“Müsilaj deniz canlıların azalmasına neden oluyor”

Marmara Denizi’ni etkisi altına alan müsilaj (deniz salyası) sadece İstanbul’da değil diğer şehirlerde de görülmeye başlandı. Doç. Dr. Ahsen Yüksek, “Derin sularda oksijenin azalması bakteriyel faaliyetlerin artmasına, canlıların da azalmasına neden oluyor” uyarısında bulundu

26 Mayıs 2021 - 11:58

Kirlilik ve mevsim normallerinin üzerinde seyreden deniz sıcaklığı nedeniyle oluşan müsilaj, özellikle Marmara Denizi'ndeki yaşamı olumsuz etkiliyor. Peki halk arasında “deniz salyası” olarak adlandırılan bu görüntü neden ve nasıl oluştu? Geçmiş yıllarda da bu tarz olaylar yaşandı mı? İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahsen Yüksek ile konuştuk.

Fotoğraf: İsa Şahintürk

Marmara Denizi’nde son günlerde yaşanan olayları sadece bir sebebe bağlamanın doğru olmadığını vurgulayan Yüksek, “Bu olay Marmara Denizi’nde besin döngüsündeki kırılmanın bir sonucudur. Bunun sebepleri ise Marmara Denizi’nde, karasal girdilere bağlı yüksek besin girdisi, küçük boy balıkların aşırı avcılığı ile deniz suyu sıcaklığı ve tuzluluğundaki değişimlerdir. Benzer olaylara zaman zaman yabancı ve istilacı türler de sebep olabilir” dedi.

BENZER OLAYLAR YAŞANDI

1994 yılında Marmara Denizi’nde benzer bir olayın yaşandığını söyleyen Yüksek, “1994’te bir tür taraklı medüz olan (denizanası) ‘Mnemiopsis leidyi’ deniz salyasına neden oldu. Ne yazık ki dibe çöken salya Marmara Denizi’nde karides avcılığının yok olmasına sebep oldu. Denizin tekrar toparlanması dört beş yılı almıştı. 2007’de ise ‘liriope tetraphylla’ denilen küçük naif bir denizanası türü sebep oldu. Bu kırılmada pelajik sistem  zarar gördü ve üst tabaka ile ara tabakada yıkım oldu. 2021’de ise bu sefer yerli iki tür denizanası ‘aurelia aurita ve rhizostoma pulmo’ besin zincirindeki kırılmanın sebebi oldu” bilgilerini paylaştı. 

Şu anki görüntülerin kaynağının 2019 yılına dayandığını söyleyen Yüksek, “Marmara Denizi’nde yoğun salpa kolonileri ve deniz anaları artışı gözlendi. O anda tüm pelajik balık avcılığı kapatılsaydı belki sonuç bu kadar büyük olmazdı. Şu anda görülen olay denizanalarının mukozaları tarafından üretilmiş salyanın parçalanma evresi” dedi.

Fotoğraf: İsa Şahintürk

“DENİZDEKİ DENGE BOZULUYOR”

Görüntülerin endişe yaratmasının normal olduğunu belirten Yüksek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Ekosistemin bu şekilde cevap vermesi, bir şeylerin yolunda gitmediğinin bir göstergesidir. Marmara Denizi, üstündeki baskıları kaldıramıyor ve bazen kıyı şeridi kırmızı algler ile kaplanıyor, bazen ölü balıklar görüyoruz. Bazen her tarafın deniz anası ile kaplı olduğunu, bazen de böyle deniz salyası görüyoruz. Bu durum sistemdeki dengelerin bozulduğunun bir göstergesidir ve denizel sistem bu dengesizliği tek başına düzeltmeye çalışıyor.”

Oluşabilecek riskleri iki başlık altında değerlendirmenin gerektiğini ifade eden Yüksek, şunları söyledi: “Derin sularda oksijenin azalması bakteriyel faaliyetlerin artmasına ve deniz tabanına bağlı yaşayan veya onlar üzerinden beslenen canlıların azalmasına neden oluyor. Su kütlesinde hareket eden balıkların besinleri olan planktonların bu salyamsı ağlar tarafından tutulmasına ve bünyesine katılmasına neden oluyor, böylece balıkların plankton üzerinden beslenmesi engelleniyor. Aynı zamanda bu dönemde ortama bırakılmış gelecek senenin stokuna katılacak pek çok balık türünün yumurta ve larvasının da musilaj-salya tarafından tutulup yok olmasına yol açıyor.”

İnsan için riskler ise önemli besin kaynaklarımızın azalması veya yok olması anlamına geliyor. Diğer yandan yüksek oranda organik maddenin deniz ortamında olması hem patolojik canlı gruplarının hem de hastalık bulaş riskinin artmasına neden olabilir. Deniz bize sadece gıda sağlamaz, havamızdaki toksik maddelerin arındırılmasına da katkı sağlar. Eğer denizde yüksek oranda karbon birikimi varsa havadaki karbonun temizlenmesine katkısı da düşecektir.”

Fotoğraf: İsa Şahintürk

“KÜÇÜK BALIKLAR AVLANMASIN”

Çözüm önerilerinin sürekli dile getirildiğini ancak sorunların çözümüne bütüncül yaklaşılmadığını belirten Yüksek, ilgili bakanlıkların ve belediyelerin birlikte hareket etmesi gerektiğini de ekledi. Yüksek, şöyle devam etti: “Marmara Denizi çevresinde nüfusun azaltılması, sanayi ve liman faaliyetlerinin körfezlerden çıkartılması gerekiyor. Diğer yandan besin zincirindeki ani kırılmaların sebebi olan küçük balıklar üzerinden yapılan avcılıkların bir süre tamamen durdurulması da şart. Daha sonra da sınırlı izin verilmesi gerekiyor.”

KADIKÖY’DEN DALDI

Dalgıç ve balıkçı İsa Şahintürk, Caddebostan Sahili'nde dalış yaparak deniz salyalarını su altı kamerası ile görüntüledi. Her yıl balık sayısının azaldığına ve denizdeki kirliğinin arttığına  şahit olduğunu söyleyen Şahintürk, deniz salyasının oluşma nedenlerini ise şöyle sıraladı: “Kıyıdan denize ulaşan çöpler, evlerde ve sanayide kullanılan kimyasalların kanalizasyon yolu ile denize ulaşması, aşırı avcılıktan denizdeki dengenin bozulması.”

Denizlerin insanlar tarafından temizlenemeyeceğini söyleyen Şahintürk, “İnsanlar tarafından temizlenirse daha fazla zarar görür çünkü suda uçuşan pelajik balık yumurtaları var.  Kirletmeyi durdurmamız gerekiyor. Denizdeki canlılar zaten sürekli temizliyor. Midye, istiridye, tunikat, sünger ve balıklar zamanla dengeyi sağlayacaktır. Atık su filtre sistemleri geliştirilmeli, denetim artırılmalı. Sahil şeridinde çöplerin denize düşmemesi için önlem alınmalı, rüzgardan etkilenmeyen çöp kutuları fazla sayıda sahillere bırakılmalı. Ekosistemin düzgün çalışması için aşırı avlanma kontrollü avcılığa dönmeli” diye konuştu.


ARŞİV