Yangından sonra vatandaştan bağış kampanyası

Aladağ’da özel bir kız öğrenci yurdunda çıkan yangında, 11’i çocuk 12 kişinin hayatını kaybetmesi, çağdaş eğitim kurumlarına desteğin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Sosyal medyada Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD)’ne bağış kampanyası başlatıldı

08 Aralık 2016 - 15:01

Kaan DERTÜRK

Adana’nın Aladağ ilçesindeki Özel Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu’nda 29 Kasım Salı günü akşam saatlerinde çıkan yangında, 11 öğrenci ve 1 öğretmen yaşamını yitirdi. Ülke tarihine en karanlık gecelerinden biri olarak geçen 29 Kasım’ın hemen ertesinde vatandaşlar, sosyal medyada ÇYDD’ye bağış kampanyası organize etti. Gazete Kadıköy olarak ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı Nihal Kızıl ile son günlerde derneğe yapılan bağışları ve yurt politikalarını konuştuk.

“İNSANLAR TEPKİ GÖSTERDİ”
Gazetemize konuşan Nihal Kızıl, yurt yangını sonrası birçok vatandaşın ÇYDD’yi aradığını belirterek, “Yaşanan üzücü hadisenin ertesi gününde insanlar, tepkilerini hem sosyal medyada hem de bizleri arayarak dile getirdiler. Çocukların, devlet denetiminin olduğu yurtlarda kalması gerektiğini, kayıt dışı cemaat evlerinde kalınmasının önüne geçilmesini istediklerini söylediler.” dedi.  Vatandaşların tepkilerinin, derneklerine bağış olarak geri döndüğünün altını çizen Kızıl, “Birçok gönüllü, derneğimizin başlattığı ‘Anadolu’da Bir Kızım Var’ projemiz için kampanyalar başlattı. Kız çocuklarının okumasına destek olmak için çok sayıda kişi bağış yapıyor. İnsanların bağış yaptıkları hesap bir yurt hesabı değil. Ortaöğretim kız bursu hesabıdır. Ama insanlar kız çocuklarının okuyamamasına ya da bu tür kötü koşullarda kalmasına tepkililer. Bu nedenlerle de derneğimize yapılan bağışlar oldukça arttı.” diye konuştu.

ALADAĞLI ÖĞRENCİLERE BURS
ÇYDD’nin,  laik ve bilimsel eğitim için mücadele eden diğer sivil toplum örgütleri ile 6 Aralık Salı günü yurt yangınının gerçekleştiği Aladağ’a gideceğini belirten Kızıl, “Hem tepki olarak hem de inceleme amaçlı gidiyoruz. Derneğimize son günlerde artan bağışlar ve Aladağ’da yapacağımız tetkikler neticesinde oradaki kızlarımızın eğitimde fırsat eşitliğini yakalayabilmesi için ne gibi katkılar yapabileceğimiz, kaç öğrenciye burs verebileceğimiz gibi konuları görüşeceğiz.” dedi.

“ALGI OLUŞTURULUYOR”
Aladağ’daki korkunç olay sonrası ÇYDD’nin yurtlarıyla ilgili bilgi almak isteyen birçok kişi olduğunu ifade eden Kızıl, toplumda ÇYDD yurtlarına karşı algı oluşturulmak istendiğini söyledi. “Bu algı özellikle yaratılmak isteniyor.” diyen Kızıl, “Sanki ÇYDD yurtları kendi işletiyormuş gibi diğer bazı yurtlarla kıyaslama yapılmak isteniyor. ‘Böyle bir olay kaderdir, olmuş olabilir. Bu olay ÇYDD’nin de yurtlarında olabilirdi’ algısı oluşturulmak isteniyor. Hâlbuki bizim şu ana dek bağış kampanyaları ile yaptırdığımız 38 yurdun sadece ikisi tarafımızdan işletiliyor. Diğer geri kalan 36 yurdun hepsini devlete verdik. Çünkü ÇYDD olarak, sosyal sorumluluk sahibi bir sivil toplum örgütü anlayışı benimsediğimiz için yurtların devlet denetiminde olması gerektiğini düşünüyoruz. Hele ki ortaöğretim kız öğrencilerinin özel bir yurtta kalmalarına mevzuat izin vermiyor. Bu yasaya aykırı bir durum. Biz de bu anlayışa bağlı kalarak yaptığımız yurtları devlete veriyoruz. Bu yurtlarda bize ayrılmış tek bir kontenjanımız bile yok.” şeklinde konuştu.

“DEVLET DENETİMİNDE”
ÇYDD tarafından yalnızca iki yurdun işletildiğini dile getiren Kızıl, “Alanya’da lise kız öğrenci yurdu ve Bursa’da üniversite kız öğrenci yurtlarını biz işletiyoruz. Bizim yurtlarımız devlet tarafından sürekli denetlenir. Bütün risk analizleri yapılmıştır. Yurtlarımızda yeteri kadar görevli kadrosu vardır. Bizim asıl isteğimiz ise özel yurttan ziyade, devlet denetiminde ve çocukların yaşaması için uygun olan yurtların olmasıdır. Yurtlar hem fiziki açıdan hem de personel açısından uygun olmalıdır. Çocukların cinsel istismara uğramadığı ve yanarak can vermedikleri devlet denetiminde yurtlar istiyoruz. Devlet, sosyal devlet görevini yerine getirip yurt yaptırmalıdır. Hiçbir çocuğumuz da ‘özel’ adı altında ne olduğu belirsiz yerlerde kalmamalı.” dedi.

ARŞİV