Koşuyolu’nda iklim grevi

Sevda Öztürk, her cuma Koşuyolu Parkı’nda iklim grevi nöbeti tutuyor. Herkesi eylemine destek vermeye çağıran Öztürk, iklim krizini önlemek için çok az zaman kaldığını söylüyor

29 Temmuz 2019 - 09:49

Greta Thunberg’in Ağustos 2018’de İsveç Parlamentosu önünde başlattığı “Gelecek için cuma günleri” olarak anılan okul grevleri Avrupa’nın birçok büyük şehrinde yankı buldu. Binlerce öğrencinin katıldığı ve giderek büyüyen bu eylem, genç bireylerin iklim krizini ne kadar önemsediklerini de gösterdi. İklim grevleri sadece Avrupa’da değil Türkiye’deki öğrencilerin de desteğini kazandı. İlk olarak geçtiğimiz mart ayında Atlas Sarrafoğlu’nun çağrısıyla  onlarca öğrenci okullarına gitmeyerek Maçka Parkı’ndaki iklim grevine katıldı.

TATİL DÖNEMİNDE GREVDE

Okullar tatil döneminde olsa da öğrencilerin grevi devam ediyor. İklim krizine dikkat çekmek için her cuma elinde döviziyle nöbet tutan başka biri de 11 yaşındaki Sevda Öztürk. Koşuyolu Parkı’nda her akşam 18.00 ila 19.00 saatleri arasında iklim krizinin olası etkilerine karşı farkındalık nöbetinde. Kadıköylü genç öğrencinin sesine kulak veren başka öğrenciler de var. Hatta Koşuyolu sakinleri de nöbete destek veriyor.

“BENCİL DAVRANIYORLAR”

Öztürk kendini iklim aktivisti olarak tanımlıyor ve grevinin amacını ise şöyle açıklıyor: “Çünkü çok az zamanımız kaldı. Amacım; insanları büyüyen iklim krizinden haberdar etmek ve yöneticilerin bu konuda harekete geçmesini sağlamak.”

Öztürk, gençlerde oluşan farkındalığın sebeplerini ise şöyle ifade ediyor: “Bu bizim geleceğimiz, yani biz çocukların geleceği. Büyükler bence bencilce davranıyor. Onlar yaşayacaklarını yaşadılar ve gelecek nesilleri düşünmüyorlar. Benim için iklim krizi  dünyanın yok oluşu demek. Günlük hayatta bunların etkisini hissediyoruz. Havalar dengesiz, sıcaklar ise aşırı derecede yüksek.”

“HERKES KATILMALI”

İklim grevlerine daha fazla insanın destek vermesi gerektiğini söyleyen Öztürk,“Sadece Kadıköylüler değil hatta benim yaşıtım olmasına da gerek yok, bence herkes bu eylemlere katılmalı. Ne olur iklim krizini dikkate alın ve geleceğimizi beraber kurtaralım.” diyor.

Sevda Öztürk, tatil dönemi sona erdiğinde nöbetini 12.30- 13.30 saatleri arasında sürdürecek. 20 Eylül’de ise Koşuyolu Parkı’nda geniş çaplı iklim eylemi düzenlenecek.

İKLİM KRİZİNİ NASIL YAŞIYORUZ?

Yaz sıcaklarının bunaltıcı etkisi ya da Avrupa ülkelerinde hatta İskandinav ülkelerinde sıcaklığın 35 dereceyi aşması iklim krizinin en somut sonuçlarından. Peki sadece sıcaklık artışı mı? Ya da aşırı ve dengesiz yağışlar mı? İklim krizi hemen hemen hayatımızın her alanında etkisini gösteriyor. Birleşmiş Milletler raporuna göre geçen yıl 821 milyondan fazla insan açlık çekti. Açlık çekenlerin sayısı üst üste 3 yıl artış kaydetti. Rapora göre, yetersiz beslenme özellikle iklim değişikliği ve savaşlar nedeniyle 2015 yılından bu yana artıyor. İki yıl önce ise açlık çekenlerin sayısı 811 milyondu.

Yokoluş İsyanını’nın paylaştığı bilgilere göre işte dünyadaki ve Türkiye’deki değişimler:

-2018 iç göçün en fazla ve yoğun olduğu yıl oldu. 28 milyon iç göçün yüzde 61’i iklim krizi ve doğal afetler nedeniyle gerçekleşti.

-Kuzey Hindistan’da sıcaklıklar 50 dereceyi geçti, sıcaklık ve yağış düzenleri aşırılaşıyor.

-Dünyanın en büyük tropikal ormanları olan Amazon'ların yüzde 60’ını topraklarında bulunduran Brezilya'da ormansızlaşma oranı Brezilya Ulusal Uzay Araştırmaları Enstitüsü'ne (INPE) göre haziran ayında yüzde 88,4 oranında artarak 920 kilometre kareye ulaştı.

-Her gün yeryüzünden yaklaşık 200 canlı türünün yok oluyor.

-Türkiye’nin içinde bulunduğu Akdeniz Havzası son 900 yılın en ağır kuraklığını yaşıyor. 

-Küresel düzeyde tehlike altında olan türlerin Türkiye’deki sayısı 2008 yılında 131’ken, yaklaşık 400’e çıktı.

-Son 44 yılda canlı popülasyonları yüzde 60 azaldı.

-Türkiye’nin Ulusal Limit Aşım Günü, 2019’da rekor bir sıçrama yaparak 27 Haziran oldu, yani Türkiye bu yıl doğal kaynakları daha altıncı ayında tüketti.

-Dünyadaki yoksul bölgeler karbon salımınım sadece yüzde 10’unu gerçekleştirdiği hâlde iklim krizinin yükünün yüzde 75’ini sırtlıyor.

-En son, 2017 yılında Yalova’nın yüzölçümünün 1.3 katı kadar orman alanı yangınlarda zarar gördü.

-2003 yazında Avrupa’daki sıcak hava dalgası 70 bin kişinin ölümüne sebep oldu. Fosil yakıt kullanımı bu hızda devam ederse bu rakamlar 2040’ta olağan hâle gelmiş olacak.

-Sıcaklıkların bu hızla seyretmesi hâlinde bundan 20 yıl sonra mercanlar yok olacak.

-2100’e kadar deniz suyu seviyesi 2 metreye kadar yükselebilir. Bu durumda milyonlarca kişi yaşadıkları yerlerden göç etmek zorunda kalacak.

-Haziran ayında sıcaklıklar normallerin 0,93 derece üzerinde geçti, temmuz ayının ise şu ana kadar dünyada öölçümlenen en sıcak ay olması bekleniyor.

-Aşırı hava olayları 2018’de 62 milyon kişiyi etkiledi.

-İklim krizi önümüzdeki 11 yılda 120 milyon kişinin daha yoksullaşmasına sebep olacak. İklim değişikliği sebebiyle milyonlarca kişi yaşama, beslenme, barınma ve su gibi temel insan haklarından mahrum kalacak.

-İklim değişikliği yüzünden 2050'ye kadar “İstanbul Roma, Ankara Taşkent gibi olabilir.”


ARŞİV