“Mahalleme, köyüme, yeşilime dokunma”

İstanbul Rize Masası'nın çağrısıyla Rize'nin İkizdere İlçesi'nde açılması planlanan taş ocağına hayır demek için Kadıköy'de biraraya gelenler, “Mahalleme, köyüme, yeşilime dokunma” dedi

15 Kasım 2020 - 11:29

İstanbul Rize Masası, Rize'nin İkizdere İlçesi'nde açılması planlanan taş ocağına karşı çıkmak için “İkizdere Vadisi Taş Ocaklarına Kurban Edilemez” çağrısıyla Kadıköy İskelesi Atatürk Anıtı önünde 14 Kasım Cumartesi günü basın açıklaması düzenledi. Yağmurlu havaya rağmen çağrıya kulak verip basın açıklamasına katılan yaşam hakkı savunucuları, “Mahalleme, köyüme, yeşilime dokunma” sloganı attı. “İkizdere İskencedere Vadisinde Taş Ocağına Hayır!” “İkizdere İskencedere Vadisinde Taş Ocağını Durduralım” pankartlarının arkasında biraraya gelen grup adına basın açıklamasını İstanbul Rize Masası Başkanı Necati Ekşi okudu.

“Doğal Sit - Nitelikli Doğal Koruma Alanı ve kısmen Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı olarak tescil edilen, dünyada öncelikli korunacak 200 ekolojik bölgeden biri Rize İkizdere Vadisi'nin bir kolu olan İskencedere Vadisi'nde kurulması planlanan taş ocağı doğal hayatı ve bölge halkını tehdit etmektedir” diyen İstanbul Rize Masası Başkanı Necati Ekşi, şöyle devam etti: “Herhangi bir kamu yararı bulunmayan bu proje ile kar uğruna yaşam alanlarımız tahrip edilmek istenmektedir. Bölgede yürütülecek olan açık ocak işletmeciliği ile patlamalardan dolayı meydana gelecek titreşim, gürültü, toz oluşumu, bitkisel üst örtü toprağının sıyrılması, yeraltı su tabakasında bozulmalar, görsel kirlilik, heyelan riskinin tetiklenmesi gibi birçok olumsuz etki vadimize ve doğal yaşam alanımıza zarar verecektir. Ayrıca organik çay üretimi, büyükbaş hayvancılık ve arıcılık gibi bölge halkının geçim kaynaklarını olumsuz etkileyecektir.”

Yaşam hakkının gaspına izin vermeyeceğiz”

Özellikle Gürdere köylülerinin temel geçim kaynağı ve yöreye has olan “Deli Bal” üretiminin, taş ocağı hazırlık ve işletme dönemlerinde oluşacak çevresel etkilerden zarar göreceğini belirten Necati Ekşi, “Dünyada sayılı vadiler arasında sayılan İkizdere Vadisi'nin kollarından olan İskencedere Vadisi içerisinde eşsiz bir flora barındırmaktadır. Taş ocağı çevre ve insan sağlığını tehdit etmesinin yanısıra bölgenin sahip olduğu doğal değerlerin ve yaban hayatın kaybolmasına neden olacaktır. Geçtiğimiz yıllarda bölge halkının hukuki mücadelesi sonucu iptal edilen ruhsatların kapasite artırımı yapılarak yeniden verilmesini, Anayasa'da belirtilen sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkımızın gaspı olarak görüyoruz. Bu hakkımızın bir şirketin rantı uğruna feda edilmesine izin vermeyeceğiz.” diye konuştu.

İkizdere'deki talan ciddi bir alanı kapsıyor”

Necati Ekşi'nin ardından söz alan İkizdere Dernekleri Federasyonu (İDEF) Çevre Komisyonu Başkanı Osman Baş, İkizdere'deki talanın Türkiye'nin hemen her yerinde yaşanan talandan farklı olmadığını dile getirdiği konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sadece farkı bu talanın İkizdere'de çok ciddi bir alanı kapsayacak olmasıdır. Yaklaşık bir yıl önce taş ocakları başvuruları ortaya çıktığında yasal haklarımızı kullandık. Neticesinde mahkemeden ekosistemin ortadan kaldırılması, bitki çeşitliğinin yok edilmesi ve yaşayan köylülerin hayat damarlarnın kesilmesine karşı doğru bir tavır alarak durdurma kararı aldılar. Ama ardından daha büyük bir saldırıyla karşı karşıya kaldık. İlk başvuruda senede 100 bin ton taş çıkartılması planlanırken, şimdi İyidere'deki proje ile birlikte Cengiz İnşaat'ın Bakanlık ile yaptığı çalışma neticesinde artık yeni taş ocağı ruhsatı senede 15 milyon 740 bin ton olarak daha da büyütülerek hayata geçirilmeye çalışılmaktadır.”

İşgal edilmesine izin vermeyeceğiz”

“Soruyorum: O bölgede yaşayan insanlar taş mı yesinler. Ya da yaşamasınlar mı” diyen Osman Baş, şöyle devam etti: “İnsanlar şehirlerden kaçıyor. Bu bölgeye hayatlarını kurtaracak son nokta olarak bakıyorlar. Ne yapsın bu insanlar. Geçen hafta bir hafta boyunca İkizdere'deydim. İkizdere' de yaşayan insanlar, çay toplayanlar, kadınlar “Bu taş ocağı ne olacak, durdurulacak mı? Biz buradan gidecek miyiz?” diye soruyor. İkizdereliler, “Gidecek başka yerimiz yok. Bu topraklar bizim topraklarımız. Bunların işgal edilmesine nasıl karşı çıkılması gerektğini biliyoruz. Onlar bizim dedelerimizin, babalarımızın toprakları. Bizi oradan sürümeyecekler” diyor.” Osman Baş'ın konuşmasının ardından basın açıklaması Hızır Canbaz'ın söylediği şarkı ile son buldu.


ARŞİV