Oyun, arkadaşlık, paylaşma, öğrenme, anne ile babadan ilk ayrılış, öğretmene ilk sarılış… Okulun tanımı için daha nice kelimeler kullanılabilir. Eğitim ve öğretim hayatının ilk basamağı anaokulu da eğitim hayatında önemli bir yere sahip. Kadıköy Merdivenköy Mahallesi’nde apartmanların arasında yer alan, 4 katlı bir binadan ve küçük bir bahçeden oluşan Marmara Üniversitesi Anaokulu da çocukların ilk okul deneyimini eğlenerek keyifli bir şekilde yaşaması için çalışıyor.
İki yıl önce sadece Marmara Üniversitesi çalışanlarının çocuklarına eğitim veren şimdi ise Kadıköylü tüm çocuklara kapılarını açan Marmara Üniversitesi Anaokulu Müdürü Figen Şahin ile bir araya geldik, okulun eğitim sistemi üzerine konuştuk.
Çocukların günaydın etkinliği ile güne başladığını söyleyen Figen Şahin, “Günaydınlaşmanın ardından eller yıkanıyor ve kahvaltıya geçiliyor. Kahvaltı, öğlen yemeği ve ikindi kahvaltısı okulumuzun mutfağında hazırlanıyor. Mutfak malzemelerini mahallenin kasabından, pazarından alıyoruz. Tereyağı Trabzon’dan geliyor. Yumurta önemli bir besin. Onu da çiftlikten organik olarak alıyoruz. Mevsiminde sebze ve meyve tercih ediyoruz.” diyor.
“DOMATES FİDESİ EKİYOR, TIRTIL BESLİYOR”
Kadıköy’de oturan 3 ile 5 yaşındaki çocuklara eğitim verdiklerini dile getiren Şahin, anlatmayı şöyle sürdürüyor: “Şu an 110 öğrencimiz var. 14 öğretmenimiz eğitim veriyor. Okulumuzda Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatının yanında müzik, drama, jimnastik, bilim, sanat, akıl ve zeka oyunları, hikaye gibi atölye ve kulüp dersi var. Çocuklar hikaye atölyesinde kitap okuyor ve ardından kendi hayal güçlerini de katarak hikaye atölyesinin içinde yer alan kostüm dolabının içindeki giysileri, aksesuarları, perukları ve birçok malzemeyi kullanarak okudukları kitabı sahneye koyabiliyor. Oyun odasında yer alan yaşam becerilerini destekleyici geliştirici alanlarda yatak toplamayı, kıyafet katlamayı ve dolap düzenlemesini öğreniyor. Küçük bir dikiş makinemiz var. Öğretmenleri gözetiminde dikiş dikmeyi deneyimliyor. Atık malzemeler geri dönüşüm çalışmalarında değerlendiriliyor. Atık kağıtlardan hamur kağıdı yapıyorlar. Bahçemizde var olan toprak alanları değerlendirdik. Çocuklarla domates, biber ektik. Çocuklar domatesin çekirdeğini tohum için topladı. Ondan fide yetiştirdik. Bahçemizde küçük bir seramiz ve kompost alanımız var. Dikey ve topraksız tarım yapıyoruz. Çocuklar topraktaki döngüyü ve sürdürülebilirliği görüyor. Bu çok değerli.”
“Eğitim hayatının en önemli yapı taşlarından biri de ailelerle iyi iletişim kurmak. Onlarla ortaklaşabilmek. Çocuklar için el ele verdik. Çok da güzel oldu.” diyen Şahin, şöyle devam etti: “Okulumuza nisan ayında ipek böcekleri geldi. Çocuklar her gün onlara dut yaprağı getirdi. Onlara dokundular, beslediler. Küçük tırtıllar zaman içinde kocaman oldular ve kendi yaşamsal döngülerini tamamlamak için kozaya girmeye başladılar. Çocuklarımız tırtılların etrafına nasıl ip ördüğüne tanıklık etti. Kozanın içinden kelebeğin çıkışını ve yumurta bırakmalarını izlediler. Yaşam döngüsüne şahit oldular.”