Kentin yükünü sırtlananlar

İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Planlama Ajansı’nın hazırladığı “Kentin Yükünü Sırtlananlar: İstanbul’un Katı Atık Toplayıcıları” raporu, katı atık işçilerinin yaşadığı sorunlara ve bu sorunların çözümlerine yer veriyor

18 Mart 2022 - 10:04

İBB İstanbul Planlama Ajansı (İPA), İstanbul’daki atık toplayıcılarının sosyo-ekonomik durumlarını, çalışma koşullarını ve ihtiyaçlarını ortaya çıkarabilmek amacıyla “Kentin Yükünü Sırtlananlar: İstanbul’un Katı Atık Toplayıcıları, Sorunlar ve Talepler” başlıklı bir rapor hazırladı. Araştırma kapsamında Beyoğlu, Ümraniye ve Kadıköy’de atık toplayıcılığı yapan toplam 27 işçi ile görüşüldü.

“ATIK MİKTARI ARTTI”

Raporda, Türkiye İstatistik Kurumu’nun verileri de paylaşıldı. TÜİK tarafından yayınlanan atık istatistiklerine göre 2020 yılında Türkiye’de oluşan atık miktarı 2018 yılına göre yüzde 10,5 artarak 104 milyon tona ulaştı. Bu atığın 32,3 milyon tonu belediyeler tarafından toplandı. 2020 yılında kişi başı günlük atık miktarı ise 1,13 kg olarak hesaplandı. Yine 2020 TÜİK verilerine göre toplam bin 389 belediyenin bin 387’sinde atık hizmeti veriliyor. Türkiye’de atık hizmeti veren belediyelerde 2020 yılında toplanan 32,3 milyon ton atığın yüzde 69,4’ü düzenli depolama tesislerine, yüzde 17’si belediye çöplüklerine, yüzde 13,2’si geri kazanım tesislerine gönderilirken, yüzde 0,4’ü ise açıkta yakılarak, gömülerek, dereye veya araziye dökülerek bertaraf edildi.

İSTANBUL’DAKİ DURUM

Raporda, İstanbul nüfusunun giderek artmasıyla birlikte ortaya çıkan atık miktarının sürekli arttığı vurgulandı. Buna göre, İstanbul’da güncel rakamlara göre günlük ortalama oluşan evsel atık miktarı 18 bin ton. Bu atıkların yüzde 90’ı düzenli depolama sahalarına gömülürken yüzde 4’ü kompost yapılıyor ancak yüzde 6’sı geri dönüştürülebiliyor.

“15 BİN KİŞİ ÇALIŞIYOR”

Kamuoyunda “çöpten geçinenler”, “sokak toplayıcıları” veya en bilindik ismiyle “çekçekçiler” olarak bilinen katı atık toplayıcıları ise evlerden çıkan atığın ayrıştırılması, toplanması ve geri dönüşüme dahil edilmesi süreçlerindeki en önemli aktörlerden birisi. Rapora göre, Türkiye’de 1970’li yıllarda başlayan katı atık toplayıcılığı, farklı toplumsal kesimlerden birçok insanın gündelik hayatlarını idame etme yöntemi haline geldi. Türkiye’de katı atık toplayıcılığı yaparak geçimlerini sağlayanların sayısı kesin olarak bilinmemekle birlikte, güncel bir araştırmaya göre sadece kağıt toplama alanında İstanbul’da yaklaşık 15 bin, Türkiye genelinde ise yaklaşık 40 bin kişinin çalıştığı tahmin ediliyor.

SON ÇARE OLARAK GÖRÜYORLAR

İstanbul’da geri dönüşüm sektöründe çalışan katı atık toplayıcılarıyla gerçekleştirilen görüşmelerle bu alanda çalışanların yaşadığı sorunlar araştırıldı. Yapılan görüşmelerden elde edilen verilere göre atık toplayıcıların büyük çoğunluğu geçinebilmek için mecburen bu işi yapıyor ve bu işi son çare olarak görüyor. Görüşülen atık toplayıcıların büyük bir kısmı üniversite mezunu olmadıkları için “sistemden atıldıklarını” düşündüklerini belirtti.  Aile bağları güçlü olanlar veya ailelerine bakmakla sorumlu olanlar bu işi “aile geçindirebilen bir meslek” olarak görürken, aileleriyle ilişkileri zayıf olanlar ise atık toplayıcılığını sadece “ekmek yedikleri herhangi bir iş” olarak tanımladı.

