Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, Kadıköy’de eğitimde dönüşümün tamamlandığını daha fazla okulun imam hatibe dönüştürülmeyeceğini söylüyor.
Semra ÇELEBİ
24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle İlçe Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi’yle görüştük. Kadıköy’de eğitimin durumunu anlatan Yahşi, ilçede 200 öğretmenin norm fazlası çalıştığını ancak rotasyonun söz konusu olmadığını söyledi. Fenerbahçe Anadolu Lisesi’nin imam-hatibe dönüştürüleceği haberlerini yalanlayan Yahşi, Kızıltoprak Öğretmenevi’nin de ilkbaharda açılacağını belirtti.
-Kadıköy’de bu eğitim yılında durum nedir sizce?
Kadıköy’deki eğitim, bırakın İstanbul genelini Türkiye genelinde normal standartların çok daha üstünde. Türkiye ortalamasının çok daha altında öğrenciyle eğitim gören sınıflarımız mevcut. Özellikle ilkokul ve ortaokullarda 20-25 kişilik sınıflarımız var, bu yer yer 15 kişiye kadar düşüyor. Bunu özel okullarda bile bulamazsınız. Özetle Kadıköy’deki resmi okullar özel okullarla yarışır halde. Anadolu Lisesi ve Fen Liseleri’ne en fazla öğrenci kazandıran ilçelerin de başındadır Kadıköy. İlçemizdeki üniversitelerin varlığı da bir avantaj tabi.
-Öğretmen sıkıntısı var mıdır Kadıköy’de?
Kadıköy’de öğretmen sıkıntısı var ama olumlu anlamda. Birçok ilçemizde binlerin üzerinde öğretmen açığı varken Kadıköy’de 200 öğretmen norm fazlası olarak görünüyor. Kadıköy’ün güzelliğini görüp burada çalışmak isteyen çok sayıda öğretmenimiz var. Bu da ilçemizin bir başka şekilde kalitesini gösteriyor.
-Müdürlüğünüze öğretmenlerden gelen şikâyetler nedir daha çok?
Kadıköy’deki veli çok bilinçli. Eğitimin en önemli aktörlerinden biri de valilerimiz. Veli öğrencisiyle çok ilgilendiği için öğretmenlerimiz şanslılar. Ciddi anlamda onların yükünü hafifletiyorlar. Öğretmenlerimizin norm kadro fazlalığının dışında, okullarıyla ilgili pek şikâyetleri yok.
-O zaman öğretmenler arasında bir rotasyon söz konusu…
Şu ana kadar rotasyona uğrayan hiçbir öğretmenimiz yok. Rotasyon, gündemimizde de yok. Şu an için öğretmenlerimiz sınıflarında eğitim ve öğretime devam ediyorlar.
-Çok sayıda atanamayan öğretmen olduğunu biliyoruz. Seslerini duyurmaya çalışıyorlar sıkça. Bunun Kadıköy’e yansıması nedir?
Dediğim gibi 200 tane fazla öğretmenimiz var.
-Peki nasıl bir çözüm bulmayı düşünüyorsunuz?
Bu konu Milli Eğitim Bakanlığımızın takdiri.
-Okullara yeterince bütçe ayrılıyor mu? Maddi olarak bir sıkıntı söz konusu mu?
Yeni dönemde İl Özel İdareleri’nin kapatılmasıyla birlikte Büyükşehir Belediyesi’nin çok ciddi bir desteği oldu. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan özellikle liselere yönelik ödenekler geliyor. Kadıköy Belediyesi de okulların boya badana gibi ihtiyaçlarını karşılıyor. Bu yıl yerel belediyemiz çok güzel işler yaptı.
-Kızıltoprak Öğretmenevi kapatıldı ve hâlâ açılmadı. Orada durum nedir?
Öğretmenevi bizim nefes aldığımız can damarımız. Kimse bu damarı kesmez. Kızıltoprak Öğretmenevi’nde Anıtlar Kurulu’na kayıtlı bir köşk var. Onun inşası biraz uzun sürecek çünkü tarihi bir eser. O inşaat devam ediyorken biz kenarda öğretmenlerimize bir yaşam alanı oluşturacağız. Yemek yiyip çaylarını içebilecekleri, birbirleriyle muhabbet edebilecekleri bir alan oluşturuyoruz. Bununla ilgili tüm yazılarımız Bakanlıkta. Öğretmenevi öğretmenlerindir, gerisi dedikodudur.
