'Yeldeğirmeni Cihangir olmasın!'

Yeldeğirmeni’nin kendine has rahatlığı sanatçıları mıknatıs gibi çekiyor. Ancak konut fiyatlarındaki artış sanatçıları buradan gitmeye zorluyor. Semt sanatçıları, “Burası bir Cihangir olmamalı” diyor.

06 Kasım 2014 - 16:15
Aysel KILIÇ

Yeldeğirmeni, son yıllarda Kadıköy’ün öne çıkan semtlerinden. Kadıköy’ün en eski ve tarihi bölgelerinden Yeldeğirmeni, günümüze kadar gelen tarihi dokusu, ve kendine özgü mahalle kimliğini yaşatan özgün bir semt. Kadıköy Belediyesi’nin, Ağustos 2010’da başlattığı Yeldeğirmeni/Rasimpaşa Mahalle Canlandırma Projesi kapsamında de semtin alt yapısı yenileniyor, tarihi eserler restore ediliyor, cephe düzenlemeleri yapılıyor, etkinlikler ve atölye çalışmaları düzenleniyor. Semtteki bu gelişmeler, son yıllarda Yeldeğirmeni’ni bir sanat-kültür merkezine dönüştürmeye başladı. Yeldeğirmeni’nin hemen hemen her sokağında bir sanat atölyesi var. Ressamından heykeltıraşına kadar herkes adeta soluğu burada almış. Semtin kendine has rahatlığı, genç sanatçıları da mıknatıs gibi çekiyor. Üniversiteli ya da yeni mezun olan gençler sanatlarını burada var etmeye çalışıyor. Ancak son zamanlarda konut fiyatlarındaki hızlı artış, sanatçıların hem barınma hem de atölye açma önünde engel oluşturuyor. Semt sanatçıları, “Kiralar yükselmeye devam ederse buradan da gitmek zorunda kalacağız” diyor.
Tunca Apaçlı, Eren Güler ve Timuçin Gözaydın hem birlikte ev tutmuşlar hem de evin bir gözünü atölyeye dönüştürmüşler. Heykel sanatı üzerine çalışan gençlerin atölyesi Recaizade Sokak’ta. Üç genç daha ekonomik koşullar yaratmaya çalışsa da, yüklü miktarda kira ödemek, sorun olmaya devam ediyor.  Eren Güler, “İşte sanatçının sıkıntısı burada başlıyor” diyor ve ekliyor, “Sanatçıların bu semte gelmesinin temel nedeni kiraların uygun olmasıydı ama biz geldik kiralar arttı.  Böyle olunca sanatçı ve sanat burada barınamaz.”
Heykel sanatı dışında başka işler yaparak geçimlerini sağlamak zorunda olduklarını söyleyen Tunca Apaçlı da Yeldeğirmeni’nin bugüne kadar sanatçı için alternatif bir yer olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:  “Sanatın özgür olması gerekiyor. Yeldeğirmeni bu anlamda rahat bir yer. Fatih gibi muhafazakâr bir yerde atölye açamayacağın gibi Cihangir’de de açamazsın. Bir zamanlar sanatın yeri Cihangir’di ama oralar pahalılaşınca sanatçılara yaşam alanı kalmadı.  Yeldeğirmeninin de Cihangir gibi olmasını istemiyoruz. Hükümetin  politikaları da çok etkili. Belki de 4-5 yıl sonra buralarda da barınamayacağız!”
“DEVLET SANATÇIYI DESTEKLEMELİ”
Gençlerin atölyesinin karşı çaprazındaysa Yücel Kale Heykel Atölyesi var.  Yücel Kale, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun.  İnsan figürü heykeller yapan Kale, bir yıldır Yeldeğirmeni’nde. Kale de genç meslektaşları gibi atölyeye bir sanatçının kazancını aşacak kadar kira veriyor.  Kale, “Sanat, para kazanmak için yapılan bir iş değil. Böyle olunca hayatımızı idame ettirmemiz zorlaşıyor. Devletin ve kurumların sanatçıyı desteklemesi lazım. Bu destek olmayınca, her türlü krizden ilk etkilenen sanatçı oluyor” diyor. Kale’nin dikkat çektiği bir başka sorun da sergi açmak: “Ressam ve heykel alanında mezun olan çokça genç sanatçı var. Bu sanatçıların hepsinin sergi açma imkânı yok.  Bağımsız ve alternatif sergilerin açılması için olanaklar oluşturulabilir.”
