İlkokula başlama yaşının 66 aydan 69 aya çıkarılması beraberinde okula başlama yaşının kaç olması gerekir tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Bu tartışmaların gölgesinde 2 Eylül Pazartesi günü ilkokul birinci sınıflar okul hayatına merhaba diyecek. 4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte okula başlama yaşının düşürüldüğü dönem en güçlü itirazlardan birini yapan Eğitim-Sen’in İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Kazım Yılancı’ya bu değişikliğin nedenlerini ve 7 yıldır okula erken başlayan çocukların yaşayacakları olası durumları sorduk.
“OKULU SEVMEYEN YÜZBİNLERCE ÖĞRENCİ”
Bu uygulama gündeme 4+4+4 eğitim sistemiyle getirildiğinde birçok öğretmen, akademisyen ve bilim insanı erken yaşta okula başlamanın sakıncaları hakkında uyarılarda bulundu. Bizler bu uygulamanın bilimsel gerçeklerle örtüşmediğini her mecrada dile getirdik. Konuyla ilgili çok sayıda eyleme imza attık. 4+4+4 sistemiyle birlikte bizlerin bütün itirazlarına rağmen ilkokula başlama yaşı 60 aya kadar gerilemişti. 60 aylık çocukların veli izni ile 66 aylıkların ise zorunlu olarak ilkokula kayıtları gerçekleştiriliyordu. Kanaatimizce pedagojik açıdan son derece sakıncalı olan bu uygulama yaklaşık yedi yıldır milyonlarca öğrencide, ailede ve sonuçta toplumumuzda tamir edilmesi güç yaralara yol açmıştır. Bu sistemin mimarı bizzat bugünkü Milli Eğitim Bakanı’dır. İlkokula başlama yaşının kademeli olarak 66 aydan 69 aya çıkarılması yeterli değildir. Dün bütün itirazlara rağmen bu sistemi tesis edenler bugün tepkileri azaltmak için ilkokula başlama yaşını kademe kademe yükseltiyorlar. Yaklaşık 7 yıldır oyun oynaması gereken yaşlarda okula başlayıp (5 yaşında okula başlayan yüz binlerce öğrenci var) okulu “sevmeyen” yüz binlerce öğrenci, eğitim ve öğretim hayatlarının birçok aşamasında fiziksel ve zihinsel gelişimlerini tamamlamamaktan kaynaklı birçok sorun yaşamaya devam edecekler. Sonuçta bu kayıp kuşak aslında hepimizin ve ülkemizin kaybı olacak.
İLKOKULA BAŞLAMA YAŞI 7 OLMALI
Çocukların okula başlamaları için fiziksel ve zihinsel olarak hazır olması çocuğun mutluluğu ve okul başarısı için ön koşullardandır. Birinci sınıf öğrencisinin yazma eylemini yapabilmesi için el kaslarının gelişiminin gerekli düzeyde olması gerekir. El-göz koordinasyonunun doğru işlemesi, fiziksel ile zihinsel gelişimin uygun olması çocuğun okula severek ve isteyerek gelmesinde önemli etkenlerdendir. 4+4+4 sisteminden önce ilkokula başlama yaşı 72 ay idi. Kişisel kanaatimce erken yaşlarda okula başlayan çocukların önemli bir kısmı (eğitim sistemimizin tamamı düşünüldüğünde) eğitim hayatından çok çabuk sıkılıp uzaklaşıyorlar. Çünkü oyun oynaması, ailesiyle zaman geçirmesi gereken yaşlardaki çocuklarımız eğitim ve öğretim yaşamına adapte olmakta zorlanıyorlar. Bu sebeple çocuklarımız ilkokula 7 yaşında başlamalı. Hem çocukluklarının tadına varmalı hem de gelişim evreleri açısından eğitim hayatında doğru zamanlama şansına sahip olmalı.
BAŞARILI AMA MUTSUZ İNSANLAR
Her canlı gibi insanın da gelişim evreleri vardır. Fiziksel ve zihinsel gelişimimizi tamamlamak için belirli süreleri doldurmamız ve olgunlaşmamız gerekir. Örneğin ilkokula 60 aylık (5 yaş) başlayan bir öğrenciden müfredata göre 9 yaşındayken 4. sınıfta soyut işlemler yapması beklenecek. Oysa soyut zekâ oluşumu için çocuğun daha en az bir yıl yaşaması gerek. Müfredatı uygulamak zorunda olan öğretmen, okula erken başlayan öğrenciden seviyesine uygun olmayan performansı beklemek zorunda. Olgunlaşmamış meyveyi yemeye çalışmak gibi bir şey. Gelişimini henüz tamamlamamış olan çocuklar fiziksel ve zihinsel açıdan gelişimi yeterli diğer çocuklarla oyun kurmada, “yarışmada” gereken performansı göstermekte zorlanıyor. Sınavlara dayalı eğitim sistemimizdeki çarpıklıklar da çocuklarımızı çok erken yaşlarda gereksiz rekabet ve yarış ortamına sokuyor. İlk ve orta öğretimde sürekli geriden gelen veya diğerlerine göre daha çok gayret göstermek ve çalışmak zorunda kalan öğrencilerin büyük çoğunluğu eğitim hayatını “sevmiyor”. Bir kısmı ise çok fazla hırs yapıp “başarılı” ama “mutsuz” insanlar olarak yetişiyor.
“GEREKLİ OLGUNLAŞMA BEKLENMELİ”
- Okula başlama süreci nasıl yönetilmeli?
Eğitim ve öğretimin “malzemesi” insandır. Bu sürecin sonunda ortaya çıkacak ürün de yine insandır. İyi ürün iyi malzemeden üretilebilir. Henüz gelişimini tamamlamamış, aile sevgisine, akranlarıyla oyun oynamaya, düzenli uykuya ve iyi beslenmeye ihtiyacı olan çocuk gerekli olgunluğa ulaşmadan ilkokula başlatılmamalı. Bir yandan da sosyal yaşamamızdaki eksiklikler sebebiyle birçok veli okulu sadece çocuğunu güvenle bırakacağı bir yer olarak görüyor. Erken yaşlarda aileden kopan, oyun oynaması gereken yaşlarda fiziksel ve zihinsel olarak hazır olmadığı bir ortama dâhil olan çocukların yaşadığı duygusal parçalanmaları düzeltebilmek çok da kolay değil. İnsanlar için üretilecek çözümler (kreş, anaokulu vs.) bu sorunun çözümünde faydalı olabilir. Hangi tedbiri alırsanız alın kesin çözüm çocuğun gerekli olgunlaşma gerçekleştiğinde ilkokula başlamasıdır.