-Özelleştirme söz konusu değil yani?
Kesinlikle hayır. Öğretmenevi Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı öğretmenlerin yeridir.
-Ne zaman açılacak?
İlkbaharda açılmasını büyük bir ümitle bekliyorum. İnşallah yetiştireceğiz.
-Kadıköy’ün son yıllardaki başka bir “problemi” de okulların imam-hatibe dönüştürülmesi. En son Fenerbahçe Anadolu Lisesi’nin dönüştürüleceğini duyduk. Doğru mu?
Fenerbahçe geçmişiyle tarihi bir okuldur. Yetkili bir ağız olarak net bir şekilde söylüyorum, okul Fenerbahçe Anadolu Lisesi olarak dönüşümünü yapmıştır, Fenerbahçe Anadolu Lisesi olarak da kalacaktır. Bunun dışındakiler tamamen provokasyon ve tahrik içerikli konuşmalardır.
-Gündemde başka okulların imam-hatibe dönüştürülmesi var mı?
Kesinlikle yok. Kadıköy dönüşümünü tamamlamıştır. Şu anda 565 tane kurumun bağlı olduğu İlçe Eğitim Müdürlüğümüzde dört tane imam hatip ortaokulu, dört tane de imam hatip lisesi vardır. Biz dönüşümümüzü tamamlamış durumdayız.
ÖĞRETMENLERİN YÜZDE 80’İ EK İŞ YAPIYOR
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM-SEN)’in Kadıköy’de örgütlü birimi İstanbul 2 No’lu Şube’ye öğretmenlerin sorunlarını sorduk. İşte sendikanın gazetemiz için hazırladığı rapor:
•Eğitimde 4+4+4 dayatmasıyla zaten sorunlu olan eğitim sisteminde büyük bir alt-üst yaşandı, on binlerce öğretmen okul dönüşümleri sürecinde norm fazlası yapılarak mağdur edildi, fiilen sürgüne uğradı
•Geçtiğimiz 12 yıl içinde eğitim ve bilim emekçilerinin aldıkları maaşlar, rakamsal olarak artmış gibi görünse de insanca yaşam seviyesinin yanına bile yaklaşamadı, özellikle öğretmenlerin satın alım gücü belirgin bir şekilde azaldı
•Eğitim emekçilerinin ücretlerinde yaşanan gerilemeyi en somut ifade etmenin yolu; öğretmenlerin ve diğer bazı meslek gruplarının 12 yıl önceki maaşları ile bugün aldıkları maaşları karşılaştırmaktır. 2002 yılında en düşük memur maaşı 293 TL, polis memuru maaşı 591 TL, uzman doktor maaşı 810 TL, avukat maaşı 780 TL iken öğretmen maaşı 560 TL’dir. Kasım 2014 itibariyle aile yardımı (164 TL) ve diğer ek ödemeler (çocuk yardımı vb.) hariç, aile geçim indirimi dahil polis memuru maaşı (8/1) 2.765 TL, uzman doktor maaşı (1/4) 3.962 TL, avukat maaşı (1/4) 3.923 TL iken öğretmen maaşı (9/0) 2.082 TL, en yüksek öğretmen maaşı (1/4) 2.422 TL’dir.
•Türkiye’de çalışan öğretmenler, OECD ülkeleri içinde en çok çalışan, en düşük maaş alan öğretmenler arasındadır.
•Öğretmenlerin yüzde 80’i geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda bırakıldı, üçte ikisi borçlanarak hayatını sürdürmek zorunda.
•Öğretmen açıkları sorununa kalıcı çözümler üretilmediği için 300 bini aşkın işsiz öğretmenin ataması yapılmıyor, bugüne kadar 40 işsiz öğretmen resmen intihara sürüklendi
•Kariyer basamakları ve performans değerlendirme uygulamaları eğitim emekçilerini birbirine rakip haline getirdi
• Eğitime bütçeden yeterli pay ayrılmaması nedeniyle öğretmenler öğrencilerden çeşitli adlar altında para toplamaya zorlanan birer “tahsildar” durumuna düşürüldü
•Öğretmenlerin büyük bölümünde angarya çalışma ve iş yükü artışına paralel olarak meslek hastalıklarında artış yaşanıyor
•Demokratik haklarını kullandıkları ve sendikal çalışmalara katıldıkları için her yıl çok sayıda öğretmen soruşturma geçiriyor, sürgün ve cezalarla karşı karşıya kalıyor.