'Anayasal Geleceğimiz' tartışıldı

‘Önce Demokrasi’ girişiminin düzenlediği “Anayasal Geleceğimiz” başlıklı 14. panel, Kadıköy Belediyesi Evlendirme Dairesi’nde gerçekleşti

08 Aralık 2016 - 14:50

Kaan DERTÜRK
"Bu ortamda anayasa yapılamaz, önce hukuk ve demokrasi” sloganıyla faaliyetlerini yürüten Önce Demokrasi girişimi, ‘Anayasal Geleceğimiz’ başlığını taşıyan 14. panelini 7 Aralık Çarşamba günü Kadıköy Belediyesi Evlendirme Dairesi’nde gerçekleştirdi. Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği, Kadıköy Sivil Toplum Örgütleri ve Kadıköy Belediyesi desteğiyle gerçekleşen panelin moderatörlüğünü Sevil Becan üstlenirken, konuşmacı olarak Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu, Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ve Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu katıldı. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, Kadıköy Belediye Başkan yardımcıları Onur Temürlenk ve Başar Necipoğlu da panele katılanlar arasındaydı. Yaklaşık üç saat süren etkinlikte, ülke gündeminde yer alan yeni anayasa metni tartışıldı. Panelin sonunda ise dinleyicilerin, anayasa değişikliğine ilişkin soruları yanıtlandı.

“BU ORTAMDA OLUR MU?”
Panelin ilk açılış konuşmasını Önce Demokrasi Girişimi Sekretarya üyesi Melda Onur yaptı.  Önce Demokrasi girişiminin kuruluşuna değinen Onur, gündemde olan anayasa tartışmalarına dikkat çekti. “Geçtiğimiz mart ayında yeni anayasa çalışmalarına karşı endişe duyan, bu ortamda anayasa yapılamayacağı inancıyla bir araya gelen kişiler neticesinde kurulmuş bir girişimiz.” diyen Onur, “Çok değerli 27 uzman hukukçunun yeni anayasaya ilişkin hazırladığı raporun, kitap haline gelmesiyle 1 Haziran günü bir çıkış yaptık. ‘Önce demokrasi, böyle bir ortamda anayasa yapılamaz’ dedik. Bu da zaman içinde girişime dönüştü. Yaptığımız ilk panelde anayasa yapılmaz derken, nasıl bir ortamda anayasa yapılması gerektiğini de izah ettik. Bugüne gelinceye dek çeşitli yerlerde anayasayı tartışan paneller yaptık. Bugün yapılacak panelin başlığı da Anayasal Geleceğimiz olarak geçiyor. Daha geniş kapsamlı olarak anayasamızın geleceğini tartışacağız.” dedi.

“SİPARİŞLE ANAYASA”
Melda Onur’un ardından söz alan Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ise sipariş ile anayasa oluşturulmak istendiğini belirtti. “Yerel yönetim olarak sizlere Kadıköy’ün sorunlarını nasıl çözebileceğimizi anlatmak isterdik.” diyen Nuhoğlu, “Fakat şu an Türkiye’de ne yazık ki vatandaşlar kendi aralarında barışık ve birlikte yaşamayı bilmelerine rağmen, Ankara’dan bizim arazilerimizi nasıl satıyorlarsa, yönetimle ilişkili de ‘hayır sizi bu şekilde değil, farklı şekilde yöneteceğiz’ diye sanki takım elbise diker gibi siparişle anayasa oluşturulmaya çalışılıyor. Bu, şu anda ihtiyaç mıdır değil midir diye baktığınızda ise yüzlerce yıldır birileri karışmadığı zaman, birlikte yaşadığımızı görüyoruz. Anayasa da ortak yaşamanın yazılı ya da sözlü hale getirilmesinden oluşuyor. Bazı ülkelerde yazılı anayasa bile yok ama insanlar gayet güzel yaşayabiliyorlar. Bu süreçte, bir yerel yönetici olarak ne kadar kendi hizmetlerimizi, projelerimizi konuşsak da seçimle karşı karşıya kalabiliriz.
Bu süreç içinde de topluma doğru bir anlatım yapılmazsa daha gerilimli bir yönetime gideceğini inanıyorum. Bunu topluma iyi anlatabilirsek vatandaşlarımız tarafından reddedileceğini düşünüyorum.” diye konuştu.

 “AYM KENDİNİ İŞLEVSİZLEŞTİRDİ”
Açılış konuşmalarının ardından panelde ilk sözü Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu aldı. Kanadoğlu,  OHAL dönemindeki uygulamaların hukuki boyutuna değindi. “Anayasa Mahkemesi (AYM) kendi kendini işlevsizleştirmiştir.” diyen Kanadoğlu, “Oysa AYM, anayasanın bekçisi olması ve hukuk devleti ilkesini koruması gerekirken tamamen işlevsiz bir hale gelip, Türkiye’de yapılmak istenen anayasa ile ne amaçlandığını gösterdi. Yeni bir anayasa yapılsa da şu an yaşadığımız OHAL koşullarından farklı bir durum ortaya çıkmayacaktır. Etkisizleştirilmiş bir yargı, tüm yetkilerin tek elde toplandığı, yasamanın devre dışı bırakıldığı, kişiselleşmiş bir iktidarı ortaya çıkarmaktan başka bir amacın taşınmadığı bu anayasa değişikliği ile yeni bir şey çıkmayacağını söylemek şimdiden mümkündür.” diye konuştu.

“MEŞRU ANAYASA”
Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ise anayasanın tarihçesine değinen bir konuşma yaptı. “Anayasa dediğimiz zaman çoğumuz küçük bir kitapçık anlıyoruz.” diyen Kalaycıoğlu, şöyle devam etti: “Siyaset biliminde de dar anlamda yine bunu anlıyoruz. İçinde önemli birtakım bilgilerin olduğu bir kitapçık söz konusudur. Fakat anayasa sadece bundan ibaret değil. Siyaset biliminde daha geniş anlamda siyasal rejim olarak ifade ediyoruz. Örneklersek, bir tiyatro oyunu oynanacaksa eğer oyunun tüm kuralları ve nasıl oynanacağına dair senaryolar bizim anayasa dediğimiz kitapçık içinde yer alır. Anayasa, yazılı veya sözlü olabilir. Bir anayasa metnini elinize aldığınızda, ben de olsam böyle yapardım diyorsanız; işte o meşru bir anayasadır. Anayasanın meşruluğunu aynı zamanda onun sürekliliği de belirler.”

“ANAYASAYA EL SÜRÜLMEZ”
“OHAL döneminde anayasa değiştirilemez.” diyen, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ülkenin mevcut durumunun daha öncelikli konular olduğunu belirtti. Anayasanın bütün bir süreç halinde ele alınmasını söyleyen Kabaoğlu, “Sayın Başbakan geçen hafta OHAL sırasında referandum olmaz dedi. İyi güzel de Sayın Başbakan, anayasa sana hiç böyle bir yetki tanımadığı halde anayasa ile uğraşıyorsun, anayasa ile yatıp kalkıyorsun. Tamam, ama OHAL döneminde anayasa süreci nasıl yürüyecek? Şu anda kapalı kapılar arkasında yapılan görüşmeler hakkında nasıl bilgi sahibi olacağız ve medyaya serbest giriş hakkını ne zaman sağlayacaksınız? Anayasanın gündeme alınabilmesi, öncelikle OHAL’in kaldırılmasına bağlıdır. OHAL kaldırılmadan anayasa değişikliği ve beraberinde rejim değişikliği yapılamaz. Asgari bir kamuoyu oluşmadan anayasaya el sürülemez.” dedi.

ARŞİV