.Çekmeköy'deki Erguvan Gelişim ve Danışmanlık’tan uzman psikolog Berk Omay, cevaplandırdı...
Yine karne dönemi geliyor. Başarılı, başarısız karneler.. Yine kızgınlıklar, üzüntüler, cezalandırmalar ya da sevinçler, ödüller. Belki de ailelerin tamamen tepkisiz davranmaları...
Başarısız karnenin tek sorumlusu çocuk mu acaba?... Birçok ailenin “Dersini çalışmıyorsa sorumlusu ben miyim” dediğini biliyoruz. Peki gerçekten öyle mi?... İşte bu karne döneminde bu ve beraberinde gelen soruları, Çekmeköy'deki Erguvan Gelişim ve Danışmanlık’tan uzman psikolog Berk Omay, cevaplandırdı...
Çocuğun, ders çalışma sorumluluğunu ve alışkanlığını kazanması elbette başarılı olmak için önemli. Ancak burada bazı ayrıntıları gözden kaçırmamak gerekiyor. Bunlardan ilki özellikle ilkokul dönemindeki çocukların nasıl ders çalışılacağını bilmemesi. Burada ailenin çocuğa ders çalışmayı öğretmesi önemlidir. Bunun yanı sıra küçük çocuklar motive olmak için kısa vadede daha çok ödüle ihtiyaç duyarlar. Eğer çocuğunuz ders çalışma konusunda motive olmakta güçlük çekiyorsa, sorumluluğunu yerine getirmesi karşılığında ödüllendirmekten çekinmeyin. İkinci problem ise bir çocuk eğer ders çalışmak istemiyorsa bunun ardında yatan nedenlerin görmezden gelip, çocuğa sadece tembel veya sorumsuz demek. Çocuğun ders çalışmak istemeyişinin nedenlerini geniş yelpazede inceleyebiliriz. Çocuk ve öğretmen arasında iletişim sorunları, öğretmenlerin ve ailenin çocuk karşısındaki ihmalkar veya aşırı baskıcı tutumu, çocuğun çabalarının ailesi tarafından takdir görmemesi, çocuğa küçük yaşlarda sorumluluk yüklenmeden (yatağını düzeltme, odasını toplama, kıyafetlerini katlama… ) bütün görevlerin aile tarafından yerine getirilmesi, ailenin çocuğun her isteğini karşılaması, çocuğun okuldaki arkadaş ortamı ve model aldığı kişiler, yaşadığı travmatik olaylar gibi… En sık karşılaştığımız ve genelde ebeveynlerin dikkat etmediği sorun ise öğrenci ders çalışmak gibi zorlayıcı ve sıkıcı bir eylemle uğraşırken ailenin içeride TV, bilgisayar gibi cihazlarla meşgul olmaları veya öğrencinin sınav haftalarında eve misafir çağırmaları. Bu çocuğa verilen mesajlar arasında en tutarsız olanı. Ebeveyn bir yandan çocuğa ders çalışmasının çok gerekli olduğunu söylerken bir yandan da çocuğun ders çalışmaması için elinden geleni yapıyor. Burada durup düşünmek lazım, “siz son derece sıkıcı bir işle uğraşırken birileri sizi cezbeden aktivitelerle uğraşsa ne hissederdiniz?” diye. Özellikle sınav haftası içerisinde öğrenci ders çalışması gerektiği zaman siz de ona saygı gösterdiğinizi hissedin. TV seyretmek yerine kitap okuyun, misafiri birkaç gün sonra çağırın. Bununla beraber özellikle günümüzdeki sınav sistemiyle beraber iyice artan sınav kaygısı da başarıyı düşüren en önemli etkenlerden…
Öğrencinin bu tür psikolojik problemler yaşamaması için ailenin tutumu son derece önemli. Başarılar takdir edilmeli, başarısızlıklarda çocuğa neden başarısız olduğu anlatılarak beraber çözüm bulunmalı. Çocuğa okul öncesi dönemde hem sorumluluk bilincini kazandıracak hem de başarı hissinin güzelliğini yaşatacak ufak görevler verilmeli. Ebeveynler tarafından çocuğa ders çalışması konusunda aşırı baskıda bulunulmamalı. Bunun yerine ona ders çalışırken neler hissettiğini sorun.Ardından da onu anladığınızı ve ders çalışmasının kısa vadeli getirilerinin neler olduğunu ifade edin. İlkokul çağındaki çocuklarda ise daha sık ödül sistemini kullanın. Cezalandırmaktan ve yasaklardan mümkün olduğunca kaçının. Çünkü ceza verilen ve yasak konan öğrenci bir fırsatını bulduğu takdirde yasağı delmekten kaçınmayacaktır. Kısaca, yasak veya cezalarla öğrenciye sorumluluğunu öğretemeyeceğiniz gibi okula daha çok tepki göstermesine neden olursunuz.
Erguvan Gelişim Danışmanlık Tel.: 0216 6391381