'Toplumun engelliye bakışı ikiyüzlü'

Klasik bale sanatçısı bedensel engelli Memet Sefa Öztürk, “Herkes lafta engellilerin yanında. Ama iş icraata gelince ikiyüzlü davranıyorlar” diyor

05 Mayıs 2016 - 15:30
Gökçe UYGUN

İçinde bulunduğumuz Mayıs ayının 10'u ile 16’sı arası Engelliler Haftası. Bu hafta boyunca engellilik mevzuunun tüm yönlerine temas eden etkinlikler gerçekleştiriliyor, konuşmalar yapılıyor. Ve toplumsal hayatta kendini ifade şansını her zaman bulamayan engellilere, bu hafta vesilesiyle medyada da ‘pozitif ayrımcılık’ uygulanıyor.
Biz de sayfalarımıza ‘kalbi Kadıköylü’ olan ancak bedeni İstanbul’un bir başka köyünde, Mecidiyeköy’de yaşayan Memet Sefa Öztürk’ü konuk ediyoruz. Malum, İstanbul’un toplu taşıma araçlarında ‘sağlıklı’ kişiler bile rahatça seyahat edemezken, tekerlekli sandalye kullanan birinin bir yerden bir yere gitmesi daha da zorlaşıyor. O nedenle Memet Sefa’yı kendi semtinde ziyaret ederek, 35 yaşındaki felçli baletin yaşamına tanıklık ediyoruz.
Bu habere konu olan hikâyesi, bundan tam 10 yıl önce, 2006 yılında başlıyor. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Klasik Bale Bölümü’nden mezuniyet gecesinde (o zamanlar ikamet ettiği Hasanpaşa’daki evine dönerken) korkunç bir kaza geçiriyor. Belden aşağısı felç oluyor, yürüme yeteneğini kaybediyor ve hayatının geri kalanına tekerlekli sandalye ile devam etmeye başlıyor.

‘SEN GERÇEK BİR DANSÇIYSAN...’
Memet Sefa kaza anını, sonrasını, isyanını, yaşadığı acı günleri, bugüne dek verdiği röportajlarda onlarca kez, tüm ayrıntılarıyla anlattığı için, ona aynı şeyleri yine yeniden sormaktan imtina ediyorum. Onun bugünü ve geleceğe dair hayallerini duymak istiyorum. Tedavi sürecinden sonra tekrar dans yaşamına dönebilecek cesareti ve azmi nasıl yaratabildiğini soruyorum. ‘Annem sayesinde…’ diyor. Hastanede kendime gelişinden sonra 2 yıllık bir anlama ve düşünme süreci geçirmiş. O günlerde en büyük destekçilerinden biri annesiymiş; “Bir gün annem bana dedi ki ‘Eğer sen gerçek bir dansçı isen tekerlekli sandalye ile de dans edersin…’ Annemin bu motivasyonu, beni bu gerçeğe inandırmasıyla ben de ikna oldum ve izleyiciyle, tekerlekli sandalye ile nasıl buluşabilirim diye düşünmeye başladım.” 2009’da İzmit Şehir Tiyatroları’ndan gelen bir rol teklifini kabul etmesiyle sahnelere dönmüş. Hem de ilk aşamada dansçı değil oyuncu olarak; “Engelli olarak seyirci karşısına nasıl çıkacağıma dair endişelerimin kırıldığı noktaydı o…” 2012’de ardından Memet Sefa’ya İngiltere merkezli CanDoCo adlı dans topluluğundan, engellilere yönelik bir dans eğitim videosunda yer alması için teklif geliyor. Büyük bir hevesle kabul ediyor. Londra’ya giderek çekimlere katılıyor. Bu projeden sonra da dans hayatına artık iyice geri dönmüş oluyor.