“YELDEĞİRMENİ DE GİDERSE NE YAPARIZ?”
Yurttaş Sokağı’na girdiğimizdeyse tellerden yapılmış rengârenk heykeller ve kostümlerle süslenmiş vitrin karşımıza çıkıyar. Bu heykeller sadece vitrine değil, eski binaların yer aldığı sokağa da hayat vermiş. Leyla Okan Atölyesi, görenlerin uğramadan geçmeyeceği bir yer. Okan hem resim çiziyor hem de tellerden, kumaşlardan,  tahtadan heykel yapıyor. 25 yıldır sanat üreten Okan, “Sanat alternatif bir yaşam biçimidir” diyor.  Okan’ın Yeldeğirmeni’yle tanışması çok eski değil. “Moda atölye açmak için çok pahalı bir yerdi, bu nedenle buraya geldim” diyen Okan, kısa sürede burayı çok sevmiş.  “Çok çabuk Yeldeğirmenli oldum, çok seviyorum burayı.  Komşular, esnaf, herkes çok sıcak ve çok renkli bir yer.”  Okan, diğer meslektaşları gibi kira sorununu şu cümlelerle ifade ediyor: “Cihangir’di, Galata’ydı, Moda’ydı derken şimdi sanatçılar Yeldeğirmeni’ne geliyor. Diğer yerlerde hayat çok pahalı ve yaşam olanağı yok.  Geçen günlerde bir sanatçı arkadaşımla konuşuyorduk, ‘Peki Yeldeğirmeni’nde de kiralar artarsa nereye gideceğiz, ne yapacağız?’ dedik.  Sanatın özgürce yaşaması için birtakım olanaklar sağlanmalı, sanatçıların elinden tutmalı.”
“YELDEĞİRMENİ SANATIN YERİ”
Karakolhane Caddesi’nin sonuna doğru yürüdüğümüzdeyse, sol tarafta, 95A numaralı eski bir binanın alt katında ufacık bir atölye çıkıyor karşımıza. Atölyenin kapısını araladığımızda, masa başında çalışan genç bir kadının sıcak selamıyla karşılanıyoruz Damla Özdemir, kolaj sanatı yapıyor. Özdemir Yeldeğirmeni’ni çok seviyor: “Yaklaşık bir yıldır buradayım, mahalleyi kendi evimmiş gibi seviyorum” diyor ve  şöyle devam ediyor:  “Yeldeğirmeni sanatın yeri. Sanat yapmak için burada her şeyi bulmak mümkün. Malzeme satan yerler çok uygun olduğu gibi, mahalleli de çok dost canlısı ve sanata meraklı. Biz bu mekânı bulduğumuzda dükkân sahibi ve emlakçı bizi çok destekledi. Burayı atölye yapacağımızı duyunca çok mutlu oldu.  ‘Biz mahallemizde daha çok sanat atölyesi olmasını istiyoruz, kapımız size açık’ dediler.  Desteklerini esirgemediler.”
Damla Özdemir de konuştuğumuz diğer sanatçılar gibi pahalılığa dikkat çekiyor:  “Burası kültür sanat alanında yeni yeni gelişiyor. Ama sanatın gelişmesi için birtakım engeller de var. Mesela, kiraların bir anda fırlaması bu sorunlardan biri. Belki yetkililer bu anlamda genç sanatçılara imkânlar sunabilir.”
“MAHALLELİ SANATÇIYA SAHİP ÇIKIYOR”
Semtin her sokağı sanat üretiyor. Uzun Hafız Sokak’ın 47 numaralı apartmanın zemin katında ise Zafer Erkan Resim Atölyesi var. Zafer Erkan, Marmara Güzel Sanatlar’dan mezun ve kendisini sanatına adamış. Erkan, “Mahalleli sanatçıya sahip çıkıyor, burada bir sorun yok. Ama Kadıköy, sanatı halkla buluşturacak sokak festivallerine ev sahibi yapmalı. Sanatçının yaşam alanları yok olmaya mahkûm, bunun önüne geçmek için biran önce harekete geçmeli” diyor. Sanatçıların temel sorununun aynı olduğunu, ekonomik sorunların sanat yapmanın önünde engel olduğunu söyleyen Erkan,  “Başka yerde yaşam bulamayan sanatçılar Yeldeğirmeni’ne geliyor ama burada hayat pahalılaşınca gidecek yer bulamayacak. Sanatçılar, ürünlerini sergileme alanı bulmada da zorlanıyor.  Yerel yönetimler bu konuda sanatı destekler adımlar atabilir” diyor. 

ARŞİV