'Deprem bilinci yerleşmedi'
Kozyatağı Dayanışması, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 17. yıldönümü nedeniyle Krinton Curi Parkı’nda “Beklenen İstanbul Depremi ve Kentsel Kaos” başlıklı panel düzenledi
Kaan DERTÜRK
Kozyatağı Dayanışması’nın düzenlediği “Beklenen İstanbul Depremi ve Kentsel Kaos” panelinde Kadıköylülere, deprem bilinci konusunda bilgiler verildi. Yaklaşık iki saat süren panel 13 Ağustos Cumartesi günü Kozyatağı Kriton Curi Parkı’nda gerçekleşti. Panele konuşmacı olarak İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğretim görevlisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi’ni (TMMM) temsilen Mimar Deniz Öztürk ve Dr. Ayşegül Tözeren katıldı.
“DERS ALINMADI”
Panelin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, 17 Ağustos depreminden ders alınmadığını ifade ederek, “Ne yazıktır ki 1999 depreminin ortaya çıkardığı ağır bedellerden yeterli ölçüde ders çıkarılmadığını, 2011 yılında yaşamış olduğumuz Van depremi ile görmüş olduk. Türkiye, sıkça deprem yaşayan bir ülkedir. Durum böyle olunca alınmayan tedbirler neticesinde de can ve mal kayıplarını yaşıyoruz. Depremin bir doğa olayı olduğu herkes tarafından bilinir. Fakat depremin afete dönüşmesi insan kaynaklı eksiklikler ve hataların sonucudur” dedi. Eyidoğan, “Büyük İstanbul depreminin ne zaman olacağı belli değil. Bizim bu aşamada yapmamız gereken kişisel tedbirlerimizi alıp, deprem gerçeğine hazırlıklı olmaktır” diyerek gerçekleşmesi beklenen depreme dikkat çekti.
“ALANLARI ÖĞRENİN”
Panelin bir diğer konuşmacısı olan Mimar Deniz Öztürk ise afet toplanma alanlarının önemini vurgulayan bir konuşma yaptı. “Mahallemizdeki afet toplanma alanını öğrenip, en kısa zamanda ziyaret edelim” diyen Öztürk, “Deprem anından sonra güvenli alanlara gidip, başka insanlarla buluşmak hem moral açısından hem de güvenliğimiz için en büyük gerekliliktir. Deprem konusunda tedbir almak isteyen bir kişinin yapması gereken temel şey mahalle muhtarından ya da bağlı olduğu belediyeden afet toplanma alanlarını öğrenmektir. Depremden sonra insan panikleyebilir ve nereye gideceğini düşünemeyebilir. Bu panik havasının ve bilinmezliğin yaşanmaması için en kısa zamanda bulunduğumuz bölgedeki afet toplanma alanlarını öğrenelim. Eğer varsa eksiklerini giderelim ve böyle bir alanın varlığını çevremizdekilerle paylaşalım” şeklinde konuştu.
“DERS ALINMADI”
Panelin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, 17 Ağustos depreminden ders alınmadığını ifade ederek, “Ne yazıktır ki 1999 depreminin ortaya çıkardığı ağır bedellerden yeterli ölçüde ders çıkarılmadığını, 2011 yılında yaşamış olduğumuz Van depremi ile görmüş olduk. Türkiye, sıkça deprem yaşayan bir ülkedir. Durum böyle olunca alınmayan tedbirler neticesinde de can ve mal kayıplarını yaşıyoruz. Depremin bir doğa olayı olduğu herkes tarafından bilinir. Fakat depremin afete dönüşmesi insan kaynaklı eksiklikler ve hataların sonucudur” dedi. Eyidoğan, “Büyük İstanbul depreminin ne zaman olacağı belli değil. Bizim bu aşamada yapmamız gereken kişisel tedbirlerimizi alıp, deprem gerçeğine hazırlıklı olmaktır” diyerek gerçekleşmesi beklenen depreme dikkat çekti.
