Okullarda 2023-2024 eğitim ve öğretim döneminin ilk yarısı tamamlandı. Eğitim ve öğretim döneminin ilk yarısında okullarda ne gibi sorunlar ve sıkıntılar yaşandı? İlk dönem değerlendirmesi için Eğitim Sen İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Bengi Şahin ile konuştuk.
2023-2024 eğitim ve öğretimin birinci döneminde en dikkat çeken konu başlıkları neler?
Eğitim sisteminde yaşanan sorunlar, kuşkusuz içinde bulunulan ekonomik, toplumsal ve siyasal sistemin gelişim süreçlerinden bağımsız ele alınamaz. Eğitim herkese eşit koşullarda sunulması gereken temel bir haktır. 2023-2024 yılının ilk döneminde çocuklar eğitim hakkından yine eşit koşullarda yararlanamadı. Bölgesel, cinsel, sınıfsal eşitsizlikler, anadilinde eğitim gibi en temel sorunlar geçtiğimiz döneme damgasını vurdu.
Eğitim sistemimiz toplumsal cinsiyet eşitliğinden oldukça uzaklaştırılıyor, cinsiyetçi, ırkçı, mezhepçi, türcü ve ötekileştirici bir forma dönüştürülüyor. Özellikle karma eğitim karşıtlığı, cinsiyetçi ve cins ayrımcı uygulamaların devam ettiğini gösteriyor. Türkiye’de çeşitli nedenlerle eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili farklı olan çocuklar ve engelli çocukların dezavantajları günden güne artarak devam ediyor. Ders programlarına ve ders kitaplarına eklenen dinsel içerikler ve üretilen çeşitli projeler ile eğitim giderek dinselleştirilmekte, egemen ideolojinin yoğun baskısı ve denetimi altında yeniden şekillenmesi planlanmakta. Toplumsal yaşamın bütün alanlarında uygulanan baskı, şiddet ve dayatmacı uygulamalar, laik eğitime, eşit, özgür ve demokratik yaşama karşı açık bir meydan okumanın yaşandığını gösteriyor.
“EN BÜYÜK PROBLEM BESLENME SORUNU”
Öğrenciler ne gibi sorunlarla karşılaştı?
2023-2024 eğitim-öğretim yılının ilk döneminde çocuklar açısından en büyük problem beslenme sorunu oldu. Türkiye’de çok sayıda öğrencinin okula kahvaltı yapmadan geldiğini, yine birçok öğrencinin yemek yemeden günü tamamladığını ve eve döndüğü biliyoruz. Çocuklar okul kantinlerinden pahalılık yüzünden yararlanamıyor, aynı zamanda ticarethaneye dönüştürülen kantinlerde sağlıklı besinlere erişim mevcut değil. Ekonomik sorunlardan kaynaklı beslenememe ve okullarda ücretsiz bir öğün yemeğin devlet politikasına dönüştürülememesi eğitime erişim hakkını sekteye uğratıyor. Sağlıksız ve yetersiz beslenme çocuklarda gelişim sorunlarına, dikkat eksikliğine, öğrenme güçlüğüne ve okul başarılarının düşmesine sebep oluyor. Bir an önce okullarda bu sorunun çözülmesi, kamunun öğle yemeği hizmeti sunması gerekiyor.
Bir diğer önemli sorun deprem riski bulunan okulların başka okullara taşınması. Bu okullarda eğitim gören çocuklar gittikleri birçok okulda ikili eğitime geçmek zorunda kaldı ve öğlenci oldu. İstanbul gibi büyük bir şehirde ulaşım problemlerinden dolayı birçok öğrenci mağdur oldu, hatta bazı okullarda sınıflar kapandı. Hem öğrenciler hem öğretmenler yetersiz okul sayısı ve derslik yüzünden büyük sorunlar yaşadı.
“ÇOCUKLAR OKULA KARANLIKTA GELİYOR”
En önemli sorunlardan bir diğeri kalıcı yaz saati uygulaması. Karanlıkta uyanan çocuklar, okula karanlıkta geliyor, ilk ders karanlıkta başlıyor. Bu durum çocuklar açısından zihinsel ve bedensel olumsuzluklara sebep oluyor, hem sağlık açısından hem akademik başarı açısında sorunlar doğuruyor. Ayrıca çocukların karanlıkta yola çıkması güvenlik açısından da tehlike oluşturuyor. Aynı durum ikili eğitim gören okullarda öğleden sonra derse başlayan öğrenciler için de geçerli. Onlar da okuldan çok geç saatte çıkıp, eve karanlıkta dönmek zorunda kalıyor.
