beyond.istanbul'un üçüncü sayısı “Mekanda Adalet ve Gıda” başlığıyla çıktı. Derginin bu sayısında sağlıklı gıda üretimi ve tüketimi, gıda temininde adalet konularına yer veriliyor. Mekanda Adalet Derneği, 23 Ekim Salı günü Kadıköy’de bir yürüyüş gerçekleştirerek, sağlıklı gıda üretimi ve tüketimi konularına daha yakından bakabilmek için semtte faaliyet sürdüren gıda inisiyatiflerini ziyaret etti. Etkinlik kapsamında Umut Arşivi: Alternatif Gıda Mekanları Haritası'nda yer alan Fenerbahçe Parkı Topluluk Bahçesi, Eppek, Kadıköy Kooperatifi, Komşu Kafe, Roma Bostanı ve Kuçe Yemek Kolektifi ziyaret edildi.
Biz de Mekanda Adalet Derneği’nin yürüyüşüne katılarak Kadıköy’deki gıda üreticilerinin, kooperatiflerinin deneyimlerini dinledik. Yürüyüşün ilk noktası Kadıköy Belediyesi’nin desteğiyle oluşturulan Fenerbahçe Parkı Topluluk Bahçesi’ydi. Katılımcılar ilk olarak bahçeyi gezerek sebze ve meyveleri incelediler. Daha sonra ise gönüllüler katılımcılara bahçenin kuruluş sürecini ve şu an yapılan faaliyetler hakkında bilgi verdiler. Yürüyüşün devamında ise Kızıltoprak’ta faaliyet gösteren ekmek fırını “eppek” adlı dükkana geçildi. Yürüyüşe katılanlar ekmek üreticilerinden kısa bilgiler alarak Kadıköy Kooperatifi’ne konuk oldular. Yürüyüş, Kadıköy’de hizmet veren Komşu Kafe ve Avrupa yakasındaki Roma Bostanı ve Kuçe Yemek Kolektifi’nin ziyaretinin ardından sonlandı.
“UMUT MEKANLARININ ÇOĞU KADIKÖY’DE”
Mekanda Adalet Derneği’nden Yaşar Adanalı ile neden böyle bir yürüyüş gerçekleştirdiklerini ve yürüyüş sonrasında edindikleri fikirlerin neler olduğunu konuştuk.
Siz dernek olarak zaman zaman farklı konularda farkındalık yürüyüşleri yapıyorsunuz ama ben yine de bugünkü yürüyüşün amacını sormak istiyorum.
beyond.istanbul yayınının üçüncü sayısı bu hafta basıldı. Her sayıda aslında bu mekanda adalet temalarının birine odaklanıyoruz. Mekanda Adalet ve Sakatlık ilk sayımızdı, ikincisi Mekanda Adalet ve Çocuk, şimdi de Mekanda Adalet ve Gıda. Mekanda Adalet Derneği olarak yürüyüşleri temel araçlarımızdan biri olarak görüyoruz. O yüzden araştırmalarımızda da yayınlarımızda da eğitim modelimizin içinde de yürüme, ayrılmaz bir parça.
Bu bir farkındalık yürüyüşü aslında. Siz kentte ya da büyük şehirlerde gıda hakkının gasp edildiğini ya da tam olarak kullanılmadığını mı düşünüyorsunuz?
Bizim her sayıda Umut Arşivi diye bir bölümümüz var, İstanbul merkezli. O temayla ilgili umut veren mekanları, ‘umut mekanı’ dediğimiz yerleri işaretliyoruz bu haritaya. Bugünkü yürüyüşümüz de aslında bu gıda meselesine dair kentte yapılan umut veren pratikleri ve umut veren mekanların bazılarını ziyaret etmek şeklindeydi. Yani mevcut, hakim gıda sisteminin kendisinin toplumsal adaletsizlikleri büyütecek nitelikte olduğunu düşündüğümüz için zaten bu sayıyı çıkardık. Bu yürüyüş de bunun alternatiflerini yani daha adil mekan ve gıda politikalarının, pratiklerinin sahada yansımalarını, o talebin sahadaki farklı inisiyatifler, farklı kolektif çabalarla nasıl hayata geldiği, deneyimlendiği, nüvelendiğini görmek için düzenlendi.
Neden Kadıköy’ü tercih ettiniz?
Gıda meselesindeki bizim umut mekanlarının birçok durağı Kadıköy’de. Yürüyüşümüz Fenerbahçe Parkı Topluluk Bahçesi’yle başladı. Ekmek üretenlerin dükkanını ziyaret ettik. Sonra da Kadıköy Tüketici Kooperatifi’ne gittik. Gıdanın üretildiği noktadan tüketiciyle buluştuğu, buğdayın unun ekmeğe dönüştüğü üretim mekanlarının birden fazla noktası burada olduğu için yürüyüş Kadıköy ile başlamış oldu diyebilirim.
Fenerbahçe Parkı Topluluk Bahçesi’ni nasıl buldunuz? Oradaki izlenimleriniz nelerdi?
Kadıköy gibi büyük bir ilçede ve İstanbul gibi dünyanın en büyük şehirlerinden birinde bu tarz pratiklerden elde edilen gıdanın tüm topluluğa yetmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Ama burada böyle bir ihtiyacın baki olduğunu ve bu ihtiyacı karşılamak için bugün gördüğümüz girişimlerin, mekanların, inisiyatiflerin hala değerli olduğunu söyleyebiliriz. Böyle bir gıda talebinin böyle bir üretim pratiğinin daha ekolojik bir anlayışın ortaya çıkmasına vesile olacak.
Küçük yaşta çocuklar, ilkokul çocukları ve liseliler bir eğitim faaliyeti olarak bu üretim pratiğinin içinde yer alıyorlar. O açıdan bu tarz çalışmaların, iş birliğinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Genel olarak belediyelerin elindeki kamusal alanların nasıl yönetileceği kararına orada yaşayan insanların ne kadar dahil olabildiği çok temel bir demokrasi meselesi. Buraların nasıl kullanılacağının kararını bir kişi, birkaç kişi ya da belli sermaye gruplarının öncelikleri mi belirliyor yoksa oradaki halkın doğrudan katılımı, imkânları yaratılıyor mu? Bu önemli.