Türkiye’de son yıllarda artış gösteren büyük ve şiddetli orman yangınları, mevcut yangın söndürme stratejilerinin etkinliğini tartışmaya açtı. Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi Başkanı, Yangın Ekolojisi Uzmanı ve Çevre Bilimci Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, orman yangınlarının sayısından çok, büyüklüğü ve şiddetinin dikkate alınması gerektiğini vurgulayarak, Orman Genel Müdürlüğü’nün yıllardır uyguladığı “her yangına en kısa sürede ulaşarak en küçük alanda söndürme” stratejisinin uzun vadede daha büyük felaketlere zemin hazırladığını belirtti. Neyişçi, yangın yönetimi stratejilerinin köklü şekilde değiştirilmesi ve insan odaklı önleyici adımların atılması gerektiğinin altını çizdi.
“YANLIŞ STRATEJİLERE ODAKLANILIYOR”
Şiddetli orman yangınları sayısındaki artışı değerlendiren Neyişçi, “Orman yangınlarında önemli olan toplam yangın sayısı değil büyük, şiddetli orman yangın sayısıdır. Büyük, şiddetli orman yangınlarının sayısının artmasının iki temel nedeni var. Birincisi Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) yanlış stratejilere odaklanmış olmasıdır. Çıkan yangınlara ne pahasına olursa olsun en kısa sürede (11 dakika) ulaşıp en küçük alanda söndürme stratejisi. Bu strateji, yanması önlenen alanlarda yanma riskini düşürücü önlemler alınmadıkça daha sonraki yıllarda çıkacak yangınların büyük ve şiddetli yangınlara dönüşme olasılığı yükselir. Biraz paradoksal görünse de son on yıldır bu yanlış stratejinin bedelini ödüyoruz.” diye konuştu. Erken söndürülen her yangından sonra kurtarılan ormanlarda yanıcı maddelerin (kuru ve yaş) artmaya devam ettiğine dikkat çeken Neyişçi, “Agresif yangın söndürme odaklı bu strateji ormanlarımızı dinamite döndürmüştür. Yaşananlar büyük ölçüde bu yanlış strateji ile ilgilidir.” dedi. Neyişçi şöyle devam etti: “Yangınlara sebep olan diğer bir sebep ise, orman içi ve bitişiğindeki yapılaşmadır. Bu yangın riskini artırdığı gibi, zaten çok karmaşık olan orman yangınlarını söndürme çalışmalarını büyük ölçüde zorlaştırmaktadır. Orman yangını ile bina yangını birbirinden çok farklı konulardır ve farklı becerileri gerekli kılar. Bu iki konu çözülmeden ne uçak/helikopter ne de diğer mücadele yöntemleri etkin olamaz.”
“EĞİTİM İÇİN KAYNAK AYRILMIYOR”
Yangın söndürme stratejilerinin değiştirilmesi gerektiğinin altını çizen Neyişçi, “Yangın söndürme stratejilerinde iki önemli değişime ihtiyaç var. Birincisi, agresif yangın söndürme stratejisinden, geniş kapsamlı yangın yönetimi stratejisine geçmek. İkincisi, yangınların tamamına neden olan insanları eğitmek ve katılımlarını sağlamak. Orman içi ve bitişiğinde yaşayan insanlardan başlayarak, orman yangınlarına uyumlu topluluklar yaratmaktır. Bu insanların yangın öncesi, yangın sırası ve yangın sonrasında neyi, ne için ve nasıl yapmaları gerektiği konularında bilgili, becerikli ve deneyimli olmaları anlamına gelir. OGM bütçesinde insan eğitimi ve iş birliği için yeterli kaynak ayrılmamaktadır.” ifadelerini kullandı.
“TEKNOLOJİ TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL”
Verilerle desteklenmediği sürece teknolojik çözümlerin yangınları önleme konusunda etkili olmayacağını belirten Neyişçi, “Ankara’da OGM’nin sofistike bir yangın yönetim merkezi vardır. Bu teknolojiler tek başlarına etkili olamazlar. Olamadığı da apaçık ortada. Bu sistemler yüksek derecede sağlıklı yerel veriler ile desteklenmediği, uygulamalardan elde edilen deneyimlerle beslemediği sürece gösteriş ve aldatmadan öteye geçemezler. OGM’nin elinde bırakın 80 senelik, geçen senenin büyük, küçük yangınları hakkında uzman kişilerce hazırlanmış rapor arşivi bile yok. Bu yoksa teknoloji bir işe yaramaz.” şeklinde konuştu.