Korona virüsü, yaşantımızın ana gündem maddesi olmayı sürdürüyor. Pandemi nedeniyle 16 Mart’ta tatil edilen okulların, 2020-2021 eğitim ve öğretim dönemine ne zaman başlayacağı ise merak konusu. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yüz yüze eğitimin 21 Eylül'de belirli sınıflarda başlayacağı bilgisini verdi. Öğretmenlerin seminer dönemi nedeniyle okullara çağrılmasının ardından Eğitim-Sen Genel Merkezi ise, yazılı bir açıklama yayınlayarak korona virüsü tespit edilen okulları, okullarda alınması gereken önlemleri ve eğitim emekçilerinin taleplerini sıraladı. Biz de Eğitim-Sen İstanbul 2 No'lu Şube Başkanı Çayan Çalık'tan yüz yüze eğitime az bir süre kala okullardaki durum hakkında bilgi aldık.
Çayan Çalık, Eğitim Sen'in okulların sağlıklı şekilde açılmaya hazır olup olmadığının kamuoyu tarafından anlaşılması için iki bölüm şeklinde sorular hazırlandığını belirtiyor. Çalık, kamuoyunun, eğitim emekçilerinin, velilerin ve öğrencilerin doğru bilgilendirilmesi için bakanlığın ve siyasal iktidarın acil olarak bu soruları cevaplandırmasını istediklerini söylüyor.
EĞİTİMCİLERDEN İKTİDARA SORULAR
Eğitim-Sen’in hazırladığı raporda şu sorular yöneltiliyor:
1-24 Ağustos’ta okula çağrılan öğretmenlere haftalık test yapılacak mı? Yeteri kadar test hazır mı?
2-Seyreltilmiş sınıflarda görev yapacak öğretmenler için ek atama kadrosu alındı mı? 3-Covid-19 meslek hastalığı olarak kabul edilecek mi?
4- Seyreltilmiş sınıflar için gerekli olan derslikler ve yeni okul binaları hazır mı?
5-Okullara sağlık personeli atandı mı?
6-Her okulda revir hazırlandı mı? Bununla ilgili bir düzenleme yapıldı mı?
7-Temizlik ve dezenfektan için bütçe ayrıldı mı? Bu işleri yapacak personel alındı mı? 8-Öğretmenler ve öğrenciler için yeterli miktarda koruyucu malzeme hazırlandı mı?
9-Okullar salgın için alınacak önlemlere fiziki olarak hazır hale getirildi mi?
10-Okulların öğrenci ve öğretmen lavabo sayısı artırıldı mı?
11-Öğretmen odaları, kantinler, yemekhaneler ve okulların diğer bölümleri fiziki mesafeye uygun hale getirildi mi?
12- Okul pansiyonları ve kapasiteleri fiziki mesafeye uygun hale getirildi mi?
13- Öğretmenler ve öğrencilerin okula ulaşımı için gerekli önlemler alındı mı?
14-Ders içerikleri ve ders araçları yeni normale hazır hale getirildi mi?
15- Öğrencilerin ve öğretmenlerin beslenme gereksinimlerinin karşılanması için gerekli hazırlıklar yapıldı mı?
“DEZENFEKTAN YOK, MASKE YETERSİZ”
“Aldığımız cevaplar ve üyelerimizden istediğimiz okul durum raporları doğrultusunda yüz yüze eğitim için gerekli alt yapı çalışmalarının yapılmadığına tanık olduk.” diyen Çayan Çalık, anlatmaya şu şekilde devam ediyor: “Eğitim-Sen İstanbul 2 No'lu Şube olarak pandemi koşullarında önlem alınmadan okulların açılmasının toplum sağlığını önemli ölçüde olumsuz etkileyeceğini ön görmekteyiz.Yaptığımız çalışmalardan okulların durumuyla ilgili elde ettiğimiz eksiklikler ve okullardaki hazırlık çalışmalarını kamuoyunun değerlendirmesine sunuyoruz:
-Sağlık personeli mevcut değil.
-Seminer için gelen öğretmenlerin ateş ölçümleri dahi yapılmamıştır.
-Çoğu okulda ateş ölçerlerin bulunmadığı tespit edilmiştir.
-Seminer için gelen öğretmenlere çoğu okulda maske dağıtımı yapılamamıştır.