Başka bir sorun ise okulların çok kalabalık olması. Çocukların öğretmenleriyle kuracağı iletişimin süresi ve niteliği azalıyor, öğretmenlerin çocuklara ayırdıkları zaman dilimi bu şartlarda yeterli olmuyor. Daha nitelikli bir eğitim için sınıf mevcutları azaltılmalı, okullar kapsayıcı ve çok yönlü gelişimi destekleyen kamusal alanlara dönüştürülmeli. Birçok okulda sanat, spor ve kültürel etkinlikler yapılamıyor, okullar dört duvardan oluşan ruhu olmayan alanlara evriliyor.
“ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK SON BULMALI”
Öğretmenlerin bir dönemi nasıl geçti?
Temel kamusal hizmet veren işkollarının en önemlilerinden biri olan eğitim alanında sözleşmeli, ücretli vb. şekillerde istihdam edilen öğretmenlerin eşit iş ilkesi ortadan kaldırılmış, bu durum okullarda iş barışının bozulmasına sebep olmuştur. Öncelikle eğitim emekçileri eş değer hale getirilmeli, eşit çalışma koşullarına sahip olmalı. Öğretmen atamaları ivedilikle yapılmalı, ücretli öğretmenlik son bulmalı.
Okul öncesi eğitimden tutun da ortaöğretime kadar her kademede sınıfların çok kalabalık olması, niteliksel açıdan okulların donanımlı olmaması, aynı zamanda veli ve idarecilerin öğretmen üzerindeki olumsuz etkileri, öğretmenlerde mesleğin sürdürülebilir olmasını engelliyor. Derslik başına düşen öğrenci sayısı, öğretmenin emek sürecini ve zamanını büyük ölçüde etkiliyor.
Açlık sınırının üstünde yoksulluk sınırının altında maaş alan öğretmenlerin çok ciddi geçim sıkıntısı yaşadığını biliyoruz. Geçim sıkıntısı yaşayan öğretmenlerin mesleki doyumları ve motivasyonları olumsuz etkileniyor, öğretmenlerde tükenmişlik sendromuna sebep oluyor. Öğretmenler sistematik olarak yoksullaştırılmakta ve öğretmenlerin toplumsal saygınlığı düşürülmekte. Birçok öğretmen il dışı atama sürecinde İstanbul’dan tayin istedi. Barınma sorunu ve hayat pahalılığı yüzünden özellikle İstanbul’da yaşamak öğretmenler açısından bir eziyete dönüştü.
İkinci yarı dönemin iyi geçmesi için nasıl adımlar atılmalı?
Öncelikli olarak atılması gereken ilk adım kalıcı yaz saati uygulamasının kaldırılması. Bir an önce bu uygulamadan vazgeçilmeli, çocuklar okula gün ışığında gelmeli, gün ışığında okuldan çıkmalı. Okullardaki beslenme sorunu çözülmeli, nitelikli bir eğitim için nitelikli ve sağlıklı beslenme koşulları sağlanmalı. Okullardaki oyun, spor ve yemekhane sorunları çözülmeli. Fiziksel açıdan okullar donanımlı hale getirilmeli, sınıflardaki öğrencisi sayısı azaltılmalı bu yönde politikalar üretilmeli. Okulların derslik sayısına, eğitim materyallerine ve teknolojik alt yapısına bir standart getirilmeli.
“BİLİMSEL BİLGİLER ÜZERİNE KURULMALI”
Okullarda yeterli sayıda temizlik ve güvenlik görevlisi bulunmuyor. Öğrencilerin temiz, sağlıklı ve güvenli bir eğitim ortamına erişimleri sağlanmalı. Ders müfredatları sadeleştirilmeli, günlük ders sayısı azaltılmalı. Ders programları ve ders kitapları laik ve bilimsel eğitimi destekler şekilde revize edilmeli, okullarda psikoloji, sosyoloji gibi dersler programa yeniden dahil edilmeli. Fizik, kimya gibi sayısal derslerin ders saatleri arttırılmalı, öğrencilerin bu alanlarda daha nitelikli eğitim görmeleri sağlanmalı. Evrensel değerlere sahip programlar oluşturulmalı. Laik eğitimde müfredat ve öğretim programları, dini kural ve referanslara göre değil bilimsel bilgiler üzerine kurulmalı.