TOPLADIĞIN KADAR KAZANIYORSUN

Atık toplayıcılığına hâkim olan “ne kadar toplayabilirsen o kadar kazanırsın” anlayışı bu alanda geçinebilme koşullarının özeti niteliğinde. Görüşmeciler yetişkin bir atık toplayıcısının günde ortalama olarak 100 kg atık topladığında atığın türüne bağlı olarak aylık 3.000-6.000 TL arasında bir gelir elde edebileceğini ifade etti. Bununla birlikte atık toplayıcılığının mevsimlik iş biçiminde yapılması nedeniyle bu gelir düzenli olarak kazanılamıyor. Aynı zamanda yaşlanma sonucu bedensel performansın düşüşü elde edilen gelirin miktarını da ciddi biçimde etkiliyor.

BARINMA BÜYÜK SORUN

Barınma koşullarının olumsuz olması atık toplayıcılığı yapan kişilerin kırılganlığını artıran bir başka sebep olarak öne çıkıyor. Görüşülen kişilerin çoğu ya depolarda sınırlı imkanlar içerisinde ya da iş arkadaşlarıyla birlikte kötü koşullardaki evlerde veya otellerde ödeme yaparak kaldıklarını ifade ederken, aileleri İstanbul’da yaşayan az sayıdaki kişi kentin çeperinde nispeten iyi koşullarda barındıklarını aktardı. Depolarda yaşayanlar özellikle barınma ve diğer temel yaşamsal ihtiyaçları (sıcak su, ısınma, hijyen vb.) açısından büyük zorluk yaşadıklarını belirtti.

SOSYAL GÜVENCE SIFIR

Rapora göre, görüşülen hiçbir atık toplayıcının sosyal güvencesi yok. Bu durumun işçilerin sağlık hizmetlerine erişim konusunda ciddi sorunlar yaşamalarına sebebiyet verdiği ifade edilirken, toplayıcıların özellikle kış aylarında pek çok sağlık sorunu yaşadıkları fakat sosyal güvencelerinin olmaması sebebiyle sağlık kuruluşlarına başvurmakta çekindikleri belirtildi. Atık toplayıcıların sağlık durumlarına ilişkin yapılan çalışmalarda baş, eklem, omurga, sırt ve kas ağrılarının işçiler arasında yüzde 90 oranıyla ilk sırada görüldüğü ifade edildi. 

Atık toplayıcıları, kentte sağlıksız ve güvencesiz koşullarda çalışmanın zorluklarının yanı sıra kolluk kuvvetlerinin müdahalelerinin de kendilerini tedirgin ettiğini belirtti.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

İstanbul Planlama Ajansı tarafından hazırlanan raporda İstanbul’da geri dönüşüm sektöründe çalışan işçilere dair politika önerilerine de yer verildi.

-Atık toplayıcılığına meslek statüsü kazandırılmalı ve öncelikle güvenceli çalışma koşulları sisteme dahil edilmenin üst çerçevesi olarak tanımlanmalı.

-Atık toplayıcılarının yaptıkları işin zorluğu ve mevcut kazançları göz önünde bulundurularak insanca yaşamayı mümkün kılacak ürün/ücret ya da emek ücret parametreleri ile çalışabilecekleri atık toplayıcılığı sistemi kurulmalı.

- İş sağlığı ve iş güvenliği için gerekli olan düzenlemeler ve pratik adımlar belediyeler ve bakanlık düzeyinde atılmalı. Bu çerçevede fiziksel eforun daha az kullanılacağı atık toplama aracı ve ekipman benzeri destekler belediyeler düzeyinde sağlanmalı.

-Mevcut durumda sağlık hizmetlerinden faydalanamayan atık toplayıcılar için depoların çevresinde gezici sağlık hizmetleri yoluyla sağlık taramaları yapılmalı.

-Kooperatifleşmek isteyen işçiler için teknik, ekonomik, idari, lojistik destekler yerel yönetimler tarafından sağlanmalı.

-Atık toplayıcılarının kamu hizmeti yapan bireyler olarak düşük prim ödemesi ve devlet teşviki ile sosyal güvenlik sistemine dahil edilebilmesi için modeller çalışılmalı. Yerel yönetimlerin atık toplayıcılardan atıkları ücret karşılığı alabileceği kooperatif ve/veya bireysel iş modelleri geliştirilmeli.

- Şehir çeperindeki depolara, başka bir barınma imkânı olmayan atık toplayıcılarının yaşam standartlarının iyileştirilmesine yönelik mevsimlik tarım işçilerinde olduğu gibi portatif banyo ve tuvaletleri olan ve konaklama imkânı sunan yapılar sağlanmalı.

- Atık toplayıcılığı alanında güncel olarak çalışan çocuk sayısını tespit etmek ve bu alandaki çocukların okul terkini azaltmak üzere Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı birlikte politika ve hizmet geliştirmeli.


ARŞİV