"100. Yılda Türkiye'nin Demokrasi Karnesi"

Gazeteci yazarlar Barış Pehlivan, Timur Soykan, Aytunç Erkin, Barış Terkoğlu ve Murat Ağırel, “Cumhuriyet’in 100. Yılında Türkiye’nin Demokrasi Karnesi” başlıklı söyleşisinde CKM’de Kadıköylülerle buluştu.

27 Kasım 2023 - 13:38

Gazeteciler Barış Pehlivan, Timur Soykan, Aytunç erkin, Barış Terkoğlu ve Murat Ağırel, Kadıköy Belediyesi’nin organize ettiği söyleşide, Cumhuriyet’in 100. Yılında Türkiye’nin Demokrasi Karnesi”ni konuştu. Caddebostan Kültür Merkezi’nde (CKM) gerçekleşen söyleşiye, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı da izleyici olarak katıldı.

“ATATÜRK’Ü BİÇİMLENDİRMEYE BAŞLAYACAKLAR”

Her şeyin parayla satın alındığını ve bir ay önce Atatürk’ü ve Cumhuriyeti de parayla satın almaya başladıklarını savunan Barış Pehlivan, “Senden daha Atatürkçüyüm, Cumhuriyetçiyim, bayrağa daha saygılıyım diyorlar, bizim hafızasızlığımıza oynuyorlar” şeklinde konuştu. Pehlivan, “Çünkü Atatürk’ü ve Cumhuriyet’i biçimlendirmeye başlayacaklar, sizin elinizdeki en değerli şeyleri almaya başladılar” dedi. 

“SUÇSUZ YERE İÇERİDE YATAN ÇOK İNSAN VAR”

100’üncü yılın son 21-22 yılında düzenli olarak yargı sistemini konuştuklarını söyleyen Pehlivan, “İktidar yöneticileri, her zaman ‘infaz sistemi değişmeli’ diyor. Bence de değişmeli gerçekten suçsuz yere içeride yatan çok insan var, sadece politik tutuklular değil başkaları da var. Ama meseleyi bir mahkumun ne kadar yatacağı üzerine indirgerseniz, bu ülkede suçu bitiremezsiniz” dedi. 

CUMHURİYET NEYDİ?

Timur Soykan, “Cumhuriyetin 100 yılının sonunda, maalesef onu hakkıyla taşıyamadığımız, büyütüp, geliştiremediğimiz ve çocuklara emanet edemediğimiz bir noktadayız. Cumhuriyet neydi; kalkınmaydı, fabrikalar kurmaktı, iş bulmaktı son 20 yılda bunların hepsi satıldı ve satıldığı fiyatın üzerinde onlarca kat borçlanıldı, ülkenin bütün kaynakları yağmalandı” dedi. Cumhuriyet’in eğitim ve Köy Enstitüleri olduğunu dile getiren Soykan, “Biz, Anadolu’nun ücra noktalarına haber yapmaya gittiğimizde, yıkık binaların içine girdiğimizde piyonalar ve kemanlar vardı. Çocuklarımıza bilimi ve sanatı öğrenmesi ve o kuşakların da bütün Türkiye’de köy köy dağılıp, bilimi ve sanatı yaymasıydı Cumhuriyet” şeklinde konuştu. Soykan, “Son 20 yılda, bütün okullar imam hatip oldu, evrim artık okutulmuyor okullarda. Seküler ve laik olmak 250 bin TL’ye çocuğunu özel okula göndermeyi gerektiriyor. Artık devlet okuluna çocuğunun teslim edemediğin bir noktaya geldin” dedi.  

YARGI

Cumhuriyet’in kurulduğu dönemde, adalet sisteminin inşa edildiğini ve Atatürk ile devrimler yapan arkadaşlarının kuvvetler ayrılığını istediklerini söyleyen Soykan, “Devletin denetleme sistemleri olmalı ki, bu iktidarı ele geçirenler suistimal etmesin, kolay kolay suç işleyemesinler” şeklinde konuştu. 100’üncü yılda ise yargının parayla satıldığı bir bataklığın içinde olunduğunu vurgulayan Soykan, yargının yolsuzluk sisteminden çıkış için ve bu yönetim biçiminden halkı koruyabilecek tek dayanak olduğunun altını çizdi. 

