İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu Tehdit' ve 'Terörle mücadele eden kişileri hedef göstermek' iddiasıyla başlatılan soruşturmada Çağlayan Adliyesi’nde ifade verdi. İmamoğlu’nun ifade vermesi öncesinde binlerce kişi Çağlayan Adliyesi önünde toplandı. “Ekrem Başkan yalnız değildir” ve “Hak, hukuk, adalet” sloganlarının atıldığı meydanda polis araçları ve TOMA’lar konuşlandırıldı. CHP İl Başkanı Özgür Çelik, il ve ilçe belediye başkanları, CHP parti yöneticileri ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda siyasi isim İmamoğlu’na destek vermek için Çağlayan Adliyesi’ne gitti.
“SORUŞTURMA HUKUKİ DEĞİL SİYASİ”
Ekrem İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu ve avukatları Kemal Polat, Mehmet Pehlivan ve Nusret Yılmaz eşliğinde saat 09.50’de ifade vermeye başladı. İmamoğlu ifadesinde, soruşturmanın hukuki değil, siyasi olduğunu vurgulayarak, "Bağımsız yargı, millet adına karar verir. Türkiye, liyakatli savcıların ve hâkimlerin onurlu ülkesidir" dedi.
“YARGI TACİZİNİN EN ÜST SEVİYESİNİ YAŞIYORUZ”
İfade sonrası adliye önünde açıklama yapan İmamoğlu, sürecin adalet ve hak arayışıyla ilgili olduğunu belirterek, “Bugünkü mesele sadece benim meselem değil, 16 milyon insanın iradesiyle ilgilidir. İstanbul’da 4 aydır yargı tacizinin en üst seviyesini yaşıyoruz. Yılmadık, yılmayacağız” dedi. Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve akademisyen Ahmet Özer’in gözaltına alınmasını hatırlatan İmamoğlu, “Yargı eliyle süreci dizayn etme çabası devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
MANSUR YAVAŞ: “TÜRKİYE’Yİ CEZAEVİNE ÇEVİRMEK İSTİYORLAR”
Adliye önünde açıklama yapan Mansur Yavaş ise, “Türkiye’yi açık hava cezaevine çevirmek istiyorlar. İnsanlar serbestçe fikirlerini söylemelidir. İktidara gelince Silivri’yi kapatacağız. Bu ülkede hukuk ve demokrasiyi hakim kılacağız” dedi.
NE OLMUŞTU?
İmamoğlu hakkında, 20 Ocak’ta Kadıköy Caddebostan Kültür Merkezi’nde katıldığı panelde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ile ilgili kullandığı ifadeler nedeniyle ‘Tehdit’ ve ‘Terörle mücadele eden kişileri hedef göstermek’ suçlamalarıyla soruşturma başlatılmıştı. 27 Ocak’ta ise kamu davalarında görevli bir bilirkişinin ismini açık şekilde vermesi nedeniyle ‘Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs’ ve ‘Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’ iddialarıyla hakkında ikinci bir soruşturma açıldı.