Yeldeğirmeni’ndeki Osmangazi İlkokulu 100. yaşını kutluyor.Ancak 100 yıldır eğitime ev sahipliği yapan okul, öğrenci azlığı nedeniyle kapanma tehlikesiyle karşı karşıya!
Semra ÇELEBİ
Fotoğraflar: Harika Şebnem KARABIYIK
Denize inen sokakları, geniş avlulu tarihi apartmanları, her dinden ve dilden insanlarıyla sadece Kadıköy’ün değil İstanbul’un da en özel mahallelerinden olan Yeldeğirmeni, tarihi okullarıyla da dikkat çekiyor. Bunların başında Osmangazi İlkokulu, Gazi Mustafa Kemal Ortaokulu ve Kemal Atatürk Anadolu Lisesi geliyor. Her biri, Yeldeğirmeni’nin tarihi ve kültürel kimliğini yansıtan, hikâyeleriyle yaşayan binalara sahip.
1914 yılında Haydarpaşa Gar binasının yapımında çalışan Alman mühendis ve mimarların, kendi çocuklarının eğitimi için yaptığı Osmangazi İlkokulu, bu yıl 100. yaşını kutluyor. Ancak 100 yıldır eğitime ev sahipliği yapan okulun, öğrenci azlığı nedeniyle kapatılması gündemde.
4 YELDEĞİRMENİ’NDEN BİRİ OKUL BAHÇESİNDEYDİ
Bu nedenle okul yönetimi ve Yeldeğirmeni Dayanışması’nın işbirliğiyle, Yeldeğirmeni’nde yetişen Kadıköylü mimar Arif Atılgan’ın katıldığı bir söyleşi düzenlendi.
20 Şubat Perşembe günü okulda gerçekleşen söyleşide Atılgan, kendisinin de okuduğu Osmangazi İlkokulu’nda çocuklarla, velilerle ve öğretmenlerle buluşmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi ve okulun tarihini anlattı.
Yeldeğirmeni ve Haydarpaşa’nın tarihi ve mimarisini anlatan iki kitabı bulunan mimar Arif Atılgan, önce mahalleye neden Yeldeğirmeni adının verildiğini anlattı. Osmanlı zamanında rüzgârı bol olan mahalle sınırları içinde dört tane yel değirmeni olduğunu belirten Atılgan, bu değirmenlerden birinin de okulun bahçesi içinde bulunduğunu ancak semte adını veren yel değirmenlerinden iz kalmadığını vurguladı.
ÜLKENİN İLK TÜRK KOLEJİ
Osmangazi İlkokulunun tarihi hakkında ise şu bilgileri verdi: “Haydarpaşa’yı inşa eden Alman mühendis ve mimarlar buralarda yaşıyorlarmış. Kendi çocukları için bu okulu yapma ihtiyacı hissetmişler ve burayı Alman Okulu olarak yapmışlar. Daha sonra Almanlar buradan gitmiş ve 1. Dünya Savaşı sonrası İngilizler gelmiş. O zaman da Osmanlı-İngiliz Okulu olarak eğitime devam etmiş. İngilizler de 1935 yılında gittikten sonra tamamen Türk Okulu olmuş.”
Mimar Arif Atılgan, kolej eğitimi veren Alman Okulu’nun Almanlar ve İngilizler’den sonra da kolej vasfını bir süre devam ettirdiğini dolayısıyla okulun ilk yıllarında ülkenin “ilk Türk koleji” olarak eğitim verdiğini belirtti. 1950 yılında “Osmangazi” adını alan okulda okuduğu yılları da anlatan Atılgan, arabaların çok az olduğu o dönemde sokakların oyun alanları olduğunu ve okula da yürüyerek gidip geldiklerini söyledi.
BU OKUL TAM BİR MAHALLE OKULU
“Gördüğüm kadarıyla sizler de aynı semtte oturuyorsunuz ve evinizden buraya yürüyerek gidip geliyorsunuz. Bu gösteriyor ki aslında hala doğru eğitim veren ve doğru çalışan bir okul burası” diyen Arif Atılgan, mezun olduğu 1959 yılına göre öğrenci sayısının hayli azaldığını gördüğünü söyledi.
Bilinçli olarak “maddi olanakları düşük ailelerin çocuklarının bu okula gönderildiği dolayısıyla da eğitimin kötü olduğu” söylentisinin yayıldığını ve mahalle halkının da bu nedenle başka semtlerdeki okullara çocuklarını gönderdiğini duyduğunu belirten Atılgan, böyle olmadığını çevreye anlatmak gerektiğini ifade etti.
Atılgan, “Sağolsun müdür bey beni çok değerli biri olarak takdim etti ama bu okuldan mezun olan, çok iyi işler başarmış, önemli sıfatları olan onlarca arkadaşım var. Onlarla da bir etkinlik düzenleyerek, tanıtımını iyi yaparak bu okulun kapanmasını engelleyebiliriz” dedi.
Mimar Arif Atılgan daha sonra çocukların sorularını yanıtladı.
MÜDÜR MURAT AYDIN: “BÖLGENİN ÖZEL OKULU DİYEBİLİRİZ”
Okulun iki yıldır müdürlüğünü yapan Murat Aydın, göreve başladığı günden itibaren okulda yenilikler yapmış. Öğrenme güçlüğü çeken çocukların, dar gelirli velilerin eğitim aldığı bir merkez haline getirmiş. Ancak sayısı 150’nin altına düşen okullarda müdürlük normu düştüğü için başka bir okula tayin edilmiş. Osmangazi İlkokulu şimdi geçici görevlendirmeyle gelecek yeni müdürünü bekliyor.
114 öğrencisi ve sınıf başına düşen ortalama 25 öğrencisiyle “mahallenin özel okulu gibi” tanımlamasını yapan müdür Murat Aydın, 100 yıllık binanın artık çürümeye başladığını, ciddi bir tadilattan geçirilmesi gerektiğini belirtiyor. İki yıl önce yaptıkları tadilat müracaatının şu anda Anıtlar Kurulu’nda olduğunu belirten Aydın, “Duvarlar su çekiyor, bina çürüyor. Bu yüzden bir an önce yapılması lazım. Tabi yenilendikten sonra nasıl kullanılır, tekrar okul olarak kullanılır mı bilmiyoruz. Öğrenci sayımız çok az. 100’ün altında öğrencisi olan bir okulu ayakta tutarlar mı çekincelerimiz var” diyor.
Kendilerine okulun kapanacağına dair resmi bir yazı gelmediğini de vurgulayan müdür Aydın, “Tadilat başlayınca mecburen öğrenciler başka bir okula nakledilecek. Ancak okul yenilendikten sonra, giderek bir çekim merkezi haline gelen Yeldeğirmeni’ndeki bu tarihi binada eğitime devam edilir mi bilemeyiz” diyerek tereddütlerini dile getiriyor.