“Su ihtiyacı artacak”

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi’nin hazırladığı “2020 İstanbul Su Durum Teknik Raporu”na göre, önlemler alınmazsa İstanbul önümüzdeki beş yıl içinde ciddi bir su sorunu ile karşı karşıya kalacak

23 Şubat 2021 - 13:22

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi’nin hazırladığı “2020 İstanbul Su Durum Teknik Raporu” yayınlandı. İstanbul’daki su sorunun tüm yönleriyle ele alındığı raporda, kentin önümüzdeki yıllarda su krizi yaşamaması için önerilere de yer verildi.

Raporda yer verilen bilgilere göre 2020-2025 yılları arasında nüfus artışı yaşanması beklenen İstanbul’un önümüzdeki beş yıl içinde su sorunu yaşaması kaçınılmaz hale gelecek. Rapora göre; doğrusal oranda bir nüfus artışı olması ve kişi başı birim su kullanım miktarlarında değişiklik olmaması durumunda, 2025 yılında Avrupa Yakası’nın günlük su ihtiyacı 2 milyon 105 bin 838 metreküpe, Asya Yakası’nda ise 1 milyon 6 bin 748 metreküpe çıkacak. Raporda, İSKİ Genel Müdürlüğünün verilerinde barajlara gelen su miktarının son 10 yılın en düşük seviyelerinde olduğu da hatırlatıldı.

“SU KAYNAKLARI KISITLI”

Raporda İstanbul’un, büyük su havzalarının olduğu bir bölgede yer almadığı belirtilirken şu ifadelere yer verildi: “Bu nedenle su kaynakları kısıtlıdır. İklim değişikliği yıllık yağışlarda azalma meydana getirmektedir. Yüzyılın ikinci yarısında ise yağışlardaki azalma eğilimi güçlenmektedir. Yaz ve sonbahar yağışlarındaki azalma miktarları istatistiksel olarak anlamlı seviyelere çıkmaktadır. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün geleceğe yönelik iklim senaryolarında, 2016-2040’a ilişkin kötü senaryoya göre Türkiye genelinde yağışların yüzde 20 azalacağı, özellikle yaz ve sonbahar aylarında yağışların azalışı nedeniyle kuraklığın şiddetleneceği öngörülmektedir. İstanbul’da yapılan değerlendirmeler sonucunda gelecek on yıllarda yıllık yağışlarda yaz ve sonbahar yağışlarının bir miktar azalacağı, bunun mevsimselliği artıracağı (daha çok Akdeniz iklimi), kurak dönemin uzayacağı belirtilmektedir.” 

“ÇEVRE İLLERİ DE ETKİLİYOR”

Raporda, İstanbul’daki yanlış su politikalarının yalnızca İstanbul’u değil çevre illeri de etkilediği ifade edilirken konuya dair şu görüşler paylaşıldı: “Sorun sadece kent halkına su temin etmek olarak görülüyor olsa da, doğru bir kavrayış bunun çok ötesinde olmalıdır. Mesele, sağlıklı içme ve kullanma suyu niteliğindeki suyu halka iletmeyi garanti altına almaktır. Yanlış su politikaları İstanbul’dan başlayıp komşu illere dalga dalga yayılırken, diğer illerden İstanbul’a su iletmek için kullanılan pompaların devasa enerji sarfiyatları sebebi ile suyun birim maliyeti sürekli olarak artmaktadır. Yanlış politikaların maliyeti halka yüklenmektedir.”

“KAYIP KAÇAK ORANI YÜKSEK”

Raporda, İstanbul suyunun kayıp kaçak oranlarına dair bilgiler de paylaşıldı. Buna göre; İstanbul suyunun 2014 yılındaki kayıp kaçak oranı yüzde 24,01 olarak belirlenirken, 2019 yılının kayıp kaçak oranı ise yüzde 22.3 olarak gerçekleşti. Bu bilgilere göre ise geçen beş yılda yapılan çalışmalarda kayıp kaçaklar sadece yüzde 1.71 oranında azaltılabildi. Raporda, dünyada kabul edilebilir kayıp kaçak oranı yüzde 5-10 aralığında olduğu vurgulanırken, kayıp kaçak oranının düşürülmesi için gerekli yatırımların ve planlamaların en kısa sürede yapılması gerektiği ifade edildi.

KANAL İSTANBUL’UN ZARARLARI

Raporda Kanal İstanbul’un kentin su kaynaklarına verebileceği zararlar da değerlendirildi: “İstanbul’da Avrupa yakasında su toplama havzalarını ve baraj hacimlerini azaltacak Yenişehir Yapı Alanı ve Kanal İstanbul Projesinin İstanbul için cinayet olacağı bilinmeli ve kesinlikle iptal edilmelidir. İstanbul’un su depolama kapasitesinin yüzde 10,21’ini karşılayan Sazlıdere Barajı Kanal İstanbul projesinin hayata geçmesi halinde tamamen yok olacaktır. Keza Terkos gibi İstanbul su ihtiyacının yüzde 18,68’ini karşılayan bir barajın havzasından da önemli kayıplar yaşanacaktır. Ayrıca Kanal İstanbul kapsamında açılacak kanal sebebi ile barajın tuzlanma riski de vardır. Bu riskin gerçekleşmesi durumunda İstanbul’a su sağlayan barajların yüzde 28,89’u yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır.”

YAĞMUR SUYU VERİMLİ KULLANILABİLİR

Raporda, yağmur suyunun verimli kullanımına ilişkin önerilere de yer verildi. Türkiye’de 112 milyar metreküp yağmur suyunun kullanabileceğini ancak şu an sadece 44 milyar metreküpünün kullanıldığı ifade edilirken şu önerilere yer verildi: “Yağmur suları toplanıp biriktirilip gerekli arıtma proseslerinden geçirilir. Daha sonra bahçe sulama suyu, tuvalet sifon suyu, araç yıkama suyu, soğutma kulelerinde soğutma suyu, yangın depolarının besleme suyu, sanayide proses suyu vb. olarak kullanılabilir. Yağmur suyu büyük şehirlerde ya ayrı hatlarla toplanıp alıcı ortama verilmektedir ya da kanalizasyon sistemine karışarak arıtma sistemlerinin hidrolik yükünü artırmaktadır. Şehirlerdeki uygun mahallerde yağmur suyu ve atık su kanalları ayrılmalı ve toplanan yağmur suları bir ön arıtmadan geçirildikten sonra su kaynaklarının beslemesi için kullanılmalıdır.”

Raporda ayrıca, su kaynaklarının azalması sebebiyle gri su ve atık suların geri kazanımının da önemli olduğu belirtildi. “Yeni yapılacak binalarda gri su kullanımına yönelik politikalar üretilmeli ve gri su kullanımı teşvik edilmelidir. Gri su kullanımı ile ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır.” denildi.

DOLULUK ORANI YÜZDE 50’Yİ GEÇTİ

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, barajlardaki su seviyesi 8 Ocak'ta yüzde 19,16'ya kadar inerken, aradan geçen sürede yağışlarla yüzde 30’un üzerinde arttı. Kente su sağlayan barajlardaki doluluk oranı yüzde 50’nin üzerine çıktı. Kente su sağlayan baraj ve göletler, 868 milyon 683 bin metreküp su biriktirme hacmine sahipken, su miktarı 453 milyon metreküp seviyesine yükseldi.


ARŞİV