2022'nin eğitim karnesi çıkarıldı

Eğitim Reformu Girişimi (ERG), “Eğitim İzleme Raporu 2022”yi yayınladı. Rapora göre son yıllarda eğitime erişimde önemli gelişmeler olmasına rağmen zorunlu eğitim çağını kapsayan 6-17 yaş aralığında yüzde 100 okullaşma oranı sağlanamadı

16 Aralık 2022 - 12:45

Eğitim Reformu Girişimi (ERG), “Eğitim İzleme Raporu 2022”yi yayınladı. Covid-19 salgınının ardından okulların tüm yıl boyunca açık kaldığı ilk eğitim-öğretim yılına ait okul öncesi eğitim, mesleki ve teknik eğitim, öğretmen politikaları, eğitime erişimi için özel önlem gereken çocuklar ve krizler çağında eğitim konuları değerlendirildi.

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM

Özgenur Korlu, Ezgi Tunca, Kayıhan Kesbiç, Sinem Sefa Akay ve Ekin Gamze Gencer’in hazırladığı raporda okul öncesi eğitim hakkında veriler paylaşıldı. Rapora göre 2013-14 eğitim-öğretim yılından bu yana artış eğiliminde olan okul öncesi eğitimdeki öğrenci sayısı 2020-21 eğitim-öğretim yılında yüzde 24,8 azalarak keskin bir düşüş yaşamıştı. MEB Örgün Eğitim İstatistikleri 2021-22’de bu düşüşün sebebi “okul öncesi eğitiminin isteğe bağlı olması ve Covid-19 salgını nedeniyle kayıtlardaki düşüş” olarak açıklanmıştı. 2021-22 eğitim-öğretim yılında okul öncesi eğitimdeki öğrenci sayısı 1 milyon 885 bin 4 oldu. Okul öncesi eğitimdeki öğrenci sayısının önceki yıla kıyasla yüzde 53,8 ve Covid-19 salgını sebebiyle yaşanan düşüş öncesindeki son eğitim-öğretim yılı olan 2019-20’ye göre ise yüzde 15,7 arttığı görüldü.

570 BİN 294 ÇOCUK EĞİTİM DIŞINDA

Raporda yer verilen bilgilere göre son yıllarda eğitime erişimde önemli gelişmeler olmakla birlikte, zorunlu eğitim çağını kapsayan 6-17 yaş aralığında yüzde 100 okullaşma oranı sağlanamadı. Eğitim dışındaki çocuk oranı, zorunlu eğitim çağında olup herhangi bir kademede kayıtlı olmayan çocukların sayısı olarak tanımlanıyor. Zorunlu eğitim çağında olmalarına rağmen eğitim dışında olan çocuk sayısının 13 yaştan sonra arttığı görüldü. 14 yaşındaki çocukların yüzde 4,3’ü okula kayıtlı değilken, bu oran 17 yaşındaki çocuklarda yüzde 13,1’e yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan çağ nüfusu verileriyle yapılan hesaplamaya göre 6-9 yaş grubunda yaklaşık 82 bin 902 çocuk, 10-13 yaş grubunda yaklaşık 82 bin 929 çocuk ve 14-17 yaş grubunda ise yaklaşık 404 bin 463 çocuk eğitim dışında yer alıyor.

ARTIŞ GÖRÜLDÜ

Örgün eğitimde özel eğitim hizmetlerinden yararlanan öğrenci sayısı, bir önceki seneye göre 46 bin 870 artarak 472 bin 686’ya yükseldi. Özel eğitim öğrencisi sayısının en çok arttığı kademe yüzde 64,1’le okul öncesi eğitim olarak kaydedildi. Ancak engeli olan tüm çocukların sayısı bilinmediği için özel eğitimde okullaşma oranları hesaplanamadı. “Özel eğitim hizmetlerinde öğrenim gören öğrencilerin en az sınırlandırılmış ortamlarda eğitim görmesi esastır” notunun paylaşıldığı rapora göre 2021-22’de kaynaştırma yoluyla eğitim alan öğrenci sayısı 37 bin 438 artarak 357 bin 319 oldu. Buna göre özel eğitim hizmetlerinden yararlanan öğrencilerin yüzde 75,6’sı kaynaştırma yoluyla eğitim alıyor.

