini çöpe kadar taşımaya üşenen bir zihniyetle karşı karşıya kalıyoruz. Bu insanlar çoğu zaman yaptıklarının farkında dahi değiller. Yere çöp atmanın doğal olmadığını anlatmamız şart.” diyor.
“BAŞKASI İÇİN DEĞİL KENDİMİZ İÇİN…”
Çankal, “İlk etkinliğimizde insanların tepkileri olumlu olmakla birlikte, yaptığımızı garipseyenler de oldu. ‘Belediye çalışmıyor mu?’ sorusuyla sıkça karşılaştık. Bizi asıl şaşırtan insanların bu çöplerin ne kadar fazla olduğunu sorgulamak ya da en başından ortalığa çöp atanları eleştirmek yerine hemen belediyeyi/bir üçüncü kurumu hedef haline getirmeleri oldu. Beni en çok etkileyenlerden bir diğeri ise ‘Bu insanlar için değmez boşuna yormayın kendinizi’ sözü olmuştu. Oysa biz bunu bir başkası için değil kendimiz için yapıyoruz. Daha temiz bir çevrede yaşamak istiyoruz ve bu yüzden harekete geçmeyi tercih ediyoruz.” diye konuşuyor. Özellikle kendi yüzücü ekibi açısından durumun iki boyutlu olarak üzücü olduğunu belirten Çankal, şunları söylüyor; “Karadaki çöplerin varlığı ortada ama diğer yandan bizler antrenmanlar esnasında denizdeki vahim duruma da birebir tanıklık ediyoruz. Şehrin bütün pisliği denizlere akıyor. Denizin dibindeki pisliklerden tutun da yüzeydeki atıklara kadar deniz canlılarına verdiğimiz büyük zararın yanı sıra aslında insan sağlığını da ciddi anlamda tehdit ediyoruz. Deniz canlıları plastikleri ayırt edemediklerinden onları yemek sanıp yiyorlar ve bu sebeple nesli tehdit altında olan pek çok deniz hayvanı bulunmakta. Soframızdaki balığın da artık ‘plastik’ olmaya başladığını unutmayalım.”