Paris Anlaşması'nın 5. yıldönümü ve önemi

Kıdemli Politika Uzmanı İlge Kıvılcım, Paris Anlaşması'nın 5. yıldönümünde gazetemiz için bir yazı kaleme aldı. Konunun önemi nedeniyle bu yazıyı siz okurlarımızla paylaşıyoruz...

18 Aralık 2020 - 12:45

COVID-19 gibi tüm insanlığı etkileyen sağlık problemiyle beraber ele alınması gereken bir konuyu unutmamak gerek: İklim krizi. Küresel ısınma ile mücadelede 1997 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 3. Taraflar Konferansı’nda kabul edilen Kyoto Protokolü 2020 yılında sona eriyor. Bu nedenleküresel iklim anlaşması olan Paris Anlaşması, 200’e yakın ülke tarafından 12 Aralık 2015 tarihinde kabul edilmişti.

Anlaşma neden önemli?:İklim krizinin en temel sebeplerinden biri bilindiği gibi atmosferdeki sera gazlarının Sanayi Devrimi’nden bu yana insan faaliyetleri sonucu “aşırı” bir şekilde artmasıdır. Bu gazlardan biri olan karbondioksit (CO2) gezegenin ısınmasında önemli bir paya sahip. Bilim insanlarına göre, Sanayi Devrimi’nden bu yana ortalama yüzey sıcaklığı 1.2 Santigrad Derece daha sıcak. Dünya Meteoroloji Örgütü’ne göre, 2011-2020 arasındaki yıl aralığı en sıcak dönem olma yolunda. Paris Anlaşması ise iklim krizininönüne geçmek için, ortalama yüzey sıcaklığındaki artışın, 1.5 Santigrad Derecenin altında kalması hedefini içeriyor. Bilim insanları yapılması gerekenleri net bir şekilde özetliyor: İklim değişikliği ile biyoçeşitliliğin korunması konusunun beraber ele alınması gerektiğinin yanı sıra fosil yakıt tüketiminden ve yanlış devam eden yaşam şeklimizden kurtulmak. Eğer kurtulmazsak, 2100 yılında ısınmanın 3 Santigrad Dereceye ulaşacağı açıklanıyor...

Türkiye, anlaşmayı 2016 yılında imzalamasına rağmen onaylamayan 7 ülkeden biri. Türkiye’nin iklim krizinden etkilendiğini son yıllarda görmek mümkün. Örneğin kuraklık kapımızda.Anlaşmanın Türkiye için bir diğer önemi,Avrupa Birliği (AB) ileilişkiler kanadında. Bilindiği gibi üyelik sürecimiz devam ediyor. Ticaret, ekonomik, eğitim, kültürelve üyelik için diğer teknik uyum faaliyetlerimiz devam ediyor.AB, iklim kriziyle mücadeledebütüncül bir yaklaşımla,ekonomisinin genelinde temiz enerji arzı, sanayi, üretim, tüketim, büyük ölçekli altyapı, ulaşım, gıda, tarım, inşaat, vergilendirme ve sosyal fayda politikalarını dönüştürme yolunda ilerliyor. 1990 yılı seviyesine göre, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 55 oranında azaltmayı kabul etmiş durumda. 2050 yılında ise karbon-nötr olma hedefini sürdürüyor. Karbon-nötr hedefine ulaşmada paket halinde açıklanan ve Paris Anlaşması çerçevesinde hazırlananen taze stratejisi “AB Yeşil Mutabakatı”, önümüzdeki yıllarda diğer ülkelerle olan ilişkilerinin gündem maddesi olacak. Kuzey Avrupa, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerin de iklim politikaları iddialı hale geldi. ABD’nin ise tekrar Paris Anlaşması’na dönmesi bekleniyor. Uluslararası iklim diplomasisi bu yöndeyken, ülkemizin Paris Anlaşması’na taraf olması, küresel iklim kriziyle mücadelede çözümün bir parçası olmasını sağlayabilir.


ARŞİV