Hollanda Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse edilen MATRA Programı kapsamında geliştirilen "Sürdürülebilir Marmara | İklim Yönetişimi" projesinin e-öğrenme modülleri yayınlandı. WRI Türkiye ve Marmara Belediyeler Birliği ortaklığında hazırlanan bu modül serisi, Marmara Bölgesi’ndeki yerel yönetimler ile iklim ve çevre alanlarında faaliyet gösteren yerel sivil toplum kuruluşlarının karşılaştığı temel sorunlar göz önünde bulundurularak tasarlandı. Bu sorunları belirlemek için ise bir anket çalışması yürütülerek bu alanda çalışan yaklaşık 200 kişinin görüşleri alındı. Ayrıca 30’a yakın uzmanla birebir görüşmeler gerçekleştirilerek bilgi ve öneriler toplantı. İhtiyaç analizi çalışması sonucunda ise eğitimin odaklanacağı alanlar belirlendi. “İklim Değişikliğinin Boyutları, Verisi, Yönetişimi, Finansmanı ve İletişimi” başlıklarında 5 modül geliştirildi. Alanında uzman kişiler tarafından hazırlanan bu modüller, uzmanların sunumuyla desteklenerek 5 konuda web tabanlı seminerler de oluşturuldu. Modüller ve seminerler, WRI Türkiye ve Marmara Belediyeler Birliği’nin internet siteleri üzerinden ücretsiz olarak erişime açıldı.
MARMARA RİSK ALTINDA
Projenin koordinatörü Tuğçe Üzümoğlu ile çalışmanın detaylarını konuştuk. Türkiye'nin 2053 yılına kadar net sıfır emisyon ulusal hedefine ulaşabilmesi için iklim yönetişimine daha fazla önem verilmesi gerektiğini söyleyen Üzümoğlu, projenin Marmara Bölgesi özelinde hazırlanmasının nedenlerini şöyle açıkladı “Marmara Bölgesi, toplamda 26 milyonu aşan nüfusuyla Türkiye nüfusunun yüzde 30'undan fazlasını barındırıyor ve ülkenin en sanayileşmiş bölgesi olarak, yüksek emisyon salımı ile iklim değişikliğine ciddi ölçüde katkıda bulunuyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Marmara Bölgesi ısınma, kuraklaşma eğiliminden ve şiddetli hava olaylarından Türkiye’de en fazla etkilenen bölgeler arasında yer alıyor. Bölgede deniz seviyesinin yükselmesi, aşırı hava olayları, biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem değişikliği gibi ciddi iklim riskleri yaşanıyor ve bölgenin ve iklim değişikliğinin etkilerini derinden hissetmesi bekleniyor. Bu nedenle, çalışmamızı Marmara Bölgesi'ne odaklamayı tercih ettik.”
HEDEF İKLİM OKURYAZARLIĞINI ARTIRMAK
Çalışmanın, Türkiye genelinde iklim değişikliği üzerine çalışan tüm sektörlere katkı sağlayacağını belirten Üzümoğlu, “Özellikle şehir ve ilçe düzeyinde yerel yönetimlerin bu modüllerden büyük ölçüde faydalanacağını düşünüyoruz. Modül serisi iklim değişikliğinin farklı boyutlarını ele alarak iklim okuryazarlığını artırmayı hedefliyor. Bunun yanı sıra, dünyadan başarılı uygulama örneklerini paylaşarak katılımcılara ilham veriyor ve yerel çözümler için rehberlik sunuyor. Projenin başarısında, aynı zamanda proje ortağımız olan Marmara Belediyeler Birliği’nin belediyelerle yürüttüğü çalışmalar, güçlü iletişim ağı ve tecrübeleri büyük bir rol oynadı. Bu işbirliği sayesinde projenin etkisi ve yaygınlaştırılması önemli ölçüde artırıldı.” dedi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDE MEVCUT DURUM
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından hazırlanan bilimsel rapor, küresel ısınmanın 1,5ºC ile sınırlandırılmasının aciliyetini ortaya koyuyor. Sera gazı emisyonları mevcut şekilde devam ederse, küresel ısınma 2030 ile 2052 yılları arasında 1,5ºC sınırını geçecek. Bu sınırı geçmemek için küresel emisyonları 2030 yılında 2010 yılına göre yüzde 43 azaltmak ve 2050 yılında net sıfır emisyona ulaşmak gerekiyor. Ülkelerin iklim taahhütlerindeki ilerlemeyi ölçen ve 2023 Eylül ayında yayınlanan Küresel Durum Değerlendirmesi teknik raporu ise dünyanın 1,5°C hedefinden çok uzakta olduğunu ortaya koyuyor. Yine 2023 yılında sunulan Ulusal Katkı Beyanları Sentez Raporu’na göre ise, bütün hedefler uygulansa dahi 2030 yılında emisyonlar 2019 yılına göre yalnızca yüzde 2 azalacak. IPCC’nin bilimsel analizine göre, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak için, 2030 yılında kadar emisyonların yüzde 43 oranında azalması gerekiyor.
Modüllere buradan ulaşabilirsiniz.