Kadıköy Belediyesi Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Hande Olgar, her çocuğun okula başlarken farklı deneyimler yaşadığını ve farklı zamanlarda, farklı hızlarla uyum sağladıklarını söyledi. Olgar, “Okula ilk defa başlayan çocuklar, etrafta tanıdığı kişilerin olmadığı, yeni bir mekanda olmaları ve anneden uzak geçirdiği saatlerin artması nedeniyle ilk günlerde terk edilme ve ayrılma endişesini yaşayabilirler. Çocuğundan bir süreliğine de olsa ayrı kalacak olan ebeveynin, buna hazır olup olmaması da bu süreci etkileyebilir. Bu süreçte ebeveyn tarafından hissedilen kaygı da çocuğun uyum sürecini zorlaştırabilir” şeklinde konuştu. Bazı çocukların, okula ilk başladıkları dönemde uyum sorunu yaşarken, bazılarının ise önce iyi başlayıp, belirli bir süre sonra tepki verebileceğini dile getiren Olgar, “Çocukların okulun ilk günlerinde yaşadığı uyum güçlükleri beklendik bir durumdur ve genellikle geçicidir” dedi.
GÜVENLİ BAĞ SAYESİNDE RAHAT UYUM
0-2 yaş döneminde, bakım verenle kurulan güvenli bağın, okula başlarken sağlıklı ayrışabilmeyi mümkün kıldığını vurgulayan Olgar, “Bu güvenli bağ sayesinde çocuklar, ebeveynin gelip onu okuldan alacaklarını bilirler ve okula başladığı yaşlarda bu güvenli bağ sayesinde daha rahat uyum sağlarlar” şeklinde konuştu.
Çocuklar için okula uyumu kolaylaştıracak bir diğer etkenin, istek ve ihtiyaçlarını ifade edebilecek kadar dil gelişimi olduğunu belirten Olgar, “akranları ve yetişkinlerle uygun şekillerde iletişim kurabilen, okulda verilen yönergeleri anlayabilen, sosyal becerilerini sergileyebilen, öz bakımını yapabilen çocuklar okulda daha az zorluk yaşarlar; yaşadıklarında da bununla baş edebilirler” dedi. Olgar, okula başlayacak çocukların, fiziksel sağlık ve motor gelişim, sosyal ve duygusal gelişim, dil ve bilişsel gelişim açısından hazır olmaları gerektiğinin altını çizdi.
KREŞİN İLK GÜNÜ NE YAPILMALI?
Kreşe başlarken çocuklara gideceği kreşte, arkadaşlarıyla oyunlar oynayıp, etkinlikler yapabileceği, yeni bilgiler öğreneceği yer olarak, görsel materyallerle anlatılması gerektiğini dile getiren Olgar, “Ancak orada her zaman eğleneceğine dair gerçekçi olmayan ifadeler de kullanılmamalıdır” dedi. Olgar, ilk gün evden çıkarken çocukların, ebeveynini hatırlatacak herhangi bir nesne ya da en sevdiği eşyasını yanında götürebileceğini ekledi. Kreşe başlayacağı zaman ile yeni bir kardeşin doğumu, boşanma, yas, emzik bırakma, memeden kesme, tuvalet alışkanlığı edinme gibi çocuğun hayatındaki önemli yaşam olayların çakışmaması gerektiğini belirten Olgar, “Bunların ardından kreşe başlama çocuğun okula uyum sağlamasını zorlaştırabilir” şeklinde konuştu.
Olgar kreşin ilk günü için dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı: “Çocuğu, öğretmeni ile ailesi tanıştırmalı, ilk gün hep birlikte oyun oynamalı ve vakit geçirmelidirler. Öğretmen çocuğa, aile bireyleri varken okulu gezdirmeli ve tanıtmalıdır. Böylece, çocuğun öğretmeni ile güvenli bir bağ kurması ve uyum sağlaması kolaylaşacaktır. Çocuğun kreşte kalma süreci kademeli olarak arttırılmalıdır. Çocuğunuzu okuldan alacağınız zamanı geciktirmemeli veya onun okuldan ayrılan son çocuk olmamasına özen göstermelisiniz. Uyum haftasında tüm arkadaşları eve giderken uzun süre bekleyen çocuk ailesinin gelmeyeceğini düşünerek kaygılanabilir. Somutlaştırmak adına okuldan alacağınız saatin üzerine sticker yapıştırarak ‘Küçük çubuk (akrep) buraya geldiğinde seni alacağım’ diyebilirsiniz. Eve dönünce ‘Kreşi sevdin mi?’ gibi yönlendiren sorular yerine ‘Bugün seni en çok güldüren şey neydi? Bugün hangi oyunları oynadın?’ gibi sorular sorabilirsiniz.”
