Laura Bliss, CityLab için Paris’in arabalardan kurtuluş hikâyesini yazdı. Fransız gazetesi Les Cahiers Scientifiques du Transport’taki bir makaleye göre toplu taşıma tercihi açısından, Paris şehir sınırları içinde araba kullanma oranı 1990’dan beri yüzde 45 düşmüş. Bu sırada, aynı zaman dilimi içindeki bisiklet kullanıcıları da 10 kat artmış. Toplu taşıma oranı da yüzde 30 artmış. New York’ta ise arabayla yapılan yolculuk oranı 1990’lardan bu yana düştü. Ama hâlâ Paris’tekinin iki katı kadar yolculuk, arabayla yapılıyor.
Paris’in bu büyük değişimi kendiliğinden ve bir gecede olmadı. Lille Üniversitesi’nden ulaşım ekonomisti olan makale sahibi Fréderic Héran, araba trafiğinin 20. yüzyıl boyunca 1990’lara kadar giderek arttığını söylüyor. Héran’ın “kamusal alanın yeniden fethi” dediği şeye katkı sağlayan faktörler çeşitli. Héran’a göre, şehrin yakın zamanlardaki liderleri, şehri yayalaştırma konusunda kendilerinden önceki liderleri aştılarsa da işlerinin temellerini önceki belediye başkanları atmıştı.
Bunları şöyle sıralamak mümkün:
Jacques Chirac, 1977-1995 yılları arasındaki belediye başkanı, kaldırımlara yasa dışı park edilmesini önlemek için dubaları arttırarak yayalaştırmayı geliştirmeye yardımcı oldu. Chirac aynı zamanda, genişletilmiş kaldırımlar, caddeye park etme yasakları ve yenilenmiş yeşil alanlarla Champs-Elysees’yi tam bir kamusal gezinti alanına dönüştürdü.
Jean Tibéri, trafiği azaltma çabasıyla, şehrin ana arterlerinde ve daha düşük hızlı komşu bölgelerinde yollar açan ilk bisiklet planını 1996’da başlattı.
Bertrand Delanoe, otobüs hatlarını yeniden düzenledi. 650 kilometrelik bisiklet yolları yaptırdı. Sen Nehri kıyıları, halk plajlarına olanak sağlamak için yazları trafiğe kapatılmaya başlandı. 2007’de de belediye, ortak bisiklet programı Velib’i kurdu, o da şu anda Batı’nın en büyük ve en çok kullanılan sistemi haline gelmiş durumda.
Anne Hidalgo, hafta içi eski arabaların yola çıkmasına yasak getirdi ve Sen Nehri’nin alt kıyı setini yayalaştırdı.
Paris’in toplu taşımaya olan bağlılığı, herhangi bir yeni sistem açılalı en az 30 yıl olan ABD’nin bütün şehirlerine açık ara fark atıyor. Île-de-France bölgesinin toplu taşıma operatörü, RATP, yeni metrobüs hatlarıyla ve istikrarlı bir şekilde gelişen ve ilk hattı 1990’ların başında açılan banliyö tramvay ağıyla ulaştığı alanı genişletti. Yeni güzergâhların yanında, kaldırım düzenlemeleri, bisiklet yolları yapıldı ve trafik rahatlatıcı çeşitli önlemler alındı. Seferler sık ve hızlı. Hatta bazıları sürücüsüz ilerliyor.
Paris’in trafikte ölümleri de 2010’dan beri neredeyse yüzde 40 düştü.
Çevirisini Gökçe Kara’nın yaptığı haberin tamamını http://www.kadikoyakademi.org/parisin-arabalardan-kurtulusu/ adresinden okuyabilirsiniz.