ATATÜRK’ÜN RESMİNİ ASMADILAR

Soykan şu şekilde konuşmasına devam etti: “Bu ülkenin 100’üncü yılı yok edilmek istendi. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılını gölgelemek için her tarafa Erdoğan’ın resimlerini astılar, Atatürk’ün bir tane resmini asmadılar. Her tarafa, Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Kürsüsü’nde, hızlı trenin önünde resimlerini astılar, ‘Türkiye Yüzyılı’ dediler. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusunu 100’üncü yılda gizleyerek örtmeye çalıştılar. Ama bu halk ne yaptı biliyor musunuz, bu sadece Kadıköy’de de olmadı, halk bayraklarını camlara balkonlara asarak Cumhuriyet’e sahip çıktı”.

KARŞI DEVRİM SÜRECİ

Aytunç Erkin, Türkiye’nin 1940’lardan sonra karşı devrim sürecine girdiğini söyledi. Erkin, “Türkiye 1950’lerle birlikte Demokrat Parti süreciyle; tarikatlar, cemaatler ve Amerikan emperyalizmi dediğimiz o yapılarla işbirliği içine girerek, karşı devrim sürecine girmiştir. AKP bunun ürünüdür, bizim son yaşadığımız 20 yıl, 1950’lerin pratiğidir” dedi. Erkin, Türkiye’yi ekonomik, adalet ve siyaset anlamında bağımsızlık anlayışının kurtaracağını kaydetti.

“BENİM İÇİN CUMHURİYET…”

Barış Terkoğlu, “Babam 14 yaşında Urfa Siverek’ten İstanbul’a gelmiş, çalışmaya başlamış ve çocuğunu iyi okullarda okutabilmiş. Biz okullarda, parasız yatılı okuduk ve devlet bize her altı ayda bir gömlek, ayakkabı, pantolon, ceket verirdi. Onları her üzerime giydiğimde ‘bizim Cumhuriyet’e borcumuz var, bu gömleğin parasını biz ödeyeceğiz’ derdim” şeklinde konuştu. Terkoğlu, “Benim için Cumhuriyet, yoksul bir aile çocuğunun, İstanbul’da fırsat eşitliliğini yakalayabilme imkanı vermesidir” dedi. 

VAHDETTİN KÖŞKÜ

Terkoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ekim’de Cumhuriyet’in 100’üncü yılında donanmayı Vahdettin Köşkü’nden selamlaması hakkında şöyle konuştu: “Cumhuriyet’in önemli kazanımları olan, donanmayı Vahdettin Köşkü’nden selamladı. İngiliz donanması ile kaçmış bir padişahın adını taşıyan, köşk olduğu için söylemiyorum sadece, korktukları için Türk Donanma’sını Haliç’e hapsetmiş bir saltanat kuşağından geldiği için de bunu söylemiyorum. Sanılıyor ki Vahdettin Köşk’ü sadece Vahdettin Köşk’ü, hayır değil. Gitmeden önce cariyesinin üzerine yapmıştır. Kendisi Vahdettin Köşk’ünden selamlamadı, Vahdettin’in cariyesinin üzerine yaptığı köşkten selamladı.”  

“İSLAMİ USULLERE GÖRE SOYULUYORUZ”

Murat Ağırel, “Muhteşem bir ülkede yaşıyoruz, yer üstü ve yer altı zenginlikleriyle inanılmaz zengin bir ülkede yaşıyoruz ama eşit dağıtılmıyor. Hepimiz ay sonunu getirebilmek için, cebimizdeki parayı kılı kırk yararak hesap yapıyoruz” şeklinde konuştu. Zor zamanlardan geçildiğini kaydeden Ağırel, “Karşımızda öyle bir güruh var ki, ahlaksızlıktan ve adaletsizlikten beslenir hale gelmişler” dedi. Ağırel, “Biz 22 yıldır, İslami usullere göre soyuluyoruz” şeklinde konuştu.

Söyleşinin ardından Barış Pehlivan, Timur Soykan, Aytunç Erkin, Barış Terkoğlu ve Murat Ağırel, Kadıköy Belediyesi Kültür Yayınları Kitabevi’nde kitaplarını imzaladı. 

 

ARŞİV