OKULUN İLK GÜNÜ NE YAPILMALI?
Özellikle anaokuluna başlayacak çocukların ebeveynlerinin, çocuklarıyla birlikte okulu birkaç kez gezip her yerin tanıtılmasını, çocuğun yeni ortama alışmasını sağlamanın ilk adımı olarak ifade eden Hande Olgar, anaokulu ve ilkokul öncesinde kırtasiye alışverişini ve okul çantası hazırlığının da çocukla birlikte yapılması gerektiğini söyledi. Olgar, okulun bir gün öncesinde, giyilecek kıyafetlerin de ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte seçmesinin önemini vurgulayarak şöyle devam etti: “Okulda onu nelerin beklediğini anlatmak, kuralların, yapılması gereken görevlerin olduğunu ve öğretmeninin onu heyecanla ve merakla beklediğini, bir isteği olduğunda öğretmene rahatlıkla söyleyebileceğini anlatmak, yararlı olacaktır. Yine okul çıkışı onu tam zamanında alacağınızı ya da servise bineceğini basit ve kısa ifadelerle önceden anlatmalısınız. Eve dönüldüğünde, okulda yaşadıkları ile ilgili konuşarak, istediği zaman olan bitenleri size anlatabileceğini söyleyebilirsiniz. Onu dinlerken, sürekli yönlendirici sorular sormak yerine, kendini ve duygularını ifade etmesine fırsat verilmelidir”.
“KISA SÜRELİ AYRILIKLAR ALIŞMAYI KOLAYLAŞTIRIR”
Anaokuluna başlamadan önce çocuğun anneden kısa süreli ayrılıklar yaşamasının, okula alışma sürecini kolaylaştıracağını kaydeden Olgar, çocukların yaşına göre yapabileceği becerileri, kendi başına yapabilmesi için cesaretlendirmenin de önemli olduğunun altını çizdi. Olgar, “Anaokuluna başlayan çocukların, tuvalet alışkanlığını kazanmış olması önemlidir. Öz bakım becerilerini kendi başına yapabilmesi için de onu cesaretlendirmelisiniz” dedi. Ebeveynlerin, evde çocuklarını kendi başına oyun oynamaya teşvik edebileceğini aktaran Olgar, “Okul öncesi dönemde yeterli sosyalleşmeyi yaşamış olan çocuklar okula daha rahat uyum sağlarlar. Ebeveynlerine aşırı bağlı olan çocuğun, okula uyum süreci daha uzun zaman alacaktır” şeklinde konuştu. Olgar, “Okula başlamadan bir veya iki ay önce, okulun yemek ve uyku zamanı gibi günlük akışını öğrenerek, evdeki zaman düzenlemesini yavaş yavaş buna uygun olacak şekilde değiştirip, çocuğunuzu hazırlayabilirsiniz” dedi.
İlkokula başlayacak çocukları için ebeveynlerin, çocuklarını fiziksel, bilişsel, sosyal, duygusal gelişim alanlarında yaşına uygun şekilde desteklenmesini, hazır olup olmadıklarını gözlemlemesini ve güçlü yanlarını ön plana çıkarmasının gerekli olduğunu söyleyen Olgar, “Çocuklarının duygularına önem vererek, onları etkili şekilde dinlemeleri, duyguları ile ilgili konuşma konusunda cesaretlendirmeleri önemlidir” şeklinde konuştu. Olgar, çocukların kendilerini güvende hissedebilmeleri için, okul hakkındaki tüm soruları yaşlarına uygun şekilde, kısa, net ve dürüstçe cevaplanmasını kaydetti. Okuldaki ve ev içindeki sorumluluklarının çocuklara hatırlatılması, gelişimleri ve okula uyum süreci açısından faydalı olduğunu vurgulayan Olgar, “Düzenli uyku saati, hep birlikte aynı saatlerde yenen akşam yemekleri, sabah kahvaltıları gibi günlük rutinlerin korunması çocuğunuzun okul düzenine alışması için önemlidir” dedi.
