Kriton Curi Parkı Gönüllüleri, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı için Kozyatağı Gönül Ülkü Gazanfer Özcan Sahnesi’nde, Avukat Celal Ülgen ile gazeteciler Barış
Terkoğlu ve Timur Soykan ile bir araya geldi.
BAĞIMSIZ TÜRKİYE’NİN TEMELİ
19 Mayıs’ın, Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı ve bağımsız Türkiye’nin temelinin atıldığı gün olduğunu hatırlatarak konuşmasına başlayan Ülgen, şu anki gündemin seçimler olduğunu belirterek, “En büyük tehlikemiz, psikolojide adına öğrenilmiş çaresizlik denilen o illetin ağına düşmektir, ‘biz ne yaparsak yapalım, adam kazanıyor’ demek bizim en büyük hastalığımız olur” şeklinde konuştu
DEVRİMLERİN DEVAMI İÇİN GENÇLERE ARMAĞAN
Barış Terkoğlu, Atatürk’ün 19 Mayıs’ta devrim hareketini başlattığını ve devrimlerin gençler tarafından devam etmesi için, 19 Mayıs Gençlik Bayramı’nı onlara armağan ettiğini ifade etti. Terkoğlu “Eğer devrimden söz edemiyorsanız 19 Mayıs’tan söz edemeyeceksiniz, devrimlerin kazanımlarından söz etmiyorsanız, Atatürk’ün fotoğraflarını asmayacaksınız. Çünkü Atatürk haşa Peygamber değil, haşa Mesih de değil. Atatürk bir devrimci, gücünü de hikayesini de kendi yazgısını da oradan alıyor” dedi.
ATATÜRK’E YAPILAN İKİ İHANET
Atatürk’e yapılan iki ihanet olduğunu vurgulayan Terkoğlu, “Biri karşıtlarının, düşmanlarının yaptığı ihanet, onlar Atatürk’ün fotoğraf karesini yalandan bir kutlama iki tane lafını kullanıyorlar ve bütün karşı devrimci değerlerini de ülkemize enjekte ediyorlar” şeklinde konuştu. İkinci ihanetin ise taraftarlarından geldiğini söyleyen Terkoğlu, Atatürk’ün içinin boşaltılarak bir heykele ya da bir fotoğraf karesine taşındığını, adeta yakaya takılan bir rozete dönüştürüldüğünü belirtti. Terkoğlu “Atatürk bir devrimciyse onu, devrim yaparak onun devrimlerini anlayarak ve o devrimler için mücadele ederek yaşatabilirsiniz” dedi.
“HEM İŞGALCİLERLE HEM DE HANEDANLA SAVAŞTI”
Timur Soykan “Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda hem işgalcilerle hem de İstanbul’u teslim eden, ilk fırsatta kaçmayı düşünen, idam fermanları imzalayan, işgalcilere karşı savaşanları hain ilan eden ve kendini ülkenin sahibi olarak gören hanedanla Vahdettin ile savaşıyordu” dedi.
Soykan sözlerine şöyle devam etti: “Kurtuluş Savaşı sürerken Türkiye Büyük Millet Meclisi açıktı. Hiçbir karar tepeden alınmıyordu, savaş meydanına rağmen Atatürk gidip Meclisi bilgilendiriyordu. Çünkü Atatürk ‘ben bu işgalcilerle işbirliği yapan hanedandan egemenliği alacağım ve halka vereceğim’ diyordu ve yaptı başardı. Atatürk bu ülkeden sarayları kaldırdı, saraylardaki egemenliği alıp millete verdi”.