Yıllardır vapurlarda kalem, çakmak, şemsiye gibi ucuz ama işe yarar ne varsa satan Burhan Demircan, nam-ı diğer Burhan Pazarlama ile söyleşi yaptık.
Aysel KILIÇ
Burhan Demircan’ı İstanbullular “Burhan Pazarlama” ismiyle tanıyor. Demircan, yıllardır vapurlarda kalem, çakmak, şemsiye gibi ucuz ama işe yarar ne varsa satarak geçimini sağlıyor. Güzel diksiyonu, etkileyici ve şiirimsi dili ile müşteriyi kendine çekiyor. Gömleği, kravatı ve ceketiyle her zaman şık olan Demircan, aynı zamanda güler yüzlü ve sevecen bir insan. Vapur yolcularıyla kurduğu sıcak ilişkiyle hem yeni dostluklar kuruyor hem de ticareti büyütüyor. İstanbul’un bir yakasından diğerine geçen hemen hemen herkes o’nu tanıyor. Üniversiteli gençler, “Burhan Pazarlama” üzerine araştırma yazıları yazıyor, engin hayat tecrübesinden yararlanmak isteyen pazarlamacılar o’na danışıyor, televizyon programcıları o’nu ekranlarda ağırlıyor…
“VAPURDA DOSTLUK BİR BAŞKADIR”
Genç müzisyenlere olduğu gibi şimdilerde vapur, satıcılara da yasak. Burhan Pazarlama her ne kadar eskisi gibi vapurda pazarlama yapamasa da, birbirinden güzel ve ucuz eşyalarla dolu çantasıyla vapura biniyor. Onunla bu vapurda tanışan, dostluklar kuran vapur yolcuları Demircan’ı selamlayıp hal hatır soruyor. Yanına gelip oturanlar, sohbet edenler de oluyor. Bir yolcu, “Vapurda dostluk bir başkadır” diyerek, Demircan’a sarılıyor. Biz de Gazete Kadıköy olarak, Karaköy-Kadıköy vapurundaki yolculuğumuz boyunca Burhan Demircan’la oturduk ve hayat öyküsünü dinledik.
“HAYATI VAPURDA TANIDIM”
Burhan Demircan, İstanbul Süleymaniye’de doğmuş. Annesini çocuk yaşta kaybetmiş. İkinci evliliğini yapan bir babanın 13 çocuğundan biri olmak kolay olmamış. Yoksulluk peşlerini bırakmamış. Henüz 7 yaşındayken eli ekmek tutmuş. Sokaklarda, vapurda gazete, simit satmış. “Hayatı, vapurda tanıdım” diyen Demircan, okula hiç gitmemiş; “Hayat okulunda okumaya devam ediyorum. Vapurun yolcusundan çaycısına, İstanbul’un öğrencisinden ünlü isimlerine kadar herkesi tanıdım, onlar da beni tanıyor. En güzel ve en kötü günlerimi burada yaşadım.”
Burhan Demircan 67 yaşında. Meslekte 59 yılını doldurmuş. Demircan, meslekteki ilk günlerini anlatırken, bizi eski İstanbul’a da götürüyor: “O zamanlar İstanbul’un tadı bir başkaydı. Nüfus azdı, deniz temiz, insanlar mutluydu. Gırgır şamata ile işimizi yapar, eğlenirdik…”
“SANDALYEYE ÇIKAR KONUŞURDUM”
Burhan Demircan, “Burhan Pazarlama” olmadaki en önemli yönünün hitabet yeteneği olduğunu söylüyor: “Çocuk yaşta bu işe başlamış olmam bana çok şey öğretti. Bir kere toplumun önünde konuşma cesaretim vardı. Ufacık boyumla sandalyeyi ayaklarımın altına çekip millete seslenirdim. Eskiden de şiirsel konuşurdum. Herkes konuşmamı beğenirdi. Etrafımda toplanır ve beni dinlerlerdi. İkna olup mallarımı satın alırlardı. Pazarlama-satış mektep işi değil. Biraz yetenek biraz da tecrübe işi.”
Meslekteki ilk dönemlerini heyecanla anlatan Demircan, yaşadığı zor günleri de unutmamış: “Zabıtalar elimden tutup vapurdan çıkarmak istediklerinde korkardım. Çünkü çok küçüktüm. Çok çileler çektim, çok mücadele ettim…”
“BENİ VAPURDA İSTİYORLAR”
Burhan Demircan, vapurları ve işini çok sevdiğini söylüyor: “Ne ben bu işi bırakabildim ne de iş beni. Geçtiğimiz yıllarda bir mağazalar zincirine satış artırmak için çağırıldım. Gittim denedim. Ama sevemedim, bıraktım. Kanal Market’in ilk televizyon satıcılığını ben yaptım. Efe Özal çağırmıştı beni. Bugünün parasıyla 21 milyar alacaktım. 6 ay çalıştım. Kanal satılınca, bitti. Bir ara kendi mağazamı açtım. O da uzun sürmedi. Çünkü müşteri beni vapurda istiyor. Benim malımın bağımlısı bile var. Burhan Pazarlama ürünlerinden koleksiyon yapıyorlar. Kendisi kullanmış eşe dosta hediye alıyor. Yolda görseler, ‘Geçen yıl sattığından var mı?’ diye sorarlar.”
Burhan Demircan, vapurdaki müşterileri sayesinde Uzakdoğu’ya gezmeye gittiğini de anlatıyor: Orada da tanıdılar beni. Sokakta ‘Aa Burhan Pazarlama değil mi? Burhan Abii’ diye arkamdan bağıranlar oldu.”
“KADIKÖY BENİM HER ŞEYİM”
Kadıköy-Karaköy ve Kadıköy-Eminönü arasında gidip gelen Burhan Demircan için Kadıköy önemli bir yerde: “Kadıköy benim için çok şey ifade ediyor. Kadıköy’de geçti çocukluğum. Ekmeğimi bu sokaklarda buldum... Doğduğun yer değil, doyduğun yer önemli, derler ya hani. Buralarda doydum, buralarda ayakta durdum. Kadıköy benim her şeyim.”
Vapur Kadıköy İskelesi’ne yanaşırken, Burhan Demircan’la söyleşimizin sonuna geldik. Vapurda yasak olduğu için, Burhan Pazarlama müşterisine dışarıda ürünlerini tanıttı. Kimisi sohbet için kimisiyse alış veriş için Burhan Demircan’ı yalnız bırakmadı. Başı oldukça kalabalık olan Burhan Pazarlama’nın vapur yolcularına ses kayıt cihazlarımızı uzattık.
“ONUN TARAĞIYLA SAÇLARIMIZI TARADIK”
Mehmet Gürbüz, Burhan Pazarlama’yı 40 yıldır tanıyor, “Onu vapurda görmeyince bir eksiklik hissediyorum” diyor. Yolculardan Ahmet Faruk da “Burhan Pazarlama’nın sattıklarıyla büyüdük. Onun tarağıyla saçımızı taradık, Onunla güzelleştik…” diyerek Burhan Demircan’ın ellerini sıkıyor.
Yıllardır vapura binen milyonlarca insanın Burhan Pazarlama’yı tanıdığını ve sevdiğini söyleyen Bahar Obruk ise “Burhan Pazarlama adıyla İstanbul’a bir tarih yazdı” diyor.