Validebağ Savunması, Millet Bahçesi projesiyle yeniden gündeme gelen Validebağ Korusu için uzmanların konuşmacı olarak katıldığı çevrimiçi bir seminer dizisi başlattı. Seminerlerde korunun ekosistemi, yaban hayatı, İstanbul için neden önemli olduğu ve koruyu bekleyen tehlikeler konuşuluyor. Seminerler hakkında bilgi veren Validebağ Savunması’ndan Yüksel Demirtaş, “Bu seminerlerle, ‘Koruda neler yapılmalı ve neler yapılmamalı?’ sorularının yanıtını farklı disiplinlerden akademisyen ve uzmanların vereceği bilgiler ışığında arıyoruz. Akademik bilgiye, havzanın on yılları bulan doğa ve yaşam savunuculuk deneyimini de katarak ortak akıl ile fikrimizi, söylemimizi büyütmeyi ve güçlendirmeyi hedefliyoruz.” dedi.
YAPILAŞMA TEHDİDİ
Seminer dizisinin ilk konuğu olan Prof. Dr. Ünal Akkemik “Validebağ’ın Ağaçları: Kent Ekosistemi Açısından Değerlendirilmesi” sunumu ile koruda yer alan ağaçların önemi üzerine dikkat çeken bilgiler paylaştı. Millet Bahçelerinin doğal ortamı bozan, daha fazla yapaylaştıran ve daha çok yapılaşma getiren alanlar olduğunu ifade eden Akkemik, “Çevresindeki yapılaşmaya rağmen doğal yapısını korumuş olan Validebağ Korusu’nda küçük dokunuşlarla bir iyileştirme yapılabilir ama yapılaşma olmamalı, Millet Bahçesine dönüştürülmemelidir.” dedi.
Millet Bahçesi projesinde 2500 metrekare otopark yapılmasının da gündemde olduğunu hatırlatan Akkemik, şöyle devam etti: “Medyada bu konudaki haberlere baktığınız zaman en fazla Hyde Park görseli çıkıyor. Oysa, Hyde Park içinde hiç otopark yok, araç girişi yok. Dolayısıyla Validebağ’a otopark asla düşünülmemelidir.” uyarısında bulundu.
“AĞAÇLARIN BAKIMI YAPILMALI”
Korudaki ağaçların bakımlarının mutlaka yapılması gerektiğini belirten Akkemik şöyle devam etti: “Kabak budama dediğimiz budama asla yapılmamalıdır. Bunun yerine her ağacı tek tek ele alarak onun gereksinimlerine uygun bakım ve budama yapılmalıdır. Meyve kültürü mutlaka devam ettirilmelidir. Koruda meyve yetiştirme tarihsel bir kültür. Anıt ağaçların etrafındaki kullanım, toprağın basılarak çiğnenmesi, insan etkisi azaltılmalıdır. Koru içerisindeki ağaç varlığı artırılmalı ve yaban hayatı ile birlikte ekosistemin devamlılığı sağlanmalıdır. Koruda ağaç varlığı artırılırken yaban hayat gözetilmeli. Yaban hayat için gerekli olan ağaçlar, çalılıklar, meyveler ve özellikle meyve veren bazı çalılar çok önemli olup alanda mutlaka arttırılmalıdır.
Fotoğraf: Ahmet Dayıoğlu
“Koru içerisinde asla geçirimsiz malzemelerden yollar yapılmamalı” diyen Akkemik konuşmasını şöyle sürdürdü: “Atatürk Kent Ormanında olduğu gibi su için iyi geçirgen olan malzemelerle yürüme yolları daha belirgin hale getirilmeli ve ağaç altlarındaki çiğneme etkisi azaltılmalıdır. Daha sade, daha kısa, anlaşılabilir, temel ilkeleri tanımlanmış ve işlevsel bir rapor hazırlanabilir. Bu rapor, koruyu gerçek anlamda koruya dönüştürmek için rehabilitasyon önerilerini içermeli ve bütüncül bir yaklaşımla farklı bakış açılarını biraraya getirerek yapılmalı. Uzmanlar biraraya gelerek korunun planlanmasıyla ilgili fikirlerini beyan edip bir rapor hazırlayabilirler. Sadece bitki gözüyle bakmamak gerekiyor; ekoloji var, şehir plancısı olabilir çünkü planlama var, bir de peyzaj mimarlarının olması gerekir.”
“BETON DENİZİNE DİRENİYOR”
Uzun yıllardır Validebağ Korusu’nda otsu bitkileri inceleyen Doç. Dr. İ. Sırrı Yüzbaşıoğlu, “Validebağ’ın Otsu Bitkileri” başlıklı sunumuyla seminer dizisinin ikinci konuşmacısıydı.Şehir merkezinde yaşayan insanlar için Validebağ Korusu’nun, çevresindeki beton denizine direnen bir ada olduğunu dile getiren Yüzbaşıoğlu, ekosistemi daha fazla zorlayacak ticari amaçlı yapılaşmanın korudaki dengeyi daha da bozacağını vurguladı.
Her ekosistemin bir taşıma kapasitesinin olduğunu söyleyen Yüzbaşıoğlu şöyle devam etti: “Otopark ve diğer yapılaşma ile buradaki taşıt trafiği ve insan yükü artar. Bu durum ekosistemin taşıma kapasitesini aşar ve bu korunun sonu olur. Validebağ’ın mevcut dar, doğal koşu, yürüyüş patikaları doğa sporcuları için şehir içinde mükemmel bir alan oluşturuyor. Aynı şekilde mevcut parkurlar, mükemmel dağ bisikleti parkurlarıdır. Koruya şehrin farklı alanlarında zaten olan bisiklet, yürüyüş yolları yapmak, yapılaşmanın getireceği tahribata ek olarak bölgede doğa sporları yapma olanağını da yok edecektir. Korudaki açık alanlar bu ekosistemin devamı için önemlidir ve korunmalıdır. Tüm açık alanlara 5-6 metre arayla çam ağacı dikildiğinde, 5-10 yıl içinde büyüyen bu ağaçlar alt florayı baskılar, otsu yaşamı bitirir. İstanbul’daki 2 bin çeşit otsu bitkinin 200’ü Validebağ Korusu’nda bulunuyor. Koruya ağaç dikiminde iğne yapraklı ağaçlar yerine yaprak döken ağaçların tercih edilmesi daha uygundur. Nereye hangi ağacın dikileceği bir plan dahilinde olmalıdır.”