Türk Eğitim Derneği'nden üniversitelere sınavsız geçiş önerisi

Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM’in yayınladığı raporda 11. sınıfın sonunda lise diploması verilmesi, 12. sınıfların ise üniversiteye hazırlık yılı olarak yapılandırılması önerisinde bulunuldu

22 Ocak 2023 - 11:05

Türk Eğitim Derneği’nin (TED) düşünce kuruluşu TEDMEM’in yayınladığı “Sınavların Gölgesinde Eğitim Sistemi” başlıklı rapor, Türk eğitim sisteminin çözemediği temel sorunun sınavlar olduğunu ortaya koydu. “Ortaöğretime Geçiş”, “Yükseköğretime Geçiş”, “Kademeler Arası Geçiş Uygulamalarına İlişkin Öneriler” başlıklarında değerlendirmelere yer verilen raporda, “Günde en az 6 saat, haftada 5 gün, yılda 8 ay ve 12 yıl boyunca sağladığımız eğitimin sonucunda ne elde ediyoruz?” sorusu kapsamında belirtilen sorunlara çözüm önerileri paylaşıldı. Liseden sonra istihdama katılmak isteyenlere 11. sınıfın sonunda lise diploması verilmesi, 12. sınıfların ise üniversiteye hazırlık yılı olarak yapılandırılması öne çıkanlar arasında.

Okul dışındaki özel ders, kurs ve test odaklı basılı kaynaklara bağımlılığın ortadan kaldırılması gerektiği belirtilen raporda, bu kapsamda yapılacak düzenlemelerin bütünsel, sürdürülebilir, tutarlı ve uzun vadeli planlanması gerektiği kaydedildi. Raporda ayrıca, yalnızca öğretim programlarının değil, öğretmenlerin de eleştirel düşünme, sorgulama ve problem çözme becerilerini kazandırmada yetkin hale getirilmesi gerektiği belirtildi.

‘Lise diploması’ sahibi olmanın hayata etkin katılım için yeterli ve anlamlı hale getirilmesi gerektiği ifade edilen raporda, LGS'ye ilişkin de değerlendirmelerde bulunuldu. Ortaöğretime geçiş uygulamalarındaki değişikliklerin sınava giren öğrenci sayısını azaltmaya yetmediği belirtilirken, “Her 100 öğrenciden 83'ünün merkezi sınava girmesi, sistemdeki sınav baskısını giderme konusundaki ihtiyacın devam ettiğini göstermektedir” ifadesine yer verildi.

“KONTENJAN ARTIŞI VAR”  

Raporda, 2017-2018 eğitim-öğretim yılında merkezi sınavla yerleşilebilecek kontenjan oranı yüzde 10 iken bu oranın 2021-2022 eğitim öğretim yılında yüzde 15'e ulaştığı kaydedildi.

Kontenjanların düzenli artışının daha fazla öğrencinin sınava katılımını teşvik edeceği aktarılan raporda, “LGS'nin tüm öğrencilerin odağı olmaktan çıkarılması gerektiği” görüşü yer aldı. Ülkenin lokomotifi olacak yüksek nitelikli insan kaynağını yetiştirmek amacıyla sınırlı sayıda özel nitelikli lise için öğrenci seçimi yapılması önerilen raporda, bu liselerin amaçlarıyla uyumlu öğretim programlarına, üst düzeyde insan kaynaklarına ve gelişmiş altyapıya sahip olmaları gerektiğine işaret edildi.

Raporda, ÖSYS ve YKS'ye ilişkin de değerlendirmelere de yer verildi. Raporda, “Yükseköğretime geçişte yükseköğretim programları için ön koşul niteliğinde olan hazır bulunuşluk ve yeterlik düzeyleri belirlenmeli veya programların niteliğine göre belirli düzeylerdeki belirli dersleri/kredileri tamamlama benzeri ilişkilendirmeler yapılmalıdır. Bu dönüşüm yapılmadığı sürece, lise türleri veya liseler içinde program türleri her ne olursa olsun, eğitim öğretim süreçleri ve uygulamaları sınav odaklı olacaktır” ifadelerine yer verildi.

İleri düzeyde matematik ve fizik okumayan veya bu derslerde belirli bir başarı gösteremeyen öğrencinin mühendislik okuma beklentisine sahip olabildiğine vurgu yapılan raporda, sistemin bütünlük içinde hazır bulunuşluk ve yeterlik ön koşullarına dayalı olarak bir sıralama yapmaya doğru evrilmesi gerektiği belirtildi.

“MESLEKİ HAZIRLIK PROGRAMLARI”

Mesleki eğitimin nitelik odaklı ve bütünsel yaklaşımla ele alınması gerektiği anlatılan raporda, mesleki eğitim merkezlerindeki eğitimlerin süresinin, alanın özelliklerine göre 2-3 yıl olması önerildi.

Meslek yüksekokullarına geçişte kendi alanıyla ilişkili bir bölüme devam etmek isteyen öğrencilere not ortalamaları ve alan derslerindeki performanslarına dayalı olarak sınavsız geçiş hakkı tanınması gerektiği belirtilen raporda, şunlar belirtildi: “Genel ortaöğretim kurumlarından meslek yüksekokullarına devam etmek isteyen öğrenciler için 1 yıllık mesleki hazırlık programları oluşturulmalıdır. Meslek yüksekokulları mesleki eğitim merkezlerinde olduğu gibi uygulama eğitimleri ağırlıklı olacak şekilde yapılandırılmalıdır. Bu okullara devam eden öğrencilerin haftada 3-4 iş gününü işletmede geçirmesi sağlanmalıdır. Mesleki eğitim mezunlarını kendi alanlarında çalışmaya teşvik edecek bir ücret düzenlemesi yapılmalıdır. Kendi alanında istihdam edilen mesleki eğitim mezunları için taban maaş, asgari ücretin en az 1,5 katı olacak şekilde belirlenmelidir. Ödenecek ücretin, asgari ücretin üstünde kalan kısmına 2 yıl süre ile devlet katkısı sunulmalıdır."


ARŞİV