2,5 milyon metrekarelik alan imara açıldı!

Sazlıbosna Barajı’nın yanında yer alan 2,5 milyon metrekarelik alan yapılaşmaya açıldı. Bölgede yapılaşmanın artırılmak istendiğini ifade eden Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Nuri Cem Ceylan, baraj havzasında yoğun yapılaşmanın içme suyu kaynaklarını ve tarım alanlarını tehdit ettiğini söyledi

26 Haziran 2025 - 15:25

TOKİ tarafından hazırlanarak Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne iletilen “Arnavutköy İlçesi, Sazlıbosna Mahallesi, Batı Kısım, Yenişehir Rezerv Yapı Alanının 1/5000 Ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Revizyon Uygulama İmar Planı” 10 Haziran’da onaylanarak 17 Haziran’da 15 gün süreyle askıya çıkarıldı. 253,5 hektar alanı kapsayan plan hakkında Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Nuri Cem Ceylan ile konuştuk. 

Büyük ölçekli rezerv alanlarında, çevresel, sosyal ve altyapısal sürdürülebilirlik açısından bütüncül master planlama ve koruma odaklı yaklaşımların esas alınması gerektiğini vurgulayan Ceylan, “Bu tür kısmi planlamalar, gelecekte kentsel dokuda plansız büyümeye, koordinasyon eksikliklerine ve en önemlisi doğal ekosistemin geri dönülemez tahribatına yol açma riski taşıyor. Yenişehir Rezerv Yapı Alanı, barındırdığı ekolojik değerler, su havzaları ve tarımsal niteliği itibariyle, yapılaşmaya açılmak yerine mutlak koruma statüsü ile ele alınması gereken bir bölgedir.” dedi.  

Planlama alanının İstanbul'un önemli içme suyu kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı havzasına yakın olmasının en kritik çevresel risk faktörü olduğunu kaydeden Ceylan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Yapılaşmayla birlikte beton ve asfalt yüzeyler de artacak.  Bu durum, yağmur sularının toprak tarafından emilimini azaltarak yüzey akışını artıracaktır. Kanalizasyon, kimyasal atıklar ve evsel atıklarla kirlenen yüzey sularının doğrudan baraj havzasına ulaşarak su kalitesini düşürme riski var.”

“Doğal toprak örtüsünün ortadan kalkması, yeraltı suyu seviyelerinin düşmesine ve barajın beslenme kaynaklarının azalmasına neden olacaktır.” diyen Ceylan, “Baraj çevresindeki ekosistemin bozulması, sucul biyoçeşitliliği ve genel ekolojik dengeyi olumsuz etkileyecektir.” şeklinde konuştu. 

DAHA ÇOK KONUT, DAHA FAZLA NÜFUS
İSKİ’nin plana karşıt görüşünün olumlu olduğunu vurgulayan Ceylan’a göre plan sınırları içinde mutlak ve kısa mesafeli koruma alanlarında hiçbir yapıya izin verilemez.  Ancak söz konusu planlarda bu alanların yapılaşmaya ve yerleşime açıldığı tespit edildiğini söyleyen Ceylan, “Havza Mevzuatına göre konut dışı yapılarda KAKS 0.25, özel eğitim ve özel sağlık tesisi alanlarında KAKS 0.40 değeri aşılamaz. Ancak planda, ticaret alanı için 1.20, konut dışı kentsel çalışma alanı için 1.50, özel sosyal tesis alanları için ise 1.25 oranında yapılaşma değeri önerildi. Bu koşullar havza mevzuatına aykırıdır. Havza mevzuatı ‘mutlak ve kısa mesafeli koruma alanında kalan yerlerde herhangi bir yapılaşmaya ve faaliyete izin verilmez.’ hükmündedir” diye konuştu. 

Son planları, 2021 yılında onaylanan İstanbul Yenişehir (Kanal İstanbul) 3. Etap İmar Planları ile karşılaştıran Ceylan, konut sayısının artacağı bölgede nüfus artışının da planlandığını ekledi. Ceylan, “Ayrıca plan notlarında ticaret+konut alanlarının maksimum yüzde 40'ının ticari olarak kullanılacağının tarif edilmesi, artırılan nüfusu gizlemek için kullanılan bir yöntem.  Konut oranı belirsiz bırakılarak daha fazla konut alanı yapılmasına imkân tanınıyor.” dedi.  

“YAPILAŞMANIN ÖNÜ AÇILIYOR”
Ceylan’a göre kamu alanlarının yapılaşmaya açılması, diğer geniş özel mülkiyet alanlarının da imara açılmasının önünü açıyor. Ceylan konuyla ilgili şunları paylaştı: “Planlama alanındaki yüzde 77’lik kısmın kamu mülkiyetinde bulunması projenin kamusal bir nitelik taşıdığını gösterse de yüzde 18'lik özel mülkiyet oranının varlığı, kamulaştırma süreçleri, mülkiyet transferleri veya hak sahipliği sorunlarını gündeme getirme potansiyeli taşımaktadır. Ancak bu durum, rezerv alanın bütününe bakıldığında daha büyük bir endişe kaynağı olarak görünüyor. Yenişehir Rezerv Yapı Alanı'nın genelinde, alanın yüzde 59,52'sine denk gelen 132 milyon 577 bin metrekare alan özel mülkiyettedir. Sazlıbosna'daki bu kamu alanlarının yapılaşmaya açılması, diğer geniş özel mülkiyet alanlarının da imara açılması ve yapılaşması için meşru bir zemin oluşturma potansiyeli taşıyor. Bu durum, mevcut doğal alanların ve özel mülkiyetteki arazilerin planlı bir dönüşümden ziyade, emsal teşkil eden bu kısmi planlarla hızla yapılaşmaya açılmasının önünü açabilir.” 

Planların “Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından yürütülen “250 Bin Sosyal Konut Projesi” kapsamında hazırlandığını söyleyen Ceylan, “Ancak planda kişi başı 50 metrekare konut alanı öngörülerek, ortalama 3 kişilik bir hanehalkı için 150 metrekare konutlar yapılacağı belirtiliyor. Ortalama bir sosyal konutun 75 metrekare olduğu düşünüldüğünde, bu konutların sosyal konut olmadığı açıkça görülüyor. Ayrıca DİSK-AR Asgari Ücret Araştırması 2025’e göre ülkenin yüzde 80'inin asgari ücretin iki katından az kazandığı düşünüldüğünde, bu konutların ücretlerinin ne kadar olacağı ve kimler tarafından alınacağı önemli bir soru işaretidir. Son beş yılda TOKİ'nin alt-yoksul gelir grubuna yönelik konut üretiminin toplam üretimin yalnızca yaklaşık yüzde 2,5'ini oluşturmuş olması, sosyal konut politikasının asli hedef kitlesi olan alt gelir grubunun kapsam dışı bırakıldığını ve barınma hakkının mülkiyet ve piyasa koşulları üzerinden yeniden tanımlandığını gösteriyor.” diye konuştu.


ARŞİV