“SABIRLI OLUNMALI”
Olgar alışma sürecinde asla yapılmaması gerekenler için şunları söyledi: “Okulun ilk günü, çocukları olabildiğince kendi bilgi ve becerisi ile baş başa bırakıp, o istediğinde yanında olmak, aşırı endişelenip, sürekli çocuğu kontrol etmemek, aşırı koruyucu olmadan, kendi korkularımızı çocuklarımıza geçirmeden ‘ya düşerse’, ‘ya sınıfını bulamazsa’ demeden onları desteklemek önemlidir. Onun yaşadığı duyguları reddetmeden, ‘Korkacak ne var’, ‘Bak okul ne güzel bir yer, niye ağlıyorsun’, ‘Sen artık büyüdün, abi/abla oldun, ağlama’ demeden, yaşadığı duyguları söylemek, tahmin etmek yararlı olabilir. ‘Okul kocaman ve kalabalık bir yermiş, tabii insan heyecanlanabilir’ gibi cümlelerle onun içinden geçenleri fark ettiğinizi belli edebilirsiniz. Ayrıca kendi küçüklük dönemlerinizden bahsedip yaşadığınız zorluk ve bulduğunuz çözümlerden örnekler vererek hem model olmanız hem de umut verici olmanız açısından yararlı olacaktır”.
Çocuğun okula gitmek istememesi durumunda, sabırlı olunması gerektiğini vurgulayan Olgar, bazı çocukların okula alışmak için birkaç aya ihtiyaç duyduklarını kaydetti. Okula alışma sürecinde, çocuğun okula başlamasını gereğinden fazla gündeme getirmememin önemini belirten Olgar, “Onu kaygılandıracak söylemlerde bulunmak bu süreci zorlaştırır. Okul veya öğretmenle ilgili kaygılarınız varsa çocuğunuzun yanında bunlardan bahsedilmemelidir. Ebeveynlerinin güven duymadığı bir durumda o da güven duymayacaktır. Böyle bir durumda aile, okul ile daha sık iletişim kurmalıdır” dedi.
“DRAMATİK VEDALARDAN KAÇININ”
Olgar, ilk gün zorluğu için şöyle konuştu: “Çocuğunuz sizden ayrılmakta güçlük yaşıyorsa ve ağlıyorsa buna izin verip sarılın, sizden ayrılırken üzüldüğünü anladığınızı söyleyin. Onu ne zaman alacağınızı söyleyin ve oradan ayrılın. Anne babaları uzaklaşan çocuklar hemen ağlamaya başlayabilir; geri dönmeyin ve teselli etmeyi öğretmenlere bırakın. Bu süreçte olabildiğince dramatik ve uzun vedalardan kaçının, size zor gelse de çocuğunuzdan ayrılırken kararlı ve hızlı olun. Asla gizlice gitmeyin, çocuğunuzun güveninin zedelenmesine neden olabilir. Başta da belirttiğim gibi; annenin de çocuğundan ayrılmaya ve onun bireyselleşmesine duygusal olarak hazır olması bu noktada önemlidir. Çocuğu ağladığı için kreşten direkt almak uygun bir yaklaşım değildir. Süreci okul rehberliği ve öğretmenle iş birliği içinde takip etmek önemli olacaktır. Okula başladıktan 1-1,5 ay sonra okulla ilgili sorunların devam etmesi durumunda bir uzmana danışmak faydalı olabilir”.
UYUM SORUNLARININ NEDENLERİ
Uzmanlara göre okula uyumda sorun yaşayabilecek çocuklarda bazı işaretler şöyle:
· Dikkat süresinin çok kısa olması
· Yaşıtlarından daha geç konuşmuş olması
· Gelişimsel olarak yavaş gelişmesi
· Akran ilişkilerinde sorun yaşaması, arkadaşları tarafından dışlanması
· Anne ve babaya aşırı bağımlı olması
· Kurallara uyum sağlamada zorlanması
· Sayı, renk, benzer ve zıt kavramlar gibi temel akademik becerileri kazanmakta zorlanması
· İsteklerini ertelemekte zorlanması ve sınır konulduğunda öfke nöbetleri göstermesi