-Hijyen ürünlerinin eksik olduğu, dezenfektan bulunmadığı tespit edilmiştir..
-Koridorlarda, merdivenlerde uyarı ve bilgilendirme yazıları yok.
-Okullarda yeterli sayıda temizlik personeli bulunmamaktadır.
-Sınıflarda sıra düzeni salgına uygun olarak ayarlanmamıştır.
-Öğretmen odası salgına uygun bir şekilde dizayn edilmemiştir
-Tuvaletlerde temassız sıvı sabunlukların olmadığı, öğrenci sayısına oranla yeterli tuvalet bulunmadığı, kantin önünde de mesafeyi oluşturmak için özel bir önlem alınmadığı tespit edilmiştir.
-Okul yöneticilerinin, ilçe müdürlüklerinin olası vaka durumlarında bir eylem planına sahip olmadıklarına tanık olduk.”
“OKULLAR KARANTİNAYA ALINMADI”
Öğretmenlerin 24 Ağustos itibariyle mesleki çalışmalarını yapmak üzere okullara çağrıldığını dile getiren Şube Başkanı Çayan Çalık, bilgilendirmeyi şöyle sürdürdü: “Bu mesleki çalışmalar, toplantılar ve ön hazırlıklar uzaktan erişimle yapılacak durumdayken pandeminin tekrardan yükseliş gösterdiği bir dönemde bu kararı alanlar, yaşanacak her olumsuz durumdan bizzat sorumludurlar. Sağlık Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında sağlıklı bir işbirliğinin olmadığına, sadece pozitif olanların okul ortamından uzaklaştırılarak önlem alınmaya çalışıldığına, temas edenlerle ilgili bir çalışma yapılmadığına ve okulların karantinaya alınmadığına tanık olduk. Seminer döneminde yaşanan bu belirsizlik eğitim öğretimin başındayken eğitim emekçileri ve veliler üzerinde kaygıya sebebiyet veriyor.”
“DERSLER VE SÜRELERİ PLANLANMALI”
Çayan Çalık, “Pandemi dolayısıyla alınacak önlemler doğrultusunda toplum sağlığını öne alan yaklaşımları uzaktan ve yüz yüze eğitim açısından iki yönlü değerlendirmemiz gerekir. Uzaktan eğitim için, öğrencilerin alacağı dersler günlük olarak sabitlenmeli, 3 dersi geçmeyecek şekilde planlanmalı. Ders süreleri her kademe düzeyine göre yapılandırılmalı. (ilkokul öğrencileri için 20 dakika, ortaokul öğrencileri için 25 dakika, lise öğrencileri için de 30 dakika) Derslerin konulacağı saatler, hem eğitim emekçileri için hem de öğrenciler için hayatın rutinini bozmayacak şekilde planlanmalıdır. Bu planlama da sabah 09.00 ile akşam 17.00 saatleri arasında olmalıdır. Uzaktan eğitimden yararlanamayan öğrencilerin her türlü gerekli donanıma sahip olması sağlanmalıdır.” şeklinde konuştu.
“PANDEMİNİN SONUÇLARI AĞIR OLABİLİR”
“Yüz yüze eğitimin yapıldığı durumda toplumun tamamını etkileyecek bir hareketlenme ile pandemi sonuçlarının daha ağır olacağı kesindir.” diyen Çalık, okula ulaşımın okul servisi ile yapılmaması ya da en aza indirecek şekilde olması için bir düzenleme yapılması gerektiğine vurgu yaptığı konuşmasına şu bilgileri ekledi: “Metrekare hesabı yapılarak sınıf mevcutları azami sayısı bilimsel olarak belirlenmelidir. Özel eğitim sınıfları, okulları ve ilkokul planlaması ayrıca yapılmalıdır. Okulda kalma süresi ders saatleri azaltılarak kısıtlanmalıdır. Her öğrenciye ve çalışana maske ile gerekli dezenfektan araçları ücretsiz olarak verilmeli. Okullarda sağlık personeli istihdam edilmeli. Gün sonu hijyen çalışmalarının yapılması için istihdam sağlanmalı. Yardımcı personellerin ataması yapılmalıdır. Hizmet alımı gibi güvencesiz istihdamdan vazgeçilmelidir. Kronik hastalığı olan öğrenci, veli ve öğretmen çalışması yapılmalı, bu konuda ayrıca alternatif eğitim modeli düşünülmelidir.”