“ALANLARI ÖĞRENİN”
Panelin bir diğer konuşmacısı olan Mimar Deniz Öztürk ise afet toplanma alanlarının önemini vurgulayan bir konuşma yaptı. “Mahallemizdeki afet toplanma alanını öğrenip, en kısa zamanda ziyaret edelim” diyen Öztürk, “Deprem anından sonra güvenli alanlara gidip, başka insanlarla buluşmak hem moral açısından hem de güvenliğimiz için en büyük gerekliliktir. Deprem konusunda tedbir almak isteyen bir kişinin yapması gereken temel şey mahalle muhtarından ya da bağlı olduğu belediyeden afet toplanma alanlarını öğrenmektir. Depremden sonra insan panikleyebilir ve nereye gideceğini düşünemeyebilir. Bu panik havasının ve bilinmezliğin yaşanmaması için en kısa zamanda bulunduğumuz bölgedeki afet toplanma alanlarını öğrenelim. Eğer varsa eksiklerini giderelim ve böyle bir alanın varlığını çevremizdekilerle paylaşalım” şeklinde konuştu.
“ÇÖK, KAPAN, TUTUN”
Panelin son konuşmacısı olan Dr. Ayşegül Tözeren ise deprem anında nasıl bir pozisyon almamız gerektiğini anlattı. Deprem sarsıntısı hissedildiği an yapılması gereken en önemli hareketin “Çök, Kapan, Tutun” olduğunu söyleyen Tözeren, “Güvenli gördüğünüz sağlam bir nesnenin yanında veya altında iki diz yerde olacak şekilde ‘çökün’. Sırtınızı sağlam gördüğünüz nesnelere dönüp, bir el ensede, bir el başta olacak şekilde ‘kapanın’. Sarsıntı sona erene kadar koltuk, oturma grubu veya masa gibi ağır cisimlerin yanındaysanız bir elinizle ‘tutunun’. Bu pozisyon sayesinde paniği engelleriz ve hedef küçülterek bize zarar verebilecek nesnelerden korunabiliriz. Vücudun kapladığı alanı küçülten bu davranış, bizi havada uçuşan, saçılan ve dökülen cisimlerden koruyacaktır” diyerek hayat kurtaran hareketi anlattı.
Panelin son konuşmacısı olan Dr. Ayşegül Tözeren ise deprem anında nasıl bir pozisyon almamız gerektiğini anlattı. Deprem sarsıntısı hissedildiği an yapılması gereken en önemli hareketin “Çök, Kapan, Tutun” olduğunu söyleyen Tözeren, “Güvenli gördüğünüz sağlam bir nesnenin yanında veya altında iki diz yerde olacak şekilde ‘çökün’. Sırtınızı sağlam gördüğünüz nesnelere dönüp, bir el ensede, bir el başta olacak şekilde ‘kapanın’. Sarsıntı sona erene kadar koltuk, oturma grubu veya masa gibi ağır cisimlerin yanındaysanız bir elinizle ‘tutunun’. Bu pozisyon sayesinde paniği engelleriz ve hedef küçülterek bize zarar verebilecek nesnelerden korunabiliriz. Vücudun kapladığı alanı küçülten bu davranış, bizi havada uçuşan, saçılan ve dökülen cisimlerden koruyacaktır” diyerek hayat kurtaran hareketi anlattı.
DEPREM ÇANTASI ÖNEMLİ!
Dr. Ayşegül Tözeren, deprem çantasında bulunması gerekenleri şöyle listeledi:
• Su
• Düdük
• Konserve yiyecekler
• El feneri
• Pilli radyo
• İlk yardım malzemeleri
• Bir miktar para
• Çok amaçlı çakı
Dr. Ayşegül Tözeren, deprem çantasında bulunması gerekenleri şöyle listeledi:
• Su
• Düdük
• Konserve yiyecekler
• El feneri
• Pilli radyo
• İlk yardım malzemeleri
• Bir miktar para
• Çok amaçlı çakı