‘UTANILACAK BİR ŞEY Mİ?’
Tam da bu noktada aklıma ‘tekerlekli sandalye ile dans eğitimi’ mevzusu takılıyor. Türkiye’de böyle bir eğitim var mı acaba? Memet Sefa yanıtlıyor; “Yok böyle bir eğitim. Ben verebilirim, vermek de isterim. Ama bunu talep eden tekerlekli sandalye kullanıcısı da, böyle bir eğitim vermeyi düşünen kurum da yok. Çünkü o çok ‘ünlü’ dans kursları, adının ‘sakatlara dans dersi veren okul’ diye anılmasını istemiyor! Sosyo-kültürel seviyesini ayağa düşürmek istemiyor!”
Memet Sefa bu konuda oldukça sitemkar ve hatta kızgın. Zira ona göre toplumun engelliler konusundaki yaklaşımı ‘ikiyüzlü’; “Lafa gelince herkes engellik ayıp değil, onlar da toplumu parçası’ gibi laflar ediyor. Klişe sözler söylüyorlar ama beyinleri de ruhları da o sözleri esasen sindirmemiş. İş icraate gelince, bir engelliyi işe almaya, onunla bir proje yapmaya gelince ‘Aman, sakat mı? Bizden uzak dursun ya..’ deniliyor çoğunlukla.” Peki böyle bir ortam ve zamanda, bu ülkede Engelliler Haftası diye bir hafta olması Memet Sefa’ya ne ifade ediyor? “Bedensel handikap yaşayan insanların bu kadar unutulduğu bu toplumda, yılda 1 hafta olsun dikkat çekmek adına işlevsel olabilir. Ama mesela ben İngiltere’de yaşıyor olsaydım bu hafta bana bir şey ifade etmezdi. Çünkü oradaki hayatta kendimi zaten engelli hissetmiyorum, hissettirilmiyorum ki!”

ENGELLİLER SİNEMADA…
Dans projelerinin yanı sıra, Memet Sefa Öztürk, bugünlerde farklı bir heyecan içinde. Zira bir de sinema filminde rol aldı. Türkiye’de engelliler için engelliler tarafından yapılan ilk film olma özelliğini taşıyan “Adım Adım: Işığa Giden Yol” da, diğer 4 engelliyle birlikte kendi hikayesini kendi oynadı. 6 Mayıs Cuma günü, Engelliler Haftası’nda vizyonda olacak film onun için çok mühim; “Bu film hem benim hem diğer engelli arkadaşlarımın hayatını anlatıyor. Haldun Dormen, Asuman Dabak gibi isimlerle rol almak çok güzeldi. Gerçek engelli kişilerin rol alması da bir ilk. Bugüne dek filmlerde hep sağlam oyuncular, kör ya da sakatları oynadı. Engelliler arasında oyunculuğa yetenekli hiç mi kimse yoktu bugüne dek? İllaki vardır. Demek ki fırsat verilmemiş. Bu film bu duvarı yıktı...”

DANS SANDALYESİNE KAVUŞACAK
Peki Memet Sefa’nın geleceğe dair hayalleri ne? Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun lisanslı dansçısı olan balet, geçtiğimiz günlerde Antalya’daki Tekerlekli Sandalye Dans Türkiye Şampiyonası’nda birinciliği kazandı. Amacı paralimpik olimpiyatlarda Türkiye’yi temsil etmek. Daha iyi dans edebilmek için bir dans sandalyesine ihtiyacı var ki bunun teminini de Adım Adım'ın yapımcısı Mine Vargın sağlayacak. Yeni sandalyesine de kavuştuğunda, çok sevdiği dansa daha sıkı sarılacak. Seyircilere, ‘felçli olsan da dans edebilirsin, asla pes etme’ mesajını vermeye devam edecek bedeni ve ruhuyla...

KADIKÖYLÜ İZLEYİCİYE ÇAĞRI
Ben eski bir Kadıköylüyüm. Öğrencilik yıllarımda bale okurken okulum Rıhtım’daki o pembe binaydı. Hasanpaşa’da 8 yıl yaşadım ta ki başıma bu kaza gelene kadar. Felç olduktan sonra, asansörlü veya bahçeli bir ev bulamadığımız için çok sevdiğim Kadıköy’den ayrılmak zorunda kaldım. Kadıköy, aydın ve Cumhuriyetçi yüzüyle Kadıköy bence.  Kendimi orada iyi hissediyorum. Kadıköy’ün vizyonu geniş halkından Adım Adım filmimizi izlemelerini rica ediyorum...

ARŞİV