ÖĞRETMEN SAYISI ARTTI

Raporda yer verilen bilgilere Covid-19 salgınından sonra tüm okulların yıl boyunca açık kaldığı ilk eğitim-öğretim yılı olan 2021-22’de öne çıkan konulardan biri de öğretmen politikaları oldu. 20. Millî Eğitim Şûrası’nın üç ana başlığı arasında “Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi” yer aldı. 2021-22 eğitim-öğretim yılına ilişkin verilere göre Türkiye’de 975 bin 698’i (yüzde 85,6) resmi, 163 bin 975’i (yüzde 14,4) özel kurumlarda olmak üzere toplam 1 milyon 139 bin 673 öğretmen görev yapıyor. Resmi kurumlarda görev yapan öğretmenlerin 879 bin 925’i kadrolu (yüzde 90,2), 95 bin 773’ü ise sözleşmeli (yüzde 9,8) olarak çalışıyor. 2021-22 eğitim-öğretim yılında tüm kademelerde resmî kurumlardaki öğretmen sayısı bir önceki yıla göre yüzde 2,7, özel öğretim kurumlarında ise yüzde 1,1 arttı. Ücretli öğretmen sayısı ise Türk Eğitim-Sen verilerine göre 85 bin 513 olarak kaydedildi. 2021-22 eğitim-öğretim yılında kademelere göre öğretmen sayıları resmi ve özel kurumlarda genel olarak arttı, oransal olarak en büyük artış okul öncesi eğitimde gerçekleşti.

2021-22 eğitim-öğretim yılında öğretmen başına düşen öğrenci sayısına ilişkin veriler genel olarak değerlendirildiğinde, resmi kurumlarda öğretmen başına düşen öğrenci sayısının mesleki ve teknik eğitim dışında özel kurumlardakinden daha yüksek olduğu görüldü. Öğretmen sayısındaki artışın öğrenci sayısındaki artışın altında kalmasının etkisiyle anaokulu ve anasınıfı kademelerinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısında artış yaşandı.

ÇALIŞAN ÇOCUKLAR

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve UNICEF, 2020 Küresel Tahminler Raporu’nda devletlerin sunduğu sosyal koruma hizmetlerinin kapsamında daralma olursa 2022 yılı sonunda 8,9 milyon çocuğun daha işgücüne katılabileceği ve bunun çocuk işçiliğinde dikkate değer bir artış anlamına gelebileceği uyarısı yapılıyor. TÜİK, 2021 yılında 15-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 16,4’ünün işgücünde olduğuna, yani her yüz çocuktan 16’sının halihazırda çalıştığına ya da aktif olarak iş aradığına işaret ediyor. 2021-22 eğitim-öğretim yılında 12 yıllık zorunlu eğitim çağında olduğu hâlde eğitim dışında bulunan yaklaşık 570 bin 293 çocuğun ne kadarının çalışma nedeniyle eğitim dışına itildiğine dair bilgi bulunmuyor.

RİSKLER ARTIYOR

“Artan gıda fiyatları, yüksek enflasyon oranları, hanelerin gelir ve geçim kaynağı kaybı, sosyal hizmetler ve çocuk koruma hizmetleri ve bunlara ayrılan kaynaklar üzerindeki baskı çocuk işçiliği ve dolayısıyla çocukların eğitim dışına itilmesi riskini artırıyor” uyarısının yapıldığı raporda şu veriler paylaşıldı: “Oğlan çocukların işgücüne katılım oranı yüzde 22,9’ken, kız çocuklarda bu oran yüzde 9,5’tir. Oğlanlar kızlara göre daha fazla çalışıyor görünmesine rağmen, 14-17 yaş grubunda eğitim dışındaki kız çocuklarının oranının (yüzde 9,5) oğlan çocuklara çok yakın olması (yüzde 9,0) resmi işgücü katılım oranlarında görünmeyen kız çocukların nerede olduğu sorusunu akla getiriyor. Özetle, çalışan çocuk sayısındaki yoğunluk hem kız hem de oğlan çocuklarda ortaöğretim çağında görülüyor. Bu çocukların çoğu haftada 7 saatten fazla çalışıyor. Çalışan kız çocuklar oğlan çocuklara kıyasla ev içi emeğe daha uzun süre zaman harcıyorlar. Bu bulgular, çalıştığı için devamsızlık yapan, okul terki riski bulunan ve eğitim dışında kalan çocuklara yönelik önleyici ve koruyucu müdahalelerin işlevselliğinin ve etkililiğinin gözden geçirilmesi ihtiyacına işaret ediyor.”

 


ARŞİV