3 davalı özelleştirme kararı

Alanda 33 türden 266 ağacıyla Kadıköy’ün nefes alma noktalarından biri olan Erenköy’deki Tarım İl Müdürlüğü arazisinin özelleştirilme kararına karşı 3 dava açıldı.

04 Aralık 2014 - 14:30
Alanda 33 türden 266 ağacıyla Kadıköy’ün nefes alma noktalarından biri olan Erenköy’deki Tarım İl Müdürlüğü arazisinin özelleştirilme kararına karşı 3 dava açıldı
 

Gökçe UYGUN
 
 
Kadıköy’ün son yeşil alanlarından, Bağdat Caddesi üzerinde bulunan İstanbul İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün (Tarım İl) bulunduğu 22 bin metrekarelik arazinin özelleştirme kapsamına alınmasına tepkiler sürüyor.
Kadıköy Belediyesi, Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) ve Türkiye Kamu Çalışanları Konfederasyonu (Kamu-Sen)  de arazinin özelleştirilme girişimine karşı yargı yoluna başvurdu. Özelleştirme sürecini, “rantın, kamu yararına tercih edildiği bir süreç” olarak niteleyen Kadıköy Belediyesi, arazideki ağaç dokusunun korunabilmesi için buranın “Doğal sit alanı” ilan edilmesini ve özelleştirme kararının iptalini istiyor. Davada savunma veren Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) ise Kadıköy Belediyesi’nin bu konuda dava açma yetkisi olmadığını ve “dava dilekçesine göre dava konusunun açıkça anlaşılmadığı”nı iddia ediyor. ÖİB’ye göre, bağcılık ve dut fidanı yetiştirilmesi için vakfedilen arazi bugün Bağdat Caddesi gibi trafik ve yaya yoğunluğunun fazla olduğu bir alanda yer aldığından tarımsal amaçla kullanılması mümkün değil.
“İSTANBUL NEFES ALAMAYACAK”
Ziraat Mühendisleri Odası da belediye ile aynı istemle dava açtı. Satılmasına karar verilen Türkiye genelindeki taşınmazların (Tarım İl dahil) satış gerekçesi bulunmadığına dikkat çekilen dava dilekçesinde, “Bu arazilerin satışından sonra yapılacak imar planı değişikleri sonrasında konut ve işyeri alanına dönüşeceği de kesindir. Oysa büyük şehirlerde yeşil alan yerler, yalnızca Hazine’ye ait yerlerdir.  Bunları da satıp bitirdiğinizde, örneğin İstanbul’da nefes alınacak bir yer kalmayacaktır. Bugüne dek zaten pek çok alan bu şekilde satılmış ve alıcısını zengin etmiştir.  (...) Kamu spotlarıyla toprakları koruduğunu sanan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, ne üzücüdür ki kendi arazilerine sahip çıkamıyor” deniliyor.
GIDA GÜVENLİĞİNE TEHDİT’’
ZMO İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, “Bu arazi, son derece düşük bir değerle satışı gerçekleştirildikten sonra diğer örneklerinde görüldüğü üzerine ya AVM ya da gökdelen kurulacak. Her iki şekilde de artacak nüfus, oluşturacağı trafik ile Bağdat Caddesi'ni yaşanmaz bir yer haline getirecek” öngöründe bulundu. Atalık, İstanbul Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün gerek gıda güvenliği, gerekse tarım ürünleri ithalatı ve ihracatı dolayısıyla tüm ülke çapında en önemli kurum niteliğinde olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:
“Satışı sonrası bu Müdürlüğün konumlandırılacağı yer üzerine herhangi bir bilgi de çalışma da bulunmuyor. Bu Müdürlüğün, şu anda olduğu gibi kentin merkezi bir yerinde konumlandırılabilmesi mümkün gözükmemektedir. Gidebileceği tek yer varoşların da ötesidir. İstanbul'un her yerinin ‘kupon arazi’ kategorisinde olduğu bir anlayışta, geriye çalışma şekline uymayacak, birbirinden kopuk olarak kiralanan apartman dairelerinden başka alternatif kalmayacaktır. Çalışma şeklinde meydana gelecek her aksayış, İstanbul'un gıda güvenliğini tehdit edecektir. Bu tehlikelerin farkında olan meslek odaları ve yöre halkı bu arazinin mevcut haliyle kalmasını talep ediyor, etkinlikler düzenliyor, imza kampanyaları yürütüyor. Biz de buranın tarımsal amacı doğrultusunda kullanılması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.”
“YEŞİL ALAN GASPI”
Özelleştirmeye dava açan bir başka kurum da Türkiye Tarım Orman Gıda Hizmet Kolu Görevlileri Sendikası. Sendikanın İstanbul Şube Başkanı, aynı zamanda Kadıköy Kent konseyi üyesi olan ziraat mühendisi İ. Okay Yıldırım, satışı istenen Tarım İl’de görev yapan bir gıda kontrolörü.
39 ilçe müdürlüğünün bağlı bulunduğu, yaklaşık 700 personelin görev yaptığı İstanbul İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün İstanbul’un, Kadıköy gibi çok müstesna bir ilçesinde konuşlandığını anımsatan Yıldırım, “Bu araziyi asıl değerlendiren, yeşil bir alan olmasıdır. Kadıköy’ün, İstanbul’un en yeşil  ilçesi olduğunu göz önüne alırsak, bu özelleştirme sürecinde bizim önceliğimiz bu yeşil alanın korunması… Bizim için hassas nokta yeşil alan gaspı ve Toprak Koruma Kanunu’nun ihlalidir” diyor.
Mihrimah Sultan’ın “tarım yapılsın” şerhinin ahlaki ve hukuksal bir değer taşıdığını da vurgulayan Okay Yıldırım, “Bu binanın, ulaşım kolaylığı dikkate alınınca, yerinin değiştirilmesi, buradaki hizmetin aksamasına neden olacaktır. Biz, kamuya ait yerlerin, kamunun elinde doğru kullanımından yanayız” diye konuşuyor.
TARIM NÖBETİ BAŞLADI 
Mahalle sakinleri, sivil toplum örgütü temsilcileri ve çevre mahallelerin muhtarlarından oluşan Göztepe ve Kozyatağı dayanışmaları, geçen hafta Pazar günü (23 Kasım) Tarım İl önünde biraraya gelerek eylem yapmıştı. Bu eylemde alınan “her Pazar buluşma kararı” üzerinde, ilk buluşma 30 Kasım Pazar günü gerçekleştirildi. “Göztepe parkına cami yaptırmadık, Yeşilbahar okulunu  imam hatibe çevrilmesini engelledik” diyen eylemciler, bu alanı da savunacaklarını vurguluyor.